Translation of "Kasabada" in French

0.006 sec.

Examples of using "Kasabada" in a sentence and their french translations:

Sirk kasabada.

Le cirque est en ville.

Kasabada yeniyiz.

- Nous sommes nouveaux en ville.
- Nous sommes nouvelles en ville.

Oğlu kasabada kayboldu.

Son fils était perdu dans la ville.

O kasabada yeni.

Elle est nouvelle en ville.

- Küçük kasabada hayat sıkıcıdır.
- Küçük bir kasabada hayat sıkıcıdır.
- Küçük bir kasabada yaşam sıkıcıdır.

La vie dans une petite ville est ennuyeuse.

Onlar bu kasabada yaşıyorlar.

Ils vivent dans cette ville.

O, sonraki kasabada yaşıyor.

Il vit dans la ville d'à côté.

O onu kasabada bıraktı.

Il l'a laissée en ville.

Küçük bir kasabada yaşıyorum.

Je vis dans une petite ville.

Bu kasabada neler oluyor?

Que se passe-t-il dans cette ville ?

Senin kasabada olduğunu duydum.

J’ai ouï dire que vous étiez en ville.

O kasabada iş bulabildi.

Il a pu trouver du travail dans cette ville.

Küçük bir kasabada yaşadım.

- Je vivais dans une petite ville.
- J'ai vécu dans une petite ville.

Bu kasabada kimseyi tanımıyorum.

Je ne connais personne dans cette ville.

Okulun bu kasabada mı?

Ton école se situe-t-elle dans cette ville ?

Ben bir kasabada yaşıyorum.

- Je vis dans une ville.
- Je vis dans une commune.

Tabii ki, kasabada konserler vardı.

Bien sûr, il y avait des concerts dans la ville.

Bu kasabada çok arkadaşı yok.

Elle n'a pas beaucoup d'amis dans cette ville.

O, kasabada bir süpermarket çalıştırır.

Il gère un supermarché en ville.

Ben bu küçük kasabada büyüdüm.

J'ai grandi dans cette petite ville.

O yakındaki bir kasabada yaşıyordu.

Je vivais dans une ville proche d'ici.

Kasabada en pahalı otelde kaldık.

Nous avons séjourné dans l'hôtel le plus cher de la ville.

Ben ufak bir kasabada büyüdüm.

- J'ai grandi dans une petite ville.
- J'ai grandi dans une bourgade.

İtalya'da küçük bir kasabada doğdu.

Il est né dans une petite ville de l'Italie.

Ben küçük bir kasabada büyüdüm.

J'ai grandi dans une petite ville.

Kasabada ilginç bir şey buldum.

J'ai trouvé quelque chose d’intéressant dans la ville.

Ben küçük bir kasabada yaşıyorum.

- Je vis dans une petite ville.
- Je vis dans une petite commune.

Küçük bir kasabada yaşamak istiyorum.

- Je veux vivre dans une petite ville.
- Je veux vivre dans une petite municipalité.

Kasabada çok eski bir tapınak vardır.

- Il y a un très vieux temple en ville.
- Il y a un très vieux temple dans la ville.

Tüm hayatı boyunca o kasabada yaşadı.

Elle a vécu toute sa vie dans cette ville.

Ben bu kasabada burada kimseyi tanımıyorum.

Je ne connais personne ici dans cette ville.

Bu kasabada birçok güzel bina vardır.

Il y a de nombreux beaux bâtiments dans cette ville.

Kasabada markete gidiyorum. Gelmek ister misin?

Je vais au marché en ville. Tu veux venir ?

Bu kasabada bir müze var mıdır?

Y a-t-il un musée dans cette ville ?

Dünyadaki her şehirde, kasabada, köyde de yapılabilir.

ça peut arriver dans n'importe quelle ville du monde.

O iç kısımda küçük bir kasabada yaşıyor.

Elle habite une petite ville de l'intérieur du pays.

Bu küçük kasabada hiçbir şey ilginç değildir.

Il ne se passe jamais rien d'intéressant dans cette petite ville.

Tom, kasabada en popüler restoranlarından birinde çalışıyor.

Tom travaille dans l'un des restaurants les plus populaires de la ville.

15 yıl boyunca bin kişilik bir kasabada yaşadım.

J'ai vécu 15 ans dans une ville de 1 000 habitants.

O, sahilin arkasındaki bölgede küçük bir kasabada yaşıyor.

Il habite dans une petite ville à l'intérieur du pays.

Onlar bu kasabada 350 yıl boyunca demir çıkardılar.

Cela fait 350 ans qu'ils extraient du fer dans ce village.

Tom buradan uzakta olmayan küçük bir kasabada büyüdü.

Tom a grandi dans une petite ville, non loin d'ici.

Bu kasabada, sadece bir tane tren istasyonu var.

Dans cette ville, il n'y a qu'une gare.

- Bu kasabada kimi tanıyorsun?
- Bu şehirde kimi tanıyorsun?

Qui connais-tu dans cette ville ?

Tom Boston'dan çok uzak olmayan küçük bir kasabada yaşıyor.

Tom vit dans une petite ville non loin de Boston.

Tek berberi olan bir kasabada, berberi kim tıraş eder?

- Dans une ville avec un seul barbier, qui rase le barbier ?
- Dans une ville avec un seul coiffeur pour hommes, qui rase le coiffeur ?

Ben bir kasabada yaşıyorum ama anne ve babam köyde yaşıyorlar.

J'habite en ville, mais mes parents habitent à la campagne.

- Ne kadar süredir bu kasabadasın?
- Ne kadar zamandır bu kasabada bulunuyorsun?

Combien de temps es-tu resté dans cette ville ?

Soult, doğduğu kasabada 82 yaşında öldü - bugün bilinen olarak Saint-Amans-Soult

Soult est mort à l'âge de 82 ans, dans la même ville où il est né - connu aujourd'hui comme Saint-Amans-Soult.

- Çok turist var kasabada.
- Şehirde birçok turist var.
- Kentte çok sayıda turist var.

Dans la ville il y a beaucoup de touristes.

Firari buradan elli kilometre uzaktaki küçük bir kasabada ortaya çıkmış, ama sonra gözden kaybolmuş.

Le fugitif fit une apparition dans un village à cinquante milles d'ici mais il disparut ensuite de nouveau.

- Amerika'daki her şehrin bir kütüphanesi vardır.
- Amerika'da her kasabada bir kütüphane bulunmaktadır.
- Amerika'da her kasabanın bir kütüphanesi vardır.

Il y a une bibliothèque dans chaque ville étatsunienne.

Kasabada veya kasabanın yakınında bir veya iki büyük fabrika kurulduysa, insanlar iş bulmaya gider, ve yakında bir endüstriyel alan büyümeye başlar.

Après la construction d'une ou deux grandes usines aux abords ou dans une ville, les gens viennent chercher du travail et bientôt, une zone industrielle commence à se développer.