Translation of "Zamanım" in Hungarian

0.015 sec.

Examples of using "Zamanım" in a sentence and their hungarian translations:

- Zamanım yok.
- Benim zamanım yok.

- Nincs időm.
- Nincs semmi időm.
- Nem érek rá.

Zamanım yok.

Nincs időm.

Zamanım var.

- Van időm.
- Nekem van időm.
- Én ráérek.
- Időm az van.

Zamanım yoktu.

Nem volt időm.

Zamanım tükeniyor.

Elfogyott az időm.

- Onun için zamanım olmadı.
- Ona zamanım olmadı.

Nem volt rá időm.

Çok zamanım var.

- Sok időm van.
- Bőven ráérek.

Zamanım olursa gelirim.

- Megyek, ha ráérek.
- Elmegyek, ha lesz időm.

Şimdi zamanım yok.

Most nincs időm.

Hâlâ zamanım var.

Még mindig van időm.

Çok zamanım yok.

Nincs túl sok időm.

Çok zamanım yoktu.

Nem sok időm volt.

Seyahat edecek zamanım yok.

Nem fér bele az időmbe az utazás.

Zamanım olup olmadığını bilmiyorum.

Nem tudom, hogy lesz-e időm.

Zamanım olsa sinemaya giderim.

Moziba mennék, ha lenne időm.

Zamanım olursa onu yaparım.

- Ha lesz időm, megcsinálom.
- Ha lesz időm, majd megcsinálom.
- Ha lesz időm, akkor majd megcsinálom.
- Ha lesz időm, megcsinálom majd.

Zamanım olacak mı bilmiyorum.

Nem tudom, hogy lesz-e időm.

Şimdi açıklayacak zamanım yok.

Most nincs időm elmagyarázni.

Ne kadar zamanım kaldı?

Mennyi időm van még hátra?

Şimdi konuşacak zamanım yok.

Most nincs időm beszélgetni.

Zamanım olursa sana yazarım.

- Írok neked, ha lesz időm.
- Majd írok neked, amikor időm engedi.

Yarın sabah zamanım var.

Holnap reggel lesz időm.

Benim bol zamanım var.

- Csomó időm van.
- Jó sok időm van.
- Időm, mint a tenger.
- Időmilliomos vagyok.

Ne kadar zamanım var?

Mennyi időm van?

Zamanım olduğunda, restorana giderim.

Amikor van rá időm, étteremben eszek.

- Kitap okumak için zamanım yok.
- Benim kitap okumak için zamanım yok.

Nincs időm, hogy könyveket olvassak.

- Dedikoduyla meşgul olacak zamanım yok.
- Dedikodu ile meşgul olacak zamanım yok.

Nincs időm pletykálni.

Ev ödevimi yapacak zamanım yok.

Nincs időm megcsinálni a házi feladatomat.

Neredeyse eve gidiyor olma zamanım.

Ideje már, hogy hazamenjek.

Acele et! Çok zamanım yok.

Siess! Nem érek rá egész nap.

Benim okumak için zamanım yok.

Nincs időm olvasni.

Şimdi bunun için zamanım yok.

Erre nekem most nincs időm.

Yarın onun için zamanım olmayacak.

Holnap nem fogok err ráérni.

Zamanım olursa gideceğim yer budur.

Ide mennék, ha lenne rá időm.

Bu kitabı okuyacak zamanım yok.

Nem érek rá elolvasni ezt a könyvet.

Keşke bunu yapacak zamanım olsa.

Bárcsak lenne időm megcsinálni!

Şimdi onun için zamanım yok.

Most erre nincs időm.

Benim ne zamanım nede param var.

Időm sincs, meg pénzem se.

- Okuyacak zamanım yok.
- Okuyacak vaktim yok.

- Nincs időm olvasni.
- Nem érek rá olvasni.
- Nincs időm az olvasásra.

Bu kitabı okumak için zamanım yok.

Nincs időm ennek a könyvnek az elolvasására.

Benim sadece kahve için zamanım var.

Csak egy kávéra van időm.

Fransızca çalışmak istiyorum ama zamanım yok.

Szeretnék megtanulni franciául, de nincs rá időm.

- Zamanım doldu mu?
- Sürem bitti mi?

Lejárt az időm?

Fazla zamanım yok. Onunla ilgilenebilir misin?

Nincs sok időm. Tudnál gondoskodni róla?

Boş zamanım sırasında arkadaşlarımla takılmak istiyorum.

A szabadidőmben szívesen lógok a haverokkal.

Şimdi yazabilirim zamanım var. Ya senin?

- Most van időm, hogy írjak. És neked?
- Van most időm írni. És neked?

Uzun zamandır en eğlenceli zamanım bu.

Rég nem szórakoztam ilyen jól.

Onu yapmak için çok zamanım var.

- Temérdek idő áll rendelkezésemre ehhez.
- Van egy csomó időm erre.

Şimdi senin için hiç zamanım yok.

Most éppen nincs önre időm.

Bunu ayrıntılı olarak açıklayacak zamanım yok.

- Nincs időm részletekbe menően elmagyarázni.
- Nincs időm részletesen elmagyarázni.

- Boş vaktim yok.
- Boş zamanım yok.

- Nincs szabadidőm.
- Nincs semmi szabadidőm.

Eğlence için hâlâ çok zamanım var.

- Még sok időm van a szórakozásra.
- Bőven van még időm szórakozni.

Şimdi onu yapmak için zamanım yok.

Most nincs időm megcsinálni.

- Bol zamanım var, ama yeterli param yok.
- Bol bol zamanım var ama yeterli param yok.

- Bár időm az sok van, de nincs elég pénzem.
- Bőven van időm, de pénzem nincs elég.

Konuşmaya hazırlanmak için çok az zamanım vardı.

Kevés időm volt a beszéd előkészítésére.

Almanca eğitimi almak istiyorum ama zamanım yok.

Szeretnék tanulni németül, de nincs időm.

Onun için ne zamanım nede param var.

- Se időm, se pénzem nincs erre.
- Sem időm, sem pénzem nincs arra.

- Buna vaktim yok.
- Bunun için zamanım yok.

- Erre nincs időm.
- Nincs időm erre.
- Nincsen időm erre.
- Erre nekem nincs időm.
- Ilyenre nekem nincs időm.
- Nem érek rá erre.

O kadar meşgulüm ki ayıracak zamanım yok.

Annyi a dolgom, hogy semmi időm nem marad.

Onu yapmak için zamanım olup olmayacağını bilmiyorum.

Nem tudom, hogy lesz-e időm megcsinálni.

Sorun şu ki bunun için zamanım yok.

Az a probléma, hogy erre nekem nincs időm.

Daha fazla zamanım olsaydı daha iyi yapabilirdim.

- Jobban is meg tudtam volna csinálni, ha több időm lett volna.
- Ha több időm lett volna, jobban meg tudtam volna csinálni.
- Jobban meg tudtam volna csinálni, ha több időm lett volna.

İşim kolay ve bir sürü boş zamanım var.

A munkám könnyű és sok szabadidőm van.

Daha fazla zamanım olsa, nasıl dans edileceğini öğrenirim.

Ha több időm lenne, megtanulnék táncolni.

Biraz boş zamanım vardı, bu yüzden şehri gezdim.

Volt némi szabadidőm, ezért bejártam a várost.

Keşke seninle kalmak ve konuşmak için zamanım olsa.

Bárcsak lenne időm, hogy maradhassak és beszélhessek veled!

Bir sürü param ve onu kullanacak yeterli zamanım var.

Sok pénzem van, és van elég időm is élvezni.

Daha fazla zamanım olsaydı daha kısa bir mektup yazardım.

Ha több időm lett volna, rövidebb levelet írtam volna.

Yeterli zamanım olsa her yıl New York City'ye giderim.

Ha elég időm lenne, minden évben elmennék New Yorkba.

Çok boş zamanım olduğu için Fransızca çalışmaya karar verdim.

Sok szabadidőm lévén, elhatároztam, hogy franciául tanulok.

Hiç çocuğum olmadığından, gönüllü iş yapmak için ebeveynlerin harcadığından daha çok harcayacak zamanım var.

Mivel nincsenek gyerekeim, több időm van önkéntes segítő munkára, mint a gyerekeseknek.