Translation of "Hoşlanmadığını" in German

0.006 sec.

Examples of using "Hoşlanmadığını" in a sentence and their german translations:

Ondan hoşlanmadığını biliyorum.

- Ich weiß, dass du ihn nicht magst.
- Ich weiß, dass Sie ihn nicht mögen.
- Ich weiß, dass ihr ihn nicht mögt.

Tom'un benden hoşlanmadığını biliyorum.

Ich weiß, Tom mag mich nicht.

Ondan niçin hoşlanmadığını bilmiyorum.

Ich weiß nicht, wieso ihr ihn nicht mögt.

Tom'dan niçin hoşlanmadığını anlayabiliyorum.

- Ich kann verstehen, warum du Tom nicht magst.
- Ich kann verstehen, warum Sie Tom nicht mögen.

- Neden Tom'un benden hoşlanmadığını düşünüyorsun?
- Neden Tom'un benden hoşlanmadığını düşünüyorsunuz?

Was glaubst du, warum Tom mich nicht mag?

Tom'un Mary'den hoşlanmadığını nasıl biliyorsunuz?

Woher weißt du, dass Tom Maria nicht leiden mag?

Tom konserden hiç hoşlanmadığını söyledi.

Tom sagte, das Konzert habe ihm überhaupt nicht gefallen.

Tom Mary'nin konserden hoşlanmadığını söyleyebildi.

Tom konnte sehen, dass Maria das Konzert nicht gefiel.

Tom'un neden benden hoşlanmadığını merak ediyorum.

Ich frage mich, warum Tom mich nicht mag.

Mary'nin ondan hoşlanmadığını neden Tom'a söyledin?

Warum hast du Tom gesagt, dass Maria ihn nicht mag?

Birinin senden hoşlanıp hoşlanmadığını nasıl söyleyebilirsin?

Woran erkennt man, ob jemand einen mag?

Tom Mary'nin kendisinden niçin hoşlanmadığını bilmiyor.

Tom weiß nicht, warum Mary ihn nicht mag.

Tom Mary'nin ondan hoşlanıp hoşlanmadığını bilmiyor.

Tom weiß nicht, ob Mary ihn mag oder nicht.

Tom Mary'nin ondan niçin hoşlanmadığını anlayamadı.

Tom begriff nicht, warum Maria ihn nicht mochte.

Tom Mary'ye ondan hoşlanıp hoşlanmadığını sordu.

Tom fragte Mary, ob sie ihn mochte.

Onun benden hoşlanıp hoşlanmadığını nasıl bilirim?

Woran erkenne ich, ob sie mich mag?

Tom'un benden hoşlanıp hoşlanmadığını merak ediyorum.

Ob Tom mich wohl leiden mag?

Tom Mary'nin neden ondan hoşlanmadığını merak ediyordu.

Tom fragte sich, warum Maria ihn wohl nicht mochte.

Tom'un burada bundan hoşlanmadığını ne zaman anladın?

- Wann ist dir denn aufgefallen, dass es Tom hier nicht gefällt?
- Wann haben Sie denn bemerkt, dass es Tom hier nicht gefällt?

Tom Mary'nin neden John'dan hoşlanmadığını merak ediyordu.

Tom fragte sich, warum Maria Johannes nicht mochte.

Bir kızın benden hoşlanıp hoşlanmadığını nasıl bilebilirim?

Woran kann ich erkennen, ob ein Mädchen mich mag?

- Onu sevip sevmediğini bilmiyorum.
- Ondan hoşlanıp hoşlanmadığını bilmiyorum.

Ich weiß nicht, ob du sie magst oder nicht.

Tom Mary'nin John'un neden kendisinden hoşlanmadığını bildiğine inanamıyor.

Tom kann nicht glauben, dass Maria weiß, warum Johannes sie nicht mag.

Sanırım sonunda Tom Mary'nin gerçekten ondan hoşlanmadığını anlayacak.

Ich denke mal, dass Tom letztlich schon dahinterkommen wird, dass Maria ihn eigentlich gar nicht mag.

Buradaki çoğu kişinin benden çok fazla hoşlanmadığını biliyorum.

Ich weiß, dass die meisten hier mich nicht sonderlich gern haben.

Onun benden neden hoşlanmadığını bilmiyorum, lakin önemi yok.

Ich weiß nicht, warum ich ihm nicht gefalle, aber das ist nicht wichtig.

Tom Mary'nin onun aldığı hediyeden hoşlanıp hoşlanmadığını merak ediyordu.

Tom fragte sich, ob Maria das Geschenk, das er ihr gekauft hatte, wohl gefallen würde.

- Tom'u sevmediğini biliyorum.
- Tom'dan hoşlanmadığını biliyorum.
- Tom'u sevmediğinden haberim var.

Ich weiß, dass du Tom nicht magst.

Albümü tekrar dinle ve daha sonra ondan hoşlanıp hoşlanmadığını bana söyle.

Hör nochmal die Platte und später sagst du mir, ob sie dir gefällt.

Kemiklerin balıklardan hoşlanmamak için gerçekten iyi bir neden olmadığından dolayı sadece balıklardan hoşlanmadığını söylüyorsun.

Die Gräten sind doch kein Grund, nicht gerne Fisch zu essen!