Translation of "Görüşmek" in French

0.006 sec.

Examples of using "Görüşmek" in a sentence and their french translations:

Görüşmek üzere

À plus

Görüşmek üzere

À plus

Babanla görüşmek istiyorum.

Je voudrais voir ton père.

Ben görüşmek istiyorum.

Je veux négocier.

Biz görüşmek istiyoruz.

Nous voulons négocier.

Dişçiyle görüşmek zorundayım.

Je dois voir un dentiste.

Annenle görüşmek istiyorum.

- Je veux voir ta mère.
- Je veux voir votre mère.

Yarın görüşmek üzere.

Au revoir et à demain.

Görüşmek istediğim Tom'dur.

C'est Tom que je veux rencontrer.

Kimle görüşmek istediğini bilmiyorum.

Je ne sais pas qui tu veux rencontrer.

Biz seninle görüşmek istiyoruz.

- Nous voulons te parler.
- Nous voulons vous parler.

Bunu patronunla görüşmek isterim.

- J'aimerais discuter de ça avec ton patron.
- J'aimerais en discuter avec ton patron.
- J'aimerais discuter de ça avec ta patronne.
- J'aimerais discuter de ça avec ta chef.
- J'aimerais en discuter avec ton chef.
- J'aimerais en discuter avec ta patronne.
- J'aimerais discuter de ça avec ton chef.
- J'aimerais en discuter avec ta chef.

Anne babanla görüşmek istemiyorum.

- Je ne veux pas rencontrer vos parents.
- Je ne veux pas rencontrer tes parents.

Şirketin müdürüyle görüşmek istiyorum.

Je veux voir le directeur de la société.

- Sonra görüşürüz!
- Görüşmek üzere!

À plus tard !

Görüşmek için mi buradasın?

Êtes-vous ici pour négocier ?

Bir doktorla görüşmek istiyorum.

Je voudrais consulter un médecin.

Acilen avukatımla görüşmek istiyorum.

Je souhaite parler tout de suite avec mon avocat.

Kendinize iyi bakın görüşmek üzere

prenez soin de vous voir

Kendinize iyi bakın görüşmek üzere...

prenez soin de vous voir ...

Kendinize iyi bakın görüşmek üzere

Prenez soin de vous voir

Kendinize iyi bakın görüşmek üzere.

Prenez soin de vous voir.

Onunla görüşmek için kesinlikle gideceğim.

J'irai certainement le voir.

Onunla görüşmek için oraya gittim.

- J'y suis allé pour le rencontrer.
- Je m'y suis rendu pour le rencontrer.

Amcamla görüşmek için hastaneye gittim.

Je suis allé rendre visite à mon oncle à l'hôpital.

İnsanlarla görüşmek ve eğlenmek istiyorum.

Je veux rencontrer des gens et m'amuser.

Seninle bir şey görüşmek istiyorum.

- J'aimerais m'entretenir de quelque chose avec vous.
- J'aimerais discuter de quelque chose avec toi.
- Je voudrais discuter de quelque chose avec vous.

İş için biriyle görüşmek zorunda kaldım.

Je devais rencontrer quelqu'un pour des affaires.

Karın ağrım hakkında doktorla görüşmek istiyorum.

Je veux voir un médecin à propos de mes maux d'estomac.

Kabine krizi görüşmek üzere bugün buluşuyor.

Le conseil des ministres se réunit aujourd'hui pour discuter de la crise.

Seninle görüşmek istediğim bir şey var.

- Il y a quelque chose que je veux discuter avec toi.
- Il y a quelque chose que je veux discuter avec vous.
- Il y a quelque chose dont je veux m'entretenir avec toi.
- Il y a quelque chose dont je veux m'entretenir avec vous.

Bugün seninle görüşmek için havamda değilim.

Aujourd'hui, je n'ai pas envie de te voir.

Hoşça kal, çok yakında görüşmek üzere!

Au revoir, à très bientôt !

Sizinle görüşmek istediğim bir şey var.

Il y a quelque chose dont j'aimerais discuter avec toi.

Onunla görüşmek istediğimi söylemek için telefon ettim.

J'ai appelé pour dire que je voulais le voir.

Ben kısa sürede seninle tekrar görüşmek için sabırsızlanıyorum.

Je me réjouis de vous revoir bientôt.

Bay Smith diye biri sizinle görüşmek için geldi.

- Un certain M. Smith est venu vous voir.
- Un certain M. Smith est venu te voir.

Görüşmek zorunda olduğumuz çok önemli bir şeyimiz var.

Il nous faut discuter de quelque chose de très important.

Seni çok öpüyorum, ve "Yakında görüşmek üzere!" diyorum.

Je vous embrasse très fort et vous dis à bientôt !

Kanala abone olmayı unutmayın kendinize iyi bakın görüşmek üzere

n'oubliez pas de vous abonner à la chaîne, faites attention

Seninle ilişkiyi bitirseydim, seninle tekrar görüşmek zorunda kalmayacağımı sandım.

Je pensais que si je rompais avec toi, je n'aurais plus jamais à te revoir.

Pazartesi 2.30'da doktorla görüşmek için bir randevu aldım.

J'ai pris rendez-vous chez le docteur lundi à 14 h 30.

Kanala abone olmayı da unutmayın kendinize iyi bakın görüşmek üzere...

N'oubliez pas de vous abonner à la chaîne, prenez soin de vous pour discuter ...

- Gelecek yıl tekrar görüşmek ümidiyle.
- Gelecek yıl tekrar görüşmeyi ümit ediyorum.

En espérant vous revoir l'an prochain.

Kanala abone olarak destek olmayı da unutmayın görüşmek üzere kendinize iyi bakın

N'oubliez pas de prendre en charge l'abonnement à la chaîne.

- Tom benimle tanışmak ister.
- Tom benimle görüşmek ister.
- Tom benimle buluşmak ister.

Tom veut me rencontrer.