Translation of "Seninle" in Chinese

0.009 sec.

Examples of using "Seninle" in a sentence and their chinese translations:

Seninle ilgileneceğim.

我会照顾你。

Seninle tartışmıyorum.

我不跟你吵。

Seninle görüşemem.

遇不到你。

- Seninle tanıştığıma memnun oldum.
- Seninle tanışmak hoştu.

很高兴认识你。

- Ben seninle konuşmak istemiyorum.
- Seninle konuşmak istemiyorum.

我不想跟你说!

Seninle konuşabilir miyim?

我能和你谈谈吗?

Seninle yarın konuşacağım.

我明天要和你谈谈。

Seninle sekizde buluşacağım.

我八點會跟你見面。

Gerekirse seninle gideceğim.

如果必要的話, 我會和你一起去。

Seninle gurur duyuyorum.

我以你為榮。

Bunu seninle bırakacağım.

我把這個留給你。

Keşke seninle konuşabilsem.

我希望能与你谈话。

Keşke seninle gidebilsem.

我希望能跟你走。

Seninle aynı fikirdeyim.

我没有反对你。

Seninle konuşmak istiyorum.

我想和你談談。

Seninle olmayı seviyorum.

我喜歡和你在一起。

Seninle gelmek istiyorum.

我想和你一起去。

Seninle buluşmak istiyorum.

好想見到你

- Seninle seyahat etmek istiyorum.
- Seninle yolculuk etmek istiyorum.

我想和你去旅行。

- Seninle nasıl temas kurabilirim?
- Seninle nasıl bağlantı kurabilirim?

我怎么联系你?

Köprüye kadar seninle gideceğim.

我会跟着你走到桥那里。

Seninle fiyatlandırmayı görüşmek istiyorum.

我想和你谈谈价钱。

Müdür seninle konuşmak istiyor.

校长想跟你谈话。

Seninle aynı fikirde olamam.

我无法同意你的意见。

Burada seninle tanışmak hoştu.

在这里见到您真是太好了。

Seninle birlikte eve döneceğim.

我會跟你一起回家。

Onun seninle ilgilendiğini düşünüyorum.

我想她对你有兴趣。

Bunu seninle paylaşmak istiyorum.

我想跟你分享吧。

Sadece seninle evlenmek istemiyorum.

我就是不想嫁給你。

Seninle konuşmak istemiyorum, Tom.

汤姆,我不想跟你讲话。

Tom seninle gurur duyacak.

湯姆要以你為傲了。

Biz seninle alay etmiyoruz.

我們没有笑話你。

Seninle dans edebilir miyim?

我可以和你跳一支舞嗎?

Hayatımı seninle geçirmek istiyorum.

我想和你共渡餘生。

Seninle konuşurken bana bak!

我跟你说话的时候看着我!

- Sizinle geleceğim.
- Seninle gelebilirim.

我會和你一起去。

Ben seninle dalga geçmiyorum.

我不开玩笑。

Seninle tanıştığıma memnun oldum.

认识您很高兴。

Gerçekten seninle aynı fikirdeyim.

我非常同意你。

Seninle olmayı tercih ederim.

我更愿意跟着你。

Tom seninle gidiyor mu?

tom和你一起離開嗎?

Seninle arkadaş olmak istemiyorum.

我不想跟你交朋友。

Tom onu seninle görüşmeliydi.

汤姆应该跟你讨论过那事了。

Yarın seninle kütüphaneye gideceğim.

我明天要跟你去圖書館。

Asla seninle tekrar konuşmayacağım.

我再也不会跟你说话了。

Aslında seninle aynı fikirdeyim.

我确实同意你。

Ben seninle gitmek istiyorum.

我想和你一起走。

Tom, seninle konuşmak istiyorum.

Tom,我想和你談談。

Seninle tanıştığım için mutluyum.

认识您很高兴。

Orada seninle karşılaşmayı ummuştum.

我曾希望在那裡遇見你。

Seninle kahvaltı etmeyi seviyorum.

- 我喜欢和你一起吃早饭。
- 我喜欢和你一起吃早餐。

Seninle aynı soruna sahibim.

我有跟你同樣的麻煩。

Seninle Fransızca konuşmaktan vazgeçeceğim.

我不会再跟你说法文了。

Seninle şimdi konuşmak istemiyorum.

我现在跟你不想说话。

- Bu konuda seninle aynı fikirdeyim.
- Bu noktada seninle aynı fikirdeyim.

我同意你這一點。

- Ben o konuda seninle aynı fikirde değilim.
- Seninle bu konuda ayrılıyoruz.

關於這一點,我的想法和你不同。

- O, yaklaşık olarak seninle aynı yaştadır.
- O, takriben seninle aynı yaştadır.

他跟您年纪差不多。

- Seninle oyun oynamak için vaktim yok.
- Seninle oyun oynayacak vaktim yok.

我没时间跟你玩游戏。

Keşke seninle birlikte partiye gelebilsem.

我希望我能和你一起参加派对。

Seninle birlikte konsere gitmek istiyorum.

我想和你一起去音乐会。

Seninle her zaman tanışmak istedim.

我一直想見你。

Seninle yakında tekrar görüşeceğimizi umuyorum.

我希望我會很快再見到你。

O, sadece seninle şaka yapıyor.

他只是跟你開玩笑。

Dışarı çık! Seninle konuşmak istemiyorum!

出去!我不想跟你说!

O yaklaşık seninle aynı yaştadır.

他跟您年纪差不多。

Geçen hafta onu seninle tanıştırmıştım.

我上个礼拜把她介绍给你了。

Seninle evlendiğime asla pişman olmadım.

我从未后悔与你结婚。

Bu konuda seninle aynı fikirdeyim.

我同意你對這問題的看法。

Herkes seninle tanışmak istiyor.Sen ünlüsün!

大家都想见到你,你太有名了!

Sonsuza kadar seninle olmak istiyorum.

我想永遠跟你在一起。

Seninle hiç böyle gurur duymadım.

我从没这么以你为豪。

Hâlâ seninle konuşmaya ihtiyacım var.

我还有话要对您说。

Seninle özel olarak konuşmak istiyorum.

我想跟你私下说话。

Seninle aynı fikirde olmaya başlıyorum.

我開始同意你了。

Şimdi meşgulüm ve seninle oynayamam.

我現在很忙,沒空和你玩。

Bugün seninle tanıştığım için mutluyum.

我今天碰上你很高兴。

Seninle bir şey görüşmek istiyorum.

我想和你讨论一些事情。

Tom bununla ilgili seninle konuşmalı.

汤姆应该跟你讨论过那事了。

Dünyanın sonu geldiğinde seninle gideceğim.

世界末日来临的时候,我就跟你走。

Her zaman seninle gurur duydum.

- 我一直以您为荣。
- 我一直为您骄傲。

Bütün günü seninle geçirmek istiyorum.

我想跟你度過一整天。

Hatanı kavrayıncaya kadar seninle konuşmayacağım.

在你意識到你的錯誤前,我都不會和你說話。

Seninle görüşmek isteyen biri var.

有一个人想见你。

Seninle olmak isteyen kişi benim.

我才是那个想和你在一起的人!

Bu gece seninle birlikte olacağım.

今晚我將與你在一起。

O gerçekten seninle tanışmak istiyor.

他真的想見你。

Ben seninle aynı fikirde olamam.

- 我无法认同你。
- 我无法同意你的意见。

Seninle fiyat hakkında konuşmak istiyorum.

我想和你谈谈价钱。

Seninle bütün sene yaz mevsimidir.

和你在一起,全年都是夏天。

Gerçekten seninle Boston'a gitmek istiyorum.

我不想跟你去波士頓。

Tom, seninle sohbet etmek istiyorum.

Tom,我想和你談談。

- Seninle evlenmiş olsa, şimdi mutlu olurdu.
- Eğer seninle evlendiyse şimdi mutlu olmalı.

如果她和你结婚了,她现在会很幸福。