Translation of "Vahşi" in German

0.019 sec.

Examples of using "Vahşi" in a sentence and their german translations:

Vahşi hayvanlardan korkarım.

Ich habe Angst vor wilden Tieren.

Vahşi hayvanları beslemeyin.

- Wilde Tiere nicht füttern!
- Füttere keine wilden Tiere!

Bu çocuklar vahşi.

Diese Jungen sind eine Rasselbande.

Bu kızlar vahşi.

Diese Mädchen sind wild.

Özellikle vahşi hayvanlara karşı.

Besonders wilde Wesen.

Tilki vahşi bir hayvandır.

Füchse sind Wildtiere.

Vahşi hayvanlar ormanda yaşarlar.

- Wilde Tiere leben im Dschungel.
- Im Dschungel leben wilde Tiere.

Her vahşi dans edebilir.

Jeder Wilde kann tanzen.

Çok vahşi olma Jack.

Sei nicht so wild, Jack.

Vahşi köpeğe dikkat edin!

Achtung vor dem wilden Hund!

- Bazı vahşi hayvanlar yok olma eşiğinde.
- Bazı vahşi hayvanlar tükenme eşiğinde.

Einige Wildtiere sind vom Aussterben bedroht.

Vahşi yaşama düşman, betondan ormanlar.

Lebensfeindliche Betondschungel für Wildtiere.

Vahşi doğada ağaç kovuklarına tünerler.

In der Wildnis schlafen sie in Baumhöhlen.

Vahşi bir köpek kıza saldırdı.

Ein wilder Hund fiel das Mädchen an.

Tom vahşi hayvanlar tarafından öldürüldü.

- Tom wurde von wilden Tieren zerrissen.
- Tom wurde von wilden Tieren getötet.

Amazon ormanının çoğu hâlâ vahşi.

- Der größte Teil des Amazonas-Dschungels ist noch unberührt.
- Der größte Teil des Amazonas-Regenwaldes ist noch unberührt.

Alaska'da milyonlarca vahşi hayvan yaşıyor.

- Millionen von wilden Tieren leben in Alaska.
- In Alaska leben Millionen wilder Tiere.

Vahşi Jaguarlar hakkında rüya gördü.

Sie träumte von wilden Jaguaren.

- O vahşi hayvanlar hakkında çok şey bilir.
- Vahşi hayvanlar konusunda bilgisi çoktur.

Er weiß viel über wilde Tiere.

Hindistan Vahşi Yaşamı Koruma Derneğine göre

Laut der Wildlife Protection Society of India

Vahşi doğada sadece 14.000 pars kaldı.

Es leben nur noch 14.000 in freier Wildbahn.

Vahşi doğada, her zaman teknolojiye güvenemezsiniz.

in der Wildnis darf man sich nicht nur auf die Technik verlassen.

Vahşi doğada gireceğiniz mücadeleleri dikkatli seçin.

Wähle deine Kämpfe in der Wildnis weise.

Vahşi hayatta kaynaklar bulmalı ve değerlendirmelisiniz.

Will man in der Wildnis überleben, muss man erfinderisch sein.

Vahşi doğada yiyecek ararken seçiçi olamazsınız!

Auf der Suche nach Nahrung im Wald darf man nicht wählerisch sein.

Vahşi doğada yiyecek ararken seçici olamazsınız!

Auf der Suche nach Nahrung in der Wildnis darf man nicht wählerisch sein.

Vahşi istilacı sonunda veterinerler tarafından yatıştırılıyor

Der Eindringling wird schließlich von den Tierärzten ruhiggestellt

Buralarda bir sürü vahşi hayvan var.

Hier gibt es viele wilde Tiere.

Tom'a vahşi bir hindi tarafından saldırıldı.

Tom wurde von einem wilden Truthahn angegriffen.

- Vahşi hayvanlardan korkarım.
- Yabani hayvanlardan korkarım.

Ich habe Angst vor wilden Tieren.

Tom vahşi bir hayvan tarafından ısırıldı.

Tom wurde von einem wilden Tier gebissen.

Bazen vahşi doğada işler beklenmedik şekilde sonuçlanabilir.

In der Natur können die Dinge manchmal eine unerwartete Wendung nehmen.

Dördüncü nesil bir vahşi yaşam izcisi olarak

Als Raubkatzen-Tracker der vierten Generation

Kış yaklaştıkça vahşi doğada yiyecek iyice azalıyor.

In der Wildnis wird die Nahrung knapp, wenn der Winter naht.

Vahşi doğadayken unutmamanız gereken iki şey vardır.

In der Wildnis sind zwei Dinge besonders wichtig.

Vahşi, özgür bir hayvan tarafından bütünüyle kabullenilmek

von einem wilden, frei lebenden Tier voll und ganz akzeptiert zu werden.

O adada hâlâ bazı vahşi kabileler var.

Es gibt immer noch einige wilde Stämme auf dieser Insel.

Bazı vahşi kediler komşumun evinin altında yaşarlar.

Unter dem Haus meines Nachbars leben ein paar Wildkatzen.

Bir sürü vahşi hayvan yiyecek yokluğundan öldü.

Viele wilde Tiere verendeten aufgrund von Futtermangel.

Hiçbir finansal market vahşi batı bölgesinde duramaz.

Kein Finanzmarkt darf Wildwest-Gebiet bleiben.

Şehirler genişleyip vahşi yaşam alanları daralırsa ne olur?

Was passiert, wenn Städte wachsen und der Lebensraum wilder Tiere schrumpft?

Insanlar artık adım adım vahşi alanlara girmeye başladı.

dringen nun immer mehr Menschen in die Wildnis vor,

Ama geceleri şaşırtıcı derecede vahşi bir ortam oluşur.

Aber nachts sind sie überraschend gefährlich.

Vahşi doğanın ne kadar değerli olduğunu anlamamı sağladı.

Er hat mir gezeigt, wie wertvoll wilde Orte sind.

Bu vahşi ortamla temas hâlindesin ve seninle konuşuyor.

Du bist in Kontakt mit diesem wilden Ort und er spricht zu dir.

Vahşi hayvanları evcil hayvanlar olarak tutmak yasal değil.

Es ist nicht legal, sich wilde Tiere als Haustiere zu halten.

- Vahşi hayvanlar ormanda yaşarlar.
- Yabani hayvanlar ormanda yaşar.

Im Wald leben wilde Tiere.

Evcil kuşlar özgürlüğü hayal eder. Vahşi kuşlar uçar!

Zahme Vögel träumen von Freiheit. Wilde Vögel fliegen!

Ama bu vahşi kediden sonra diğer finalistimiz kim olacak?

Doch wer schließt sich der Wildkatze in unserer ultimativen Formation an?

Vahşi doğmuş, acımasız hayvanlar fakat güzel ve müstesna yırtıcılar.

Diese Bestien wurden als wilde, brutale und dennoch schöne Raubtiere geboren.

Vahşi hayatta iyi bir sığınak hayatta kalmanın tek yoludur.

Nur mit einem guten Unterschlupf überlebt man die Elemente.

Vahşi yaşam size bir besin fırsatı sunarsa onu değerlendirirsiniz!

Wenn die Wildnis einem etwas zu essen anbietet, dann nimmt man es!

Vahşi bir kadın, asi bir şarkıcı ve bir elçiyim.

Ich bin eine wilde Frau, eine rebellische Sängerin.

Vahşi manzaraları ve kalabalık şehirlerinde epik bir savaş veriliyor.

In seinen wilden Landschaften und pulsierenden Städten tobt ein Kampf epischen Ausmaßes.

Vahşi düz kürklü su samurları gündüz aktif olsa da...

In freier Wildbahn sind Indische Fischotter tagaktiv.

Hayvanların vahşi yaşamlarına dönmeleri için mükemmel bir ortam sağlıyor.

bietet Tieren optimale Voraussetzungen für eine Rückkehr zur wilden Lebensweise.

Bazı çiftçiler koyunlarını vahşi köpeklerden korumak için eşekleri kullanıyorlar.

Manche Farmer schützen ihre Schafe mit Eseln vor wilden Hunden.

Çevreciler geride kalan vahşi gergedanları kurtarmak için daha çok çalışıyor.

Naturschützer verstärken die Bemühungen, die verbliebenen Wildnashörner zu retten.

Singapur şu anda dünyanın vahşi yaşama en dost şehirlerinden biri.

Singapur ist heute eine der wildtierfreundlichsten Städte der Welt.

Bu vahşi hayvanların hayatlarının ne kadar hassas olduğunu fark ediyorsun.

Zu spüren, wie verletzlich das Leben dieser wilden Tiere ist.

Vahşi yaşam size bir yiyecek fırsatı sunarsa, onu değerlendirirsiniz! Ne yemeliyiz?

Wenn die Wildnis einem etwas zu essen anbietet, dann nimmt man es! Was wollen wir also essen?

Birim, 1793'te Prusyalılara karşı harekete geçti: vahşi bir ateş vaftizinde,

Die Einheit trat 1793 gegen die Preußen in Aktion: Bei einer brutalen Feuertaufe wurde die Hälfte

Vahşi doğada bir şey yemek her zaman risklidir ve şimdi başımız belada.

Die Nahrungsaufnahme in der Natur ist immer riskant und wir haben jetzt ein großes Problem.

Ama ince farkları ancak öyle görebiliyorsun. Vahşi doğayı işte o zaman tanıyorsun.

Aber so sieht man die kleinen Unterschiede. Dann lernt man die Wildnis kennen.

- Vahşi hayatta tek başına yaşayabilir misin?
- Çölde tek başına hayatta kalabilir misin?

- Könntest du allein in der Wildnis überleben?
- Könntet ihr allein in der Wildnis überleben?
- Könnten Sie allein in der Wildnis überleben?

Ama bunun sizi yıldırmasın. Vahşi doğa şaşırtıcıdır. Artık hangi yönün batı olduğunu biliyoruz,

Aber lass dich nicht entmutigen. Die Wildnis kann tückisch sein. Jetzt, wo wir den Weg nach Westen kennen,

Içeride Gubbi ve diğer vahşi yaşam görevlileri büyük ağlar gererek kaçağı tuzağa düşürmeyi umuyor.

legten Gubbi und andere Wildhüter große Netze aus, in der Hoffnung, den Flüchtigen zu fangen.

Dünya'nın dört bir yanında, vahşi hayvanlar yemek çalmak konusunda daha çok hüner göstermeye başlıyor.

Überall auf der Welt werden wilde Tiere immer kreativer darin, an Nahrung zu gelangen.

Kendi hâlindeki vahşi bir hayvan, ziyarete gelen bu garip insan yaratığından ne kazanabilir ki?

Warum sollte ein wildes Tier etwas von dieser seltsamen menschlichen Kreatur haben?

İlk başlarda suya girmek zor. Burası yüzmek için gezegendeki en vahşi, en korkunç yerlerden biri.

Am Anfang ist es schwer, ins Wasser zu kommen. Einer der wildesten und gruseligsten Orte zum Schwimmen auf dem Planeten.

Vahşi yaşam biyoloğu Dr. Wong Siew Te'ye göre en tehlikeli gergedan, kendini tehdit altında hisseden gergedandır.

Nach Angaben des Wildtierbiologen Dr. Wong Siew Te sind Nashörner am gefährlichsten, wenn sie sich bedroht fühlen.

Şehirlerimizin her türden vahşi yaşama yuva olduğu bir gelecek. Sadece geceleri değil, aynı zamanda... ...gündüzleri de.

Städte, die verschiedenen Wildtieren ein Zuhause bieten? Nicht nur nachts, sondern auch bei Tag?

Yağmur ormanları dünya yüzeyinin sadece yüzde ikisini kaplamasına karşın; vahşi bitki, hayvan ve bitki türlerinin yarısından fazlası orada yaşar.

Obwohl die Regenwälder lediglich zwei Prozent der Erdoberfläche einnehmen, leben dort mehr als die Hälfte aller Pflanzen-, Tier- und Insektenarten der Welt.

Onlar yiyecek veya içecek olmadan ve bir tek evle karşılaşmadan, büyük bir ormanın içinde iki gün seyahat etmeye gittiler ve her gece onlar ormanda olan vahşi hayvanların korkusu ile ağaçlara tırmanmak zorunda kaldılar.

Zwei Tage reisten sie nun, ohne Speis und Trank und ohne an einem einzigen Haus vorbeizukommen, durch einen großen Wald, und jede Nacht mussten sie aus Furcht vor den wilden Tieren, die in dem Walde hausten, in die Bäume hinaufklettern.