Translation of "Kuzey" in German

0.010 sec.

Examples of using "Kuzey" in a sentence and their german translations:

Aslında kuzey kutbu, kuzey kutbu.

eigentlich der Nordpol, Nordpol.

kuzey kutbu, kuzey kutbu değil mi?

Nordpol, ist es nicht Nordpol?

kuzey kutbu demişken manyetik kuzey kutbu

Magnetischer Nordpol Sprechender Nordpol

kuzey kutbunu buluyor

findet den Nordpol

Ben Kuzey Afrikalıyım.

Ich komme aus Nordafrika.

Kuzey rüzgarı serindir.

Der Nordwind ist kühl.

Ben Kuzey Koreliyim.

Ich komme aus Nordkorea.

Kuzey Kore tuhaftır.

Nordkorea ist eigenartig.

- Kuzey Kutbu'nda penguen yok.
- Kuzey Kutbu'nda buzulkuşları yoktur.

Am Nordpol gibt es keine Pinguine.

Kuzey, güney. İyi göstergeler.

Norden, Süden. Gute Indikatoren!

Dünyanın kuzey kutbundan içeriye

vom Nordpol der Welt

kuzey kutbunu gösteriyor böyle

zeigt den Nordpol so

Manyetik kuzey kutbunu gösterir

zeigt magnetischen Nordpol

Manyetik kuzey kutbunu buluyor

findet den magnetischen Nordpol

30 Mart'ta saldırılarına Kuzey.

Am 30. März begannen sie ihren Angriff von Norden.

Kuzey Denizi'nde petrol bulundu.

Unter der Nordsee wurde Öl entdeckt.

Tom, Kuzey Karolina'da yaşıyor.

Tom wohnt in Nordkarolinien.

Kuzey yüzündeki sarpa tırmanacaklar.

Sie erklommen die schroffe Nordseite.

Kuzey kutbuna sefere çıktılar.

Sie brachen zu einer Expedition zum Nordpol auf.

Augusteno Kuzey Afrika'da doğdu.

Augustinus wurde in Nordafrika geboren.

Ben Kuzey İsveç'te yaşıyorum.

Ich wohne in Nordschweden.

Kuzey güneyden zıt yöndedir.

Norden ist die entgegensetzte Richtung von Süden.

Kuzey Amerikalıları sever misin?

Magst du Nordamerikaner?

Kuzey Işıklarını görmek istiyorum.

Ich würde so gern die Polarlichter sehen.

Lütfen kuzey girişini kullanın.

Gehen Sie bitte durch den Nordeingang!

Bak, o, Kuzey Yıldızı.

Guck mal, es ist der Polarstern.

Evim şehrin kuzey kesiminde.

Mein Haus ist im Norden der Stadt.

Pyongyang, Kuzey Kore'nin başkentidir.

Pjöngjang ist die Hauptstadt von Nordkorea.

Kuzey Kore'ye gitmek istiyorum.

Ich will nach Nordkorea.

Kuzey Sibirya'da eriyen kar suyuyla

Wir müssen mit Schmelzwasser

Manyetik kuzey kutbundan içeriye giriyor

vom magnetischen Nordpol hereinkommen

Birde manyetik kuzey kutbu var

Es gibt einen magnetischen Nordpol

O hayvanlar Kuzey yarımkürede görülebilir.

Diese Tiere kann man auf der Nordhalbkugel sehen.

Onlar onu Kuzey Amerika'ya gönderdiler.

Sie haben ihn nach Nordamerika geschickt.

Japonya kuzey yarımkürede yer alır.

- Japan liegt in der nördlichen Hemisphäre.
- Japan liegt auf der Nordhalbkugel.

Cezayir Kuzey Afrika'da yer almaktadır.

Algerien liegt in Nordafrika.

Kanada Kuzey Amerika'da yer almaktadır.

Kanada liegt in Nordamerika.

Yosun burada, yani kuzey muhtemelen şurası.

Moos hier, Norden vermutlich in dieser Richtung.

Everest Ana Kampı'ndan Kuzey Kutbu maratonlarına.

und zwei Marathons am Nordpol und vom Basislager des Mount Everest aus.

Bu arada Kuzey Amerika, Güney Amerika

Und nebenbei basiert dies auf der Annahme,

Fakat bizim bildiğimiz coğrafi kuzey kutup

aber den geografischen Nordpol kennen wir

kuzey güney olacak doğu batı olacak

wird Nord-Süd sein wird Ost-West sein

Meksika, Kuzey Amerika'da bulunan bir ülkedir.

Mexiko ist ein Staat in Nordamerika.

Hokkaido Japonya'nın kuzey kesiminde yer almaktadır.

- Hokkaidō liegt im Norden Japans.
- Hokkaidō befindet sich im Norden Japans.

Kuzey Amerika'daki en yüksek dağ hangisi?

- Welcher Berg ist der höchste Nordamerikas?
- Welches ist der höchste Berg Nordamerikas?

Cezayir, Kuzey Afrika'daki en büyük ülkedir.

Algerien ist das größte Land Nordafrikas.

Amerika Birleşik Devletleri Kuzey Yarım kürededir.

Die Vereinigten Staaten liegen auf der Nordhalbkugel.

Kuzey Amerika'daki en yüksek dağ hangisidir?

Welcher Berg ist der höchste Nordamerikas?

İnanılmaz bir Kuzey Atlantik somonumuz var.

Wir haben phantastischen nordatlantischen Lachs.

Kuzey Dakota'da bir kar fırtınası vardı.

Es gab in Norddakota einen Schneesturm.

Kuzey Amerika'daki çoğu insan Samanyolu'nu göremiyor.

Die meisten Menschen in Nordamerika können nicht die Milchstraße sehen.

Kuzey Kore ve Güney Kore komşudurlar.

Nordkorea und Südkorea sind Nachbarländer.

Ve onu Kuzey Florida'da Cennet Sahili'ne gönderiyorlar.

Sie schickten ihn nach Paradise Beach in Nordflorida.

Güneş, kuzey yarı küreye iyice işlemeye başladıkça...

Die Sonne wandert weiter über die Nordhalbkugel.

Ve dolayısıyla bu da kuzey-güney hattım.

Somit ist das die Nord-Süd-Linie.

1940'ta Kuzey Amerika ürünlerinin olduğu yerde.

entspricht dem von Nordamerika von 1940.

Tom ve Mary, Kuzey Avrupa'yı ziyaret ettiler.

Tom und Maria besuchten Nordeuropa.

Libya, Kuzey Afrika'daki en büyük ikinci ülkedir.

Libyen ist das zweitgrößte Land Nordafrikas.

Güney Kore, Kuzey Kore'den çok daha güzeldir.

Südkorea ist viel schöner als Nordkorea.

Avrupalı yeşil yengeçler Kuzey Amerika'yı istila ediyor.

Die Gemeine Strandkrabbe fällt in Nordamerika ein.

Kuzey Amerika'da emniyet kemerinizi bağlamamanız yasaya aykırıdır.

- In Nordamerika ist es widergesetzlich den Sicherheitsgurt nicht anzuschnallen.
- In Nordamerika ist es gegen das Gesetz, den Sicherheitsgurt nicht anzuschnallen.

Kuzey ışıkları, Grönland'ta tüm yıl boyunca görünür.

Nordlichter treten in Grönland das ganze Jahr über auf.

Kuzey Yarımküre'de ilkbahar olduğunda, Güney Yarımküre'de sonbahardır.

Ist auf der Nordhalbkugel Frühling, dann ist auf der Südhalbkugel Herbst.

Güney Kutbu, Kuzey Kutbu'ndan çok daha soğuktur.

Der Südpol ist viel kälter als der Nordpol.

O onlara nehrin kuzey tarafında kalmalarını söyledi.

Er sagte ihnen, dass sie auf der Nordseite des Flusses bleiben sollten.

Bu kuşlar kışın Kuzey Afrika'ya göç ederler.

Diese Vögel ziehen im Winter nach Nordafrika.

Kuzey veya güneyindeyse... ...mevsimler değiştikçe bu denge bozulur.

Aber im Norden und Süden verschiebt sich das Verhältnis mit den Jahreszeiten.

Dört günlük devasa Leipzig Muharebesi'nde kuzey kesimine komuta

Bei der gigantischen viertägigen Schlacht von Leipzig befehligte er den nördlichen Sektor und hielt

Kuzey Almanya'da, Güney Almanya'dan daha fazla putperest vardır.

In Norddeutschland gibt es mehr Heiden als in Süddeutschland.

Kuzey Şili'deki Atacama Çölü, yeryüzündeki en kurak yerdir.

Die Atacama-Wüste in Nordchile ist der trockenste Ort der Welt.

Kuzey Almanya'da, Güney Almanya'dan daha fazla bozkır vardır.

In Norddeutschland gibt es mehr Heiden als in Süddeutschland.

Bisiklet sürmek Kuzey Amerika'da gittikçe daha popüler oluyor.

Radfahren wird in Nordamerika immer beliebter.

1950'de Kuzey Kore Güney Kore'yi istila etti.

1950 drang Nordkorea in Südkorea ein.

Leif Erikson, Kuzey Amerika'yı Kristof Kolomb'tan önce keşfetti.

Leif Erikson entdeckte Nordamerika noch vor Christoph Kolumbus.

Yoksa kuzey kutbu ile güney kutbu yer mi değiştirecek?

Oder wird es den Nordpol und den Südpol ersetzen?

Işte bu da manyetik kuzey kutbunun yer değiştirmesinden kaynaklı

Dies ist auf die magnetische Nordpolverschiebung zurückzuführen

Tom, Kuzey Kutbu'nda Santa Claus'u ziyarete gitmek istediğini söyledi.

Tom sagte, dass er den Weihnachtsmann am Nordpol besuchen wolle.

Birleşik Krallık; İngiltere, İskoçya, Galler ve Kuzey İrlanda'dan oluşur.

Das Vereinigte Königreich besteht aus England, Schottland, Wales und Nordirland.

Kuzey Kutbu'nda görev yapmak çok zor, bir robot için bile.

In der Arktis zu arbeiten, ist sehr schwierig, selbst für einen Roboter.

Yani bir diğer deyişle biz ilerlemeyi kuzey-batı yönüyle paylaştık

Mit anderen Worten, wir haben die Fortschritte in nordwestlicher Richtung geteilt.

Ney yenilgiye uğramıştı, ancak Napolyon onu kuzey kanadının komutasında tuttu.

Ney war durch seine Niederlage am Boden zerstört, aber Napoleon behielt das Kommando über seinen Nordflügel.

Kuzey Amerika'da bir kişi omuzlarını silktiğinde bu; "bilmiyorum" anlamına gelir.

Zuckt in Nordamerika jemand mit den Schultern, heißt das: "Ich weiß nicht."

Bilim adamları Kuzey kutup bölgesindeki koşulları yakın bir gözlemde tutuyor.

Wissenschaftler behalten die Gegebenheiten in der Arktis genau im Auge.

Kendini bir saldırıya atarak savaşın kontrolünü kaybetti ve Bernadotte'nin Kuzey Ordusu

Er warf sich in einen Angriff, verlor die Kontrolle über die Schlacht und wurde von Bernadottes

Kuzey Denizi'ndeki Alman savaş gemileri, İngiliz sahil kasabalarına çarpıp baskın düzenledi,

In der Nordsee ragen deutsche Kriegsschiffe ein Schlagabtausch gegen englische Küstenstädte,

Won hem Kuzey Kore'de hem de Güney Kore'de kullanılmaktadır.Onun sembolü "₩" dır.

Der Won ist die Währung sowohl in Nord- als auch in Südkorea. Sein Symbol ist ₩.

Kuzey Amerikalıların yaklaşık % 80'i ışık kirliliği nedeniyle artık Samanyolunu göremiyor.

Etwa 80 % der Nordamerikaner können die Milchstraße aufgrund der Lichtverschmutzung nicht mehr sehen.

Işık kirliliği, Kuzey Amerika'daki insanların yüzde 80'inin Samanyolu'nu görmesini engelliyor.

Durch Lichtverschmutzung können 80 Prozent der Einwohner Nordamerikas nicht die Milchstraße sehen.

Kuzey kutup bölgesi, gezegenin geri kalanından iki kat daha hızlı ısınıyor.

Die Arktis erwärmt sich doppelt so schnell wie der Rest des Planeten.

Şimdi yönümüzü kuzey-batı yönünde ilerletelim. Ve yine 60 km hızla gidelim.

Bewegen wir nun unsere Richtung nach Nordwesten. Und lass uns wieder 60 km fahren.

İzlanda, Kuzey Atlantik'te Grönland, Faroe Adaları ve Norveç arasındaki bir ada ülkesidir.

Island ist ein Inselstaat im Nordatlantik zwischen Grönland, den Färöer-Inseln und Norwegen.

Kuzey ülkelerinin işçilerine güney bölgelerindeki üretimi değiştirmesi için yüksek bir bedel ödedik.

Die Arbeiter der Länder des Nordens haben für die Verlagerung der Produktion in südliche Regionen einen hohen Preis gezahlt.

Kışın sunduğu zorlukları avantaja çevirerek o uzun kuzey gecelerinin hakiki hâkimleri hâline gelmişlerdir.

Sie nutzen die Herausforderungen des Winters als Vorteile und sind wahre Meister dieser langen nordischen Nächte.

Meksika; Kanada ve Amerika Birleşik Devletleri'nden sonra, Kuzey Amerika'daki en büyük üçüncü ülkedir.

Mexiko ist, nach Kanada und den Vereinigten Staaten, das drittgrößte Land Nordamerikas.

Kuzey kutup bölgesindeki sıcaklıklar uzak güneydeki sıcaklıklardan 2 ila 3 kat daha hızlı artıyor.

In der Arktis steigen die Temperaturen zwei- bis dreimal schneller als weiter südlich.

Aşağı Elbe Nehri'ni ve Napolyon'un stratejik kuzey kanadını güvence altına alan sert ve etkili bir Hamburg valisiydi

die Unterelbe und Napoleons strategische Nordflanke sicherte. Er organisierte ein neues

Orta Çağ Avrupa edebiyatında Yedi Deniz; Kuzey Denizi, Baltık, Atlantik, Akdeniz, Siyah, Kızıl ve Arap denizlerine işaret ediyordu.

In der mittelalterlichen europäischen Literatur waren mit den Sieben Meeren Nord- und Ostsee, Atlantik, Mittel-, Schwarzes, Rotes und Arabisches Meer gemeint.

Ekonomistler 2060 yılı civarında, Avrupa ve Kuzey Amerika'dan oluşan sözde "Batı dünyası"nın küresel ekonomideki egemen konumunu kaybedeceğini tahmin ediyorlar.

Wirtschaftswissenschaftler sagen voraus, dass die sogenannte „westliche Welt“, die Europa und Nordamerika umfasst, ihre dominierende Stellung in der Weltwirtschaft um das Jahr zweitausendsechzig verlieren wird.

Herkesin bir evi var, edindiği, bir yuva, sığındığı. Evim benim çölüm, yuvam cılız fundalığım. Sadece kuzey rüzgarı benim ateşim, yağmur benim banyom.

Alle haben ein Haus, das sie aufnimmt, ein Heim, in dem sie Zuflucht finden. Mein Haus ist die Wüste, mein Heim ist die magere Heide. Allein der Nordwind ist mein Feuer, der Regen allein mein Bad.