Translation of "Göç" in French

0.005 sec.

Examples of using "Göç" in a sentence and their french translations:

Gençler göç ettiğinden,

Comme les jeunes partent,

Anadolu'ya göç ettiğimizde

Quand nous migrons en Anatolie

Kanada'ya göç etmeyeceğim.

Je ne vais pas émigrer au Canada.

Savaş, göç, ekonomik çalkantı

Elles portent les cicatrices et les ornements des guerres, des migrations,

Göç yaparken çok ilginç

très intéressant lors de l'immigration

İsviçre göç politikasını sertleştirdi.

La Suisse a durci sa politique d'immigration.

Afrika bir göç kıtasıdır.

L'Afrique est un continent de migration.

Tom Avustralya'ya göç etti.

Tom a émigré en Australie.

Karıncalarda göç olağan bir olay

fourmis dans un cas d'immigration ordinaire

Portekiz göç veren bir ülkedir.

Le Portugal est un pays d'émigration.

Göç eden kuşlar güneye uçuyorlar.

Les oiseaux migrateurs volent vers le sud.

Amerika göç alan bir kıtadır.

L'Amérique est un continent d'immigration.

Bugün küresel göç için hazırlanmaya başlamalıyız.

Nous devons nous préparer pour une migration mondiale aujourd'hui.

Insanlar iklim değişikliği yüzünden göç ediyor

des gens migrent à cause du changement climatique

...her yıl yüzlerce kilometre göç eder.

suivant l'éclosion des fleurs.

Birden fillerin göç yolu üzerinde bitiverdi.

cette ville a poussé sur le chemin migratoire des éléphants.

Sonbaharda birçok kuş güneye göç eder.

À l'automne, beaucoup d'oiseaux migrent vers le sud.

Tom 2013 yılında Avustralya'ya göç etti.

Tom a émigré en Australie en 2013.

Kuşların neden göç ettiğini merak ediyorum.

Je me demande pourquoi les oiseaux migrent.

Tom otuz yaşındayken Avustralya'ya göç etti.

Tom a émigré en Australie quand il avait trente ans.

Konut güvensizliği gibi çökmüş göç sistemi gibi

comme l'insécurité du logement, les systèmes d'immigration défaillants,

Ve gelecekte daha da çoğu göç edecek.

et que ça ne va qu'augmenter,

Onun ailesi Amerika Birleşik Devletleri'ne göç etti.

- Sa famille émigra aux États-Unis d'Amérique.
- Sa famille a émigré aux États-Unis d'Amérique.

Annem gibi bazıları da Büyük Göç vagonuna bindi --

D'autres, comme ma mère, sont montés dans le train de la migration,

Amerika'nın batı kıyısından aşağıya 5.000 kilometrelik göç yolundalar.

migrent sur 5 000 km sur la côte ouest de l'Amérique.

Ailesi kırk yıl önce anavatanından Brezilya'ya göç etti.

Sa famille a émigré depuis son pays d'origine jusqu'au Brésil il y a quarante ans.

. Balinalar, üreme ve göç için okyanustaki belirli bir sıcaklığa

changement climatique. Les baleines ne seront pas présentes en l'an 2000

O daha iyi bir yaşam aramak üzere Brezilya'ya göç etti.

Il a immigré au Brésil à la recherche d'une vie meilleure.

Ama göç idaresi yetkilileri onu yine de biz tahliye emri alana

Pourtant les agents de l'immigration l'ont détenue pendant encore trois mois

Evlerini boşaltmak ve göç etmek zorunda kalacak . Güneydoğuda yer alan ve

disparaître de la surface de la terre. Comme le Bangladesh, qui est situé dans le sud-est et a

Bu dişi ateş böceği mürekkep balığı abisten yüzlerce metre yukarıya doğru göç ediyor.

Cette femelle calmar luciole migre à des centaines de mètres au-dessus des abysses.

Ölüm iki şeyden biridir.O ya ölümlülüktür, ve ölüler herhangi bir şeyin bilincinde değildir; ya da bize söylenildiği gibi, gerçekten bir değişikliktir: ruhun bu yerden ötekine göç etmesidir.

La mort est une de ces deux choses. Soit, c'est l'annihilation et les morts n'ont conscience de rien ; ou, comme on nous dit, c'est un changement : une migration de l'âme d'ici vers ailleurs.