Translation of "Bizim" in Chinese

Bizim evimiz, bizim kurallarımız.

我們的房子，我們的規則。

Bizim otobüs gidiyor.

我们的车走了。

Bizim buzdolabı çalışmıyor.

我們的冰箱壞了。

Bizim kaz pişiriliyor.

- 這件事非同小可。
- 我們完蛋了。

Bizim tren gecikti.

我們的車誤點了。

Bunlar bizim kitaplarımız.

这些是我们的书。

O bizim memnuniyetimizdir.

这是我们的荣幸。

Bizim şekerimiz yok.

我们没有糖。

Bizim acelemiz var.

- 我們很匆忙。
- 我們很急。

Bu bizim duyduğumuz.

这都是咱们听说的。

Şu, bizim okulumuz.

那是我们的学校。

Bizim şekerimiz tükendi.

我们的糖用完了。

O bizim hatamız.

它是我們的錯誤。

Bizim kaynaklarımız tükeniyor.

我们的供给要用完了。

Bu bizim sırrımızdı.

它是我們的秘密。

Çocuklar bizim geleceğimiz.

孩子是我们的未来。

Bunlar bizim masalarımız.

这些是我们的书桌。

Bizim para bitti.

我们的钱花完了。

O bizim ev.

那是我們的房子。

Dünya bizim evimizdir.

地球是我们的家。

Bu bizim pasaportumuz.

這是我們的護照。

Tepedeki bina bizim okulumuzdur.

山上的那棟建築物就是我們的學校了。

O bizim teklifimizi reddetti.

他拒绝了我们的邀请。

O, bizim tavsiyemizi izleyemedi.

他沒有遵循我們的忠告。

Sen bizim tek umudumuzsun.

你是我们唯一的希望。

Bizim yeterince zamanımız var.

我们来得及。

O bizim konuşmamızı kesti.

他打断了我们的谈论。

Bizim şirket için çalışırdı.

她以前在我們公司工作。

O bizim sorunumuz mu?

那是我們的問題嗎？

Bizim hiç sırrımız yok.

我們沒有秘密。

O bizim hatamız değil.

这不是我们的错。

Bizim üç uçağımız var.

我们拥有三架飞机。

Bizim iki çocuğumuz var.

我们有两个孩子。

Bizim restoranımız en iyisidir.

我们的饭店是最好的。

Bizim takım oyunu kazandı.

我們這隊贏得了比賽。

Evet, o bizim müdürümüz.

对，是我们经理。

Bizim bugün okulumuz yok.

我們今天不用上學。

Eric bizim futbol takımında.

Eric在我們的足球隊上。

Tom bizim Fransızca öğretmenimiz.

汤姆是我们的法语老师。

O, bizim dilimizi konuşmaz.

他不會說我們的語言。

Bizim hiç şekerimiz yok.

我们没有糖。

Bizim çit demirden yapılmıştır.

我們的欄杆是鐵做的。

Bizim sınıfımız çok küçüktür.

我们的教室非常小。

Bizim bekleyip görmemiz gerekecek.

你得等一等看。

Bizim beden eğitimimiz var.

我们有上体育课。

Bizim hiç suyumuz yok.

我们没水。

Bu bizim hatamız değil.

这不是我们的错。

Evet, o bizim menajerimiz.

对，是我们经理。

George bizim takımın kaptanıdır.

喬治是我們隊的隊長。

O bina bizim okulumuz.

那座建築物就是我們的學校了。

Yardımın bizim için vazgeçilmezdir.

您的帮助对我们来说是必不可少的。

İnsanların zorlukları bizim zorluklarımızdır.

人民的困难就是我们的困难。

O bizim İngilizce öğretmenimizdir.

他是我們的英文老師。

Karısı bizim İtalyanca öğretmenimiz.

- 他的夫人是我们的意大利语老师。
- 他太太是我們義大利文的老師。

O, bizim konuşmamızı kesti.

他打斷了我們的談話。

Bizim sermayeye ihtiyacımız var.

我们需要资本。

Bizim üç çocuğumuz var.

我們有三個孩子。

İngilizce bizim için kolay değildir.

英语对我们来说不容易。

Bizim araba dün gece bozuldu.

我們的昨晚車拋錨了。

Otobüs durağı bizim okulun yanındadır.

巴士站離我們的學校近。

Bir kamyon bizim köpeği ezdi.

一輛卡車輾過一隻狗。

Tom yarın bizim okula geliyor.

湯姆明天會來我們的學校。

Bayan Smith bizim İngilizce öğretmenimizdir.

史密斯太太是我們的英語老師。

Papaz Allah bizim kurtuluşumuzdur dedi.

“天主是我们的救援。”，牧师说。

O, tam bizim karşımızda yaşar.

她就住在我們對面。

Bizim okulumuz parka çok yakındır.

我们学校离公园非常近。

O, bizim okulumuzda bir öğretmendir.

他是我們學校的老師。

Fikriniz bizim için çok önemli.

您的意見對我們很重要。

Onun bizim partiye gelmesi olasıdır.

他可能會來參加我們的派對。

Bizim okulumuzun müdürü çok yaşlıdır.

我校校长很老了。

Bizim takımda en iyi oyuncudur.

他是我们队上最优秀的选手。

Bizim beş çeşit kebabımız var.

我们有五种烤肉串。

Bizim büyük bir seyircimiz vardı.

我们有很多听众。

Bizim takım oyunlarının hepsini kaybetti.

我們的隊伍輸了所有的比賽。

Bizim bir planımız olmak zorunda.

我們必須有計畫。

Bizim kazanma şansımız olacağını sanmıyorum.

我认为我们没有机会赢。

Bizim hala biraz kafamız karışık.

我們還是有點疑惑。

Bizim özel bir ilişkimiz var.

我們有特殊聯繫。

Bugün bizim çok yiyeceğimiz var.

我们今天有很多饭。

Bizim başka bir seçeneğimiz yok.

我们别无选择。

Size yardım etmek bizim işimiz.

帮助你是我们的工作。

Ona yardım etmek bizim işimiz.

幫助她是我們的工作。

Hâlâ bizim için çalışıyor musun?

你还在为我们工作吗？

Onlar bizim hakkımızda konuşuyor mu?

他们在讨论我们吗？

Tom bizim en büyük oğlumuz.

汤姆是我们最大的儿子。

Bizim mükemmel bir ilişkimiz vardı.

我們的關係非常好。

Tom bizim en iyi oyuncumuz.

汤姆是我们最棒的球员。

Sanırım bu bizim kötü şansımızdı.

我猜这是我们的运气坏。

Bu haber bizim için önemli.

這篇新聞對我們來說很重要。

O genç adam bizim öğretmenimizdir.

那位帅哥是我们的老师。

Bizim sınıfta olduğun için memnunuz.

我们很高兴你加入了我们班。

Sana bizim evin etrafını göstereyim.

讓我帶你四處看看我們的房子。

O, bizim köpeği besleyen kişidir.

她是喂我們的狗的人。

Bizim, Japonya'da dört mevsimimiz var.

我们在日本里有四个季节。

Bizim altı tane yumurtamız var.

我们有六枚鸡蛋。