Translation of "Tilki" in German

İki tilki yakaladık.

Wir haben zwei Füchse gefangen.

Üç tilki yakaladık.

- Wir haben drei Füchse gefangen.
- Wir fingen drei Füchse.

Bir tilki birlikte geldi.

Ein Fuchs kam des Wegs.

Tilki vahşi bir hayvandır.

Füchse sind Wildtiere.

Kafamda kırk tilki dolaşıyordu.

Mein Herz raste.

Avcı bir tilki vurdu.

Der Jäger hat einen Fuchs geschossen.

Tilki eve gizlice yaklaşıyor.

Der Fuchs schleicht ums Haus.

Tilki birkaç saniye sonra kaçtı.

Nach ein paar Sekunden flitzte der Fuchs davon.

O siyasetçi eski bir tilki.

Dieser Politiker ist ein alter Fuchs.

Tavuğu o tilki öldürmüş olmalı.

- Dieser Fuchs da muss das Huhn getötet haben.
- Jener Fuchs muss die Henne getötet haben.

Tavuklar bir tilki tarafından öldürüldüler.

Die Hühner wurden von einem Fuchs gerissen.

Tilki ve ayı birlikte yaşadılar.

Der Fuchs und der Bär lebten zusammen.

şehre inen tilki, aslan ve domuz

Fuchs, Löwe und Schwein steigen in die Stadt ab

Bir tilki ve ayı birlikte yaşadılar.

Ein Fuchs und ein Bär lebten zusammen.

Az önce yolda koşan bir tilki gördüm.

Ich habe gerade eben einen Fuchs über die Straße rennen sehen.

Hızlı kahverengi tilki tembel köpeğin üstünden atlamadı.

Der schnelle, braune Fuchs sprang nicht über den faulen Hund.

Tilki olsaydı, gerçekten çok güçlü bir kokusu olurdu.

Bei einem Fuchs wäre der Geruch viel stärker.

Biz bir tilki yakalamak için bir tuzak kurduk.

Wir haben eine Falle gelegt, um einen Fuchs zu fangen.

Bu daha çok köpekgil benzeri, daha yumuşak. Tilki daha kalın olurdu.

Das riecht mehr nach Hund. Weniger intensiv. Fuchs ist herber.

"Biz kazanç için çalışmıyoruz" diye yanıtladı tilki. "Biz sadece başkalarını zenginleştirmek için çalışıyoruz."

„Wir arbeiten nicht des Gewinnes wegen“, erwiderte der Fuchs, „sondern nur, um andere zu bereichern.“

- Bir tilki aynı tuzakta iki kez yakalanmaz.
- Bir insan aynı hatayı iki kez yapmaz.

Der Fuchs tappt nicht zweimal in dieselbe Falle.

Uzun uzun zaman önce, bir maymun, bir tilki ve bir tavşan birlikte mutlu şekilde yaşadılar.

Vor langer Zeit lebten in Indien ein Affe, ein Fuchs und ein Hase freundschaftlich zusammen.