Translation of "Yakındaki" in French

0.003 sec.

Examples of using "Yakındaki" in a sentence and their french translations:

O yakındaki bir kasabada yaşıyordu.

Je vivais dans une ville proche d'ici.

Karım yakındaki bir barda çalışıyor.

Ma femme travaille dans un pub à côté.

Yakındaki akarsulardan su almak için yürürdük.

Nous marchions pour aller chercher de l'eau dans les ruisseaux voisins.

Fırtına yüzünden yakındaki bir ahıra sığındık.

Nous nous sommes réfugiés de la tempête dans une grange à proximité.

Yakındaki bir bankada bir hesap açtım.

- J'ai ouvert un compte dans une banque du coin.
- J'ouvris un compte dans une banque du coin.

İstasyondan çıktı ve yakındaki telefon kulübesine girdi.

Elle est sortie de la gare et est allée dans une cabine téléphonique.

Tom yiyecek bir şey almak için yakındaki bir markete gitti.

Tom est allé à une épicerie proche pour acheter quelque chose à manger.

İki kurşun mağduru yakındaki bir hastanede yoğun bakım ünitesinde bulunmaktadır.

Les deux victimes de la fusillade se trouvent en unité de soins intensifs dans un hôpital des environs.