Translation of "Engelliyor" in German

Ama hükümet, interneti engelliyor.

Aber die Regierung blockiert das Internet.

Büyük bir direk göl manzarasını engelliyor.

Eine große Säule behindert die Aussicht auf den See.

Dünyadan ayrılma acı çekmeyi gerçekten engelliyor mu?

Beseitigt Selbstverleumdung Leiden?

Işık kirliliği, Kuzey Amerika'daki insanların yüzde 80'inin Samanyolu'nu görmesini engelliyor.

Durch Lichtverschmutzung können 80 Prozent der Einwohner Nordamerikas nicht die Milchstraße sehen.

Aslında engelliyor fakat kadın yine bu sefer aynı saatte farklı bir bölgede farklı bir şekilde yine ölüyor

Eigentlich blockiert es, aber diesmal stirbt die Frau dieses Mal zur gleichen Zeit wieder in einem anderen Bereich.