Translation of "Yürüyerek" in French

0.007 sec.

Examples of using "Yürüyerek" in a sentence and their french translations:

Yürüyerek giderim.

Je vais à pied.

Ben yürüyerek gidiyordum.

J'allai à pied.

Yürüyerek eve geldik.

Nous sommes rentrés à la maison à pied.

Eve yürüyerek gidebilirim.

Je peux aller chez moi à pied.

Eve yürüyerek gitti.

Il est rentré chez lui à pied.

Okula yürüyerek gittim.

J'ai marché jusqu'à l'école.

Akıntıyı yürüyerek geçtim.

J'ai traversé le ruisseau à gué.

Eğer aşağıya yürüyerek inemiyorsam

puisque je ne peux pas descendre,

İnsanlar yürüyerek seyahat ederlerdi.

Les gens avaient l'habitude avant de voyager à pied.

Tom caddeyi yürüyerek geçti.

Tom traversa la rue.

O, bahçeden yürüyerek geçti.

Il marcha à travers le jardin.

Onlar işe yürüyerek giderler.

Ils vont au travail à pied.

Ben işe yürüyerek giderim.

- Je vais au travail à pied.
- Je vais travailler à pied.

O buraya yürüyerek geldi.

Il est arrivé ici à pied.

Köpek yürüyerek caddeyi geçti.

Le chien marcha à travers la rue.

Okula genellikle yürüyerek giderim.

Généralement, je vais à pied à l'école.

Yürüyerek on beş dakika.

C'est à 15 minutes à pied.

- Eve yürüyerek gitti.
- O, eve yayan gitti.
- O, eve yürüyerek gitti.

Il est rentré chez lui à pied.

- Okula her gün yürüyerek mi gidiyorsun?
- Okula her gün yürüyerek mi gidiyorsunuz?
- Okula her gün yürüyerek mi gidersin?

- Vas-tu à l'école à pied tous les jours ?
- Vas-tu à l'école à pied tous les jours?

1 saatte okula yürüyerek gidiyor.

à travers des paysages isolés et des gorges escarpées.

Öğretmenin caddeyi yürüyerek geçtiğini gördüm.

Je vis l'instituteur traverser la rue.

Tom yürüyerek Kate'in evine gitti.

Tom a accompagné Kate chez elle.

Oraya yürüyerek gitsen iyi olur.

Tu ferais mieux d'y aller à pied.

Yürüyerek beş dakikada parka vardık.

Cinq minutes de marche nous amenèrent au parc.

Tom bazen işe yürüyerek gider.

Tom va au travail à pied quelquefois.

Nehir burada sığ. Yürüyerek geçebiliriz.

La rivière est peu profonde ici. On peut traverser à pied.

Daha önce, firmaya yürüyerek giderdi.

Autrefois il allait à l'entreprise en marchant.

O yürüyerek evin yanından geçti.

- Il est passé devant la maison.
- Il passa devant la maison.

Bir müddet yürüyerek göle geldik.

Ayant marché quelque temps, nous arrivâmes au lac.

Artık hiçbir yere yürüyerek gitmem.

Je ne marche plus nulle part.

- Ben yürüyerek gittim.
- Yaya olarak gittim.
- Tabanvayla gittim.
- Yürüyerek gittim.
- Yayan gittim.

Je suis allé à pied.

Yaşlı adam yolu dikkatlice yürüyerek geçti.

Le vieil homme traversa la route prudemment.

Bazı insanların caddeyi yürüyerek geçtiğini görebiliyorum.

Je peux voir des personnes traverser la rue.

Tom her zaman okula yürüyerek gider.

Tom va toujours à l'école à pied.

Babam her zaman işe yürüyerek gitmez.

Mon père ne se rend pas toujours à pied au travail.

Okulum istasyondan yürüyerek yaklaşık on dakikadır.

Mon école est à environ dix minutes à pied de la gare.

Taksi olmamasından ötürü yürüyerek geri döndük.

Comme il n'y avait pas de taxi, nous sommes rentrés à pied.

- Biz yaya gittik.
- Biz yürüyerek gittik.

- Nous sommes allés à pied.
- Nous sommes allées à pied.

Vienna'ya yürüyerek varmak ne kadar sürer?

Combien de temps faut-il pour atteindre Vienne à pied ?

Okula arabayla gitmek istiyorum, yürüyerek değil.

Je veux aller à l'école en voiture, pas à pied.

- İstasyondan yürüyerek eve gitmek yalnız beş dakika.
- İstasyondan eve yürüyerek gitmek sadece beş dakika alır.

Ma maison est à seulement cinq minutes à pied de la gare.

Sıkı dağcılık ayakkabılarımı çıkarıp yürüyerek inmeye başladım

J'ai retiré mes chaussures d'escalade et commencé la descente,

Bazı öğrenciler otobüsle, diğerleri ise yürüyerek gittiler.

- Certains des étudiants sont venus en bus, et d'autres à pied.
- Certains des étudiants y sont allés en bus, et d'autres à pied.

Uzun zaman önce insanlar yürüyerek seyahat ederlerdi.

Il y a longtemps, les gens voyageaient à pied.

- Hepimiz eve yürüyerek gidebiliriz.
- Hepimiz eve yürüyebiliriz.

- Nous pouvons tous marcher jusqu'à chez nous.
- Nous pouvons toutes marcher jusqu'à chez nous.
- Nous pouvons tous marcher jusqu'à la maison.
- Nous pouvons toutes marcher jusqu'à la maison.

Yürüyerek arabaya binmekten daha hızlı işe varabilirim.

Je peux me rendre au travail plus rapidement en marchant qu'en prenant la voiture.

Erkek kardeşim otobüs beklemiyor, o yürüyerek gidiyor.

Mon frère n'attend pas le bus, il va à pied.

Geri çekilmenin sonunda parmakları donmuş halde yürüyerek yürüyordu.

À la fin de la retraite, il marchait à pied, les doigts gelés. Quand

Bu sıcakta işe yürüyerek gitmek kötü bir fikir.

Marcher jusqu'au travail par cette chaleur est une mauvaise idée.

- O, okula yaya gider.
- O, okula yürüyerek gider.

Elle va à l’école à pied.

- Yürüyerek gitmeyi tercih ediyoruz.
- Yayan gitmeyi tercih ediyoruz.

Nous préférons aller à pied.

- Okula genellikle yürüyerek giderim.
- Ben genellikle okula yürürüm.

- Je vais généralement à l'école à pied.
- Généralement, je vais à pied à l'école.
- Je me rends d'habitude à pied à l'école.
- Je vais habituellement à l'école à pied.

Buradan senin evine yürüyerek gitmek ne kadar sürer?

Combien de temps cela prend-il à pied d'ici à chez toi ?

Viyana'ya yürüyerek gitmek ne kadar sürer? Üzgünüm, buranın yabancısıyım.

« Combien de temps faut-il pour aller à Vienne à pied ? » « Désolé, je ne suis pas d'ici. »

"Kocanız işe yürüyerek mi gider?" - "Evet, o yürümeyi sever."

« Ton mari va au travail à pied ? » - « Oui, il aime marcher. »

Oraya bir dahaki sefere yürüyerek ya da bisikletle gideceğim.

- J'irai à pied ou en vélo, la prochaine fois.
- Je m'y rendrai à pied ou en vélo, la prochaine fois.

- O, okula yaya gider.
- Okula yayan gidiyor.
- Okula yürüyerek gider.

Il marche vers l'école.

Formda kalmanın bir yolu da her gün işe yürüyerek gitmektir.

Aller au travail à pied tous les jours, c'est un moyen de rester en forme.

İşe yürüyerek gidebiliyorsanız, ya da bisikletle, yürüyün ya da bisikletle gidin.

Si vous avez la possibilité de marcher ou aller à vélo, faites le.

Son otobüsü kaçırdım ve eve yağmur altında yürüyerek gitmek zorunda kaldım.

J'ai manqué le dernier car et ai dû marcher jusqu'à chez moi sous la pluie.

Tom Mary'ye hava karardıktan sonra tek başına yürüyerek gitmemesi gerektiğini söyledi.

Tom a dit à Mary qu'elle ne devrait pas marcher seule après la tombée du jour.

- Yayan mı gideceksin yoksa otobüsle mi?
- Yürüyerek mi gideceksin yoksa otobüsle mi?

Y allez-vous à pied ou en bus ?

İşe bazen yürüyerek bazen de bisikletle gidiyorum zira yaşadığım yer işime çok yakın.

Je vais parfois à pied au travail, d'autres fois j'y vais en vélo, car mon service est près de chez moi.

- İstasyondan eve yürüyerek gitmek sadece beş dakika alır.
- İstasyondan eve yürümek sadece beş dakika alır.
- İstasyondan eve yürümek sadece beş dakika sürer.
- İstasyondan eve yürüyerek gitmek sadece beş dakika sürer.

Marcher de la station à la maison ne prend que cinq minutes.