Translation of "Diyecek" in French

0.003 sec.

Examples of using "Diyecek" in a sentence and their french translations:

Merhaba diyecek misin?

Tu vas dire bonjour ?

Komşular ne diyecek?

Que diront les voisins ?

Tom hayır diyecek.

Tom dira non.

Annem kesinlikle hayır diyecek.

Ma mère dira certainement non.

Herkes bana yalancı diyecek.

Tout le monde va me traiter de menteur.

Hayır diyecek cesaretim yok.

Je n'ai pas le cran de dire non.

Ateistler buna ne diyecek? İnanmıyacak

Que diront les athées? Ne croira pas

Hoşça kal diyecek kimsem yok.

Je n'ai personne à qui dire au revoir.

Tom muhtemelen sana hayır diyecek.

Tom dira probablement non.

- Birbirimize diyecek hiçbir şeyin kalmadığını düşünüyorum.
- Bence birbirimize diyecek hiçbir şey kalmadı.

Je crois que nous n'avons plus rien à nous dire.

Diyecek özel bir şeyiniz var mı?

Avez-vous quelque chose de particulier à dire ?

Ne alışveriş yapacak ne de anneme hoşça kal diyecek vaktim vardı.

Je n'ai eu le temps ni d'aller faire les courses ni de dire au revoir à ma mère.

- Ne diyeceğimi bilemiyorum.
- Söyleyecek söz bulamıyorum.
- Nutkum tutuldu.
- Diyecek bir şey bulamıyorum.

- Je suis sans voix.
- Je suis sans voix !
- Ça me la coupe.

Mutlu olan biri diyecek bir şeyi olmayan ve aynı zamanda susan biridir.

Bienheureux celui qui n'a rien à dire et se tait quand même !

- Ne alışveriş yapacak ne de anneme hoşça kal diyecek vaktim vardı.
- Ne alışveriş etmek ne de anneme hoşça kal demek için zamanım vardı.

Je n'ai eu le temps ni d'aller faire les courses ni de dire au revoir à ma mère.