Translation of "Battı" in French

0.005 sec.

Examples of using "Battı" in a sentence and their french translations:

Güneş battı.

Le soleil s'est couché.

Gemi battı.

- Le bateau a coulé.
- Le navire a coulé.

Kalbim battı.

- Mon cœur se racornit.
- Mon cœur a chaviré.

Yani aslında battı

Donc ça a coulé

Tekne dibe battı.

Le bateau a coulé au fond.

Kalbim çizmelerime battı.

J'ai eu les boules.

Kayık gölün dibine battı.

Le bateau a coulé au fond du lac.

Gemi bir yıldırımla battı.

Le bateau sombra en un instant.

Tekne fırtına sırasında battı.

Le bateau a coulé durant la tempête.

Güneş bulutların altında battı.

Le soleil plongea sous les nuages.

Titanic 1912 yılında battı.

- Le Titanic a coulé en 1912.
- Le Titanic coula en 1912.

Güneş ufkun altında yavaşça battı.

Le soleil disparut lentement sous l'horizon.

Gemi tüm mürettebatıyla birlikte battı.

Ce bateau a coulé avec tout son équipage.

Denizaltı bir daha yükselmeyecek şekilde battı.

Le sous-marin plongea, pour ne plus jamais émerger.

1912'de Titanik ilk yolculuğu sırasında battı.

C'est en 1912 que le Titanic a coulé lors de son premier voyage.

Dün buraya yakın bir yerde bir gemi battı.

Hier un bateau a coulé près d'ici.

Titanik ilk seferinde battı. O büyük bir gemiydi.

Le Titanic coula lors de son voyage inaugural. C'était un gros navire.

Atina'ya giden bir yük gemisi, bir iz bırakmadan Akdeniz'de battı.

Un navire cargo, à destination d'Athènes, a sombré en Méditerranée sans laisser de trace.

Biraz önce kaldırımda yürürken bir araba bana su sıçrattı. Bak, eteğim ve ayakkabılarım tamamen çamura battı!

Comme je longeais tout à l'heure le trottoir, une voiture m'a aspergée d'eau. Regarde, ma jupe et mes chaussures sont toutes souillées de boue !

Tom ve Mary balayıları için İtalya yakınında vapurla seyahate çıktılar fakat gemi battı ve Tom kamarasında boğuldu.

Tom et Marie sont allés en croisière près de l'Italie pour leur lune de miel, mais le bateau a coulé et Tom s'est noyé dans sa cabine.