Translation of "Kalbim" in French

0.004 sec.

Examples of using "Kalbim" in a sentence and their french translations:

- Kalbim acılıdır.
- Kalbim acıyor.

Mon cœur me fait mal.

Kalbim kırık.

J'ai le cœur brisé.

Kalbim battı.

- Mon cœur se racornit.
- Mon cœur a chaviré.

Kalbim kanıyor.

Mon cœur saigne.

Seni seviyorum, kalbim.

- Je t'aime, mon ange.
- Je t'aime, mon cœur.

Kalbim atmaya başladı.

Mon cœur commença à battre.

Kalbim mutlulukla doluydu.

Mon cœur était rempli de joie.

Kalbim atmayı bıraktı.

Mon cœur s'est arrêté de battre.

Bir kalbim var.

J'ai un cœur.

Kalbim çizmelerime battı.

J'ai eu les boules.

Neredeyse kalbim duracaktı.

Mon cœur a failli s'arrêter.

- Kalbim yarış etmeye başladı.
- Kalbim hızla atmaya başladı.

Mon cœur commença à battre la chamade.

Kalbim yeşil ve sarıdır.

Mon cœur est vert et jaune.

Kalbim üzüntü ile doluydu.

Mon cœur était rempli de chagrin.

Kalbim çok hızlı atıyor!

Mon cœur bat si fort !

Benim kalbim hızlı çarpmaya başladı.

Mon cœur commença à battre la chamade.

Ölen kuşları gördüğümde kalbim kırıldı.

Mon cœur s'est brisé quand j'ai vu les oiseaux mourants.

Kalbim Fransız ama popom uluslararasıdır!

Mon cœur est français mais mon cul est international !

- Kalbim kırık.
- Ben kırık kalpliyim.

J'ai le cœur brisé.

- Kalbim işte değildi.
- Gönlüm işte değildi.

Je n'avais pas le cœur au travail.

Kalbim gitgide daha da hızlı çarpıyordu.

Mon cœur battait de plus en plus vite.

Onun iyileştiğini duyduğumda kalbim minnetle doluydu.

Quand j'ai su qu'elle était guérie, mon cœur s'est rempli de gratitude.

Ben, kalbim heyecanla atarken perdenin yükselmesini bekledim.

J'attendais le lever de rideau, le cœur palpitant.

Onu gördüğüm her an kalbim hızlı çarpıyor.

Mon cœur s'affole chaque fois que je la vois.

Kalbim açlıktan ölen o çocuklar için sızlıyor.

Mon cœur souffre pour ces enfants qui meurent de faim.

Benim kötü bir kalbim var. Koroner arter hastalığı.

J'ai le cœur en mauvais état : une maladie des artères coronaires.

- Çok üzgündüm.
- Ben kalbi kırıktım.
- Kalbim kırıktı.
- Dertliydim.

J'avais le cœur brisé.

İlk aşkımı düşündüğüm de kalbim hâlâ acıyla doluyor.

Je ressens encore du chagrin quand je pense à mon premier amour.

Kalbim o kadar çok sert vuruyor ki patlayacakmış gibi geliyor.

Mon cœur bat tellement fort qu'il semble vouloir éclater.

Bu kızın güzel bir yüzü var. Kalbim ona bakmaktan erir.

Cette fille a un joli minois. De la regarder, mon cœur fond.