Translation of "Kalıcı" in French

0.010 sec.

Examples of using "Kalıcı" in a sentence and their french translations:

Muhtemelen kalıcı.

sûrement pour toujours.

Koku kalıcı.

L'odeur est persistante.

Bu kalıcı.

C'est permanent.

Kalıcı olarak azalabilir.

dans un marché compétitif.

Onlar kalıcı korkuyla yaşıyorlar.

- Ils vivent dans une peur permanente.
- Elles vivent dans une peur permanente.

Herkes kalıcı barış istiyor.

- Tout le monde veut une paix durable.
- Tout le monde voudrait une paix durable.

Zihnimizdeki bu kalıcı huzur halini

Comment pouvons-nous actuellement

Bu harita, kalıcı bakım kurumlarının

Cette carte montre plusieurs pays qui ont connu une croissance significative

Lütfen bana kalıcı adresinizi verin.

- Veuillez me donner votre adresse permanente.
- Donne-moi ton adresse permanente, s'il te plaît.

Hepimiz kalıcı dünya barışı istiyoruz.

Nous souhaitons tous une paix mondiale permanente.

Bu, yoksulluğun kalıcı iz bıraktığı ve

Cela signifie que la pauvreté laisse une cicatrice durable

Sigara içmeyi kalıcı olarak bıraktın mı?

Avez-vous arrêté la cigarette une fois pour toutes ?

Herhangi bir kalıcı hasar olacak mı?

Y aura-t-il des dommages définitifs ?

Bunu çalmadım. Kalıcı olarak ödünç aldım.

Je ne l'ai pas volé. Je n'ai fait que l'emprunter de manière permanente.

Şirketin akılda kalıcı bir sloganı var.

L'entreprise a un slogan accrocheur.

Bu senin konsantrasyon kapasiteni kalıcı olarak azaltabilir.

que cela réduit définitivement notre capacité d'attention.

Menopoz, yumurtalıkların başlıca fonksiyonlarının kalıcı olarak durmasıdır.

La ménopause est l'arrêt définitif des fonctions principales des ovaires.

Bu gerçekten çok akılda kalıcı bir şarkı.

C'est une chanson vraiment entraînante.

Tüm o kemoterapi vücudumu kalıcı olarak kötü etkilemişti.

Toute cette chimio avait nui de façon permanente à mon corps.

1982'de Utah'da ilk kalıcı yapay kalp transplantını aldığında

reçut le premier cœur artificiel permanent en Utah en 1982,

Devlet kalıcı projeyi durdurmak istiyor ve ilk etapta yokmuş gibi

veux que l'Etat arrête définitivement le projet et que le monde oublie l'histoire du

Tüm dünyadaki kurumlar Çin'i bu yasağı kalıcı hale getirmeye zorluyor.

Les institutions à travers le monde exhortent la Chine de rendre l'interdiction permanente.

- Latince sürekli bir dildir.
- Latince kalıcı bir dildir.
- Latince sonsuz bir dildir.

Le latin est une langue éternelle.

Bayan Brown, o uygun şekilde yemek yemezse, kalıcı kilolu olacağı konusunda Beth'i uyardı.

Mme. Brown avertit Beth que, si elle ne mangeait pas correctement, elle serait toujours en surpoids.