Translation of "Konuşmamız" in German

0.006 sec.

Examples of using "Konuşmamız" in a sentence and their german translations:

Konuşmamız gerek.

- Wir müssen miteinander reden.
- Wir müssen reden.

Konuşmamız gerektiğini düşünüyorum.

Ich glaube, wir sollten uns mal unterhalten.

Konuşmamız gerek, tatlım.

Wir müssen sprechen, Schatz.

Sanırım konuşmamız gerekiyor.

Ich denke, wir müssen miteinander reden.

Beyler, konuşmamız gerek.

Hey Ihr, lasst uns reden.

Seninle konuşmamız gerekiyor.

- Wir müssen mit dir sprechen.
- Wir müssen mit euch sprechen.
- Wir müssen mit Ihnen sprechen.

Yarın tekrar konuşmamız gerekebilir.

Vielleicht sollten wir uns morgen noch einmal unterhalten.

Konuşmamız hapşırıklarla sürekli bölündü.

Sein Niesen störte unsere Unterhaltung.

Gerçekten konuşmamız gerektiğini düşünüyorum.

Ich glaube wirklich, wir müssen miteinander reden.

Bizim seninle konuşmamız gerek.

Wir müssen mit dir reden.

Bunun hakkında konuşmamız gerekiyor.

Wir müssen darüber reden.

Konuşmamız sırasında gençliğinden bahsetti.

Im Verlaufe unserer Unterhaltung kam er auf seine Jugend zu sprechen.

İlişkimiz hakkında konuşmamız gerek.

Wir müssen über unsere Beziehung reden.

Gerçekten Tom'la konuşmamız gerekiyor.

Wir müssten wirklich mal mit Tom sprechen.

Konuşmamız gereken bir şey var.

- Es gibt da etwas, worüber wir uns unterhalten müssen.
- Es gibt da etwas, worüber wir reden müssen.

Bir şey hakkında konuşmamız gerekiyor.

Es gibt da etwas, worüber wir reden müssen.

Şimdi gerçekten Tom'la konuşmamız gerekiyor.

Wir müssten jetzt wirklich mal mit Tom sprechen.

Başka ne hakkında konuşmamız gerekiyor?

Worüber müssen wir sonst noch sprechen?

Birbirlerimizle daha sık konuşmamız gerek.

Wir müssen öfter miteinander reden.

Tom ve benim konuşmamız gerekiyor.

Tom und ich müssen reden.

- Onunla konuşmalıyız.
- Onunla konuşmamız gerekiyor.

Wir müssen mit ihm reden.

Bizim Tom'la yine konuşmamız gerek.

Wir müssen noch einmal mit Tom sprechen.

Bir uzmanla konuşmamız en iyisidir.

Am besten konsultieren wir einen Spezialisten.

Benim fikrim, Bay Brown'la konuşmamız gerektiğidir.

Ich denke, dass wir mit Herrn Brown sprechen sollten.

Bir şey hakkında seninle konuşmamız gerek.

Wir müssen uns mit dir über etwas unterhalten.

Senin ve benim konuşmamız gerektiğini düşünüyorum.

Ich glaube, wir müssen uns mal unterhalten.

Tom ve benim yapacak biraz konuşmamız var.

Tom und ich müssen uns mal unterhalten.

- Bizim konuşmamız gerekiyor.
- Biz konuşmak zorundayız.
- Biz konuşmalıyız.

- Wir müssen miteinander reden.
- Wir müssen reden.

Bir de ortaya çıkan paramiliter polisler hakkında konuşmamız çılgınca.

als die paramilitären Polizisten die auftauchen.