Translation of "Arkadaşı" in French

0.008 sec.

Examples of using "Arkadaşı" in a sentence and their french translations:

Birbirimizin arkadaşı olabiliriz,

Vous et moi pouvons être alliés,

Tom'un arkadaşı mıydınız?

Étiez-vous un ami de Tom ?

Erkek arkadaşı Türk.

Son petit ami est turc.

Bir arkadaşı bekliyorum.

J'attends un ami.

O kimin arkadaşı?

De qui est-il l'ami ?

Mektup arkadaşı arıyorum.

Je recherche un correspondant.

Mary'nin arkadaşı kim?

Qui est l'amie de Marie ?

- Bill'in çok arkadaşı var.
- Bill'in birçok arkadaşı var.

Bill a beaucoup d'amis.

- Tom'un arkadaşı içmeyi sever.
- Tom'un arkadaşı içmekten hoşlanır.

L'ami de Tom aime boire.

- Tom, Mary'nin eski erkek arkadaşı.
- Tom, Mary'nin eski arkadaşı.

Tom est l'ex de Mary.

Arkadaşı da "İngilizce bilmiyorsanız,

Et son ami avait un t-shirt qui disait,

Mahalleden bir arkadaşı var

Il a un ami du quartier

Bill'in birçok arkadaşı var.

Bill a beaucoup d'amis.

Onun arkadaşı bir şarkıcıdır.

Son ami est un chanteur.

Onun birkaç arkadaşı var.

Elle a quelques amis.

Hiç kız arkadaşı yok.

Il n'a pas de petite amie.

Onun hiç arkadaşı yoktur.

Il n'a aucun ami.

Onun kız arkadaşı Japon.

Sa petite amie est japonaise.

O onun erkek arkadaşı.

C'est son Jules.

Onun gerçek arkadaşı yok.

- Il n'a pas de véritables amis.
- Il n'a aucun véritable ami.

Mary'nin çok arkadaşı var.

Marie a beaucoup d'amis.

Hiç gerçek arkadaşı yok.

Elle n'a aucun vrai ami.

Arkadaşı kendi köpeğini seviyor.

Son ami aime son chien.

Tom'un birçok arkadaşı vardı.

- Tom avait beaucoup d'amies.
- Tom avait beaucoup d'amis.

Bill'in çok arkadaşı var.

Bill a beaucoup d'amis.

Ann'in birçok arkadaşı var.

Ann a plusieurs amis.

Arkadaşın arkadaşı da arkadaştır.

L'ami d'un ami est aussi un ami.

Amerika'da birçok arkadaşı var.

Il a beaucoup d’amis aux États-Unis.

Bu, karımın bir arkadaşı.

C'est une amie de ma femme.

Onun çok arkadaşı yok.

Elle n'a pas beaucoup d'amis.

Onun kız arkadaşı olmalı.

Elle doit être sa petite amie.

Sadece bir arkadaşı bekliyorum.

J'attends juste un ami.

Zenginin birçok arkadaşı vardır.

- Les riches ont de nombreux amis.
- Les richards ont de nombreux amis.

Tom'un yeterli arkadaşı yok.

Tom n'a pas assez d'amis.

Erkek arkadaşı destekleyici değildi.

Son copain ne la soutenait pas.

Onun arkadaşı olmak istiyorum.

- Je veux être son ami.
- Je veux être son amie.

Kız arkadaşı kilo verdi.

Sa petite amie a perdu du poids.

Arkadaşı için kek pişirdi.

- Elle confectionna un gâteau pour son ami.
- Elle confectionna un gâteau pour son amie.
- Elle a confectionné un gâteau pour son ami.
- Elle a confectionné un gâteau pour son amie.

Tom'un kız arkadaşı yok.

Tom n'a pas de petite amie.

Mary'nin yeterli arkadaşı yok.

- Mary n'a pas assez d'amis.
- Mary n'a pas assez d'amies.

Onun kız arkadaşı Romanyalıdır.

Sa petite amie est roumaine.

Onun arkadaşı olmak istemiyorum.

Je ne veux pas être son ami.

Birkaç arkadaşı Kyoto'da yaşıyor.

- Peu d'entre ses amis vivent à Kyoto.
- Peu d'entre ses amies vivent à Kyoto.
- Peu de ses amis vivent à Kyoto.
- Peu de ses amies vivent à Kyoto.

Erkek arkadaşı onu aldatıyor.

Son petit copain la trompe.

Tom, erkek kardeşimin arkadaşı.

Tom est l'ami de mon frère.

- Tom Mary'nin eski erkek arkadaşı.
- Tom, Mary'nin eski erkek arkadaşı.

- Tom est l'ex de Mary.
- Tom est l'ancien copain de Marie.

Mike'ın Florida'da birkaç arkadaşı var.

Mike a quelques amis en Floride.

O bir oyun arkadaşı istiyor.

Il veut un compagnon de jeu.

O çocuğun birkaç arkadaşı var.

Cet enfant a peu d'amis.

Bu kasabada çok arkadaşı yok.

Elle n'a pas beaucoup d'amis dans cette ville.

Onun az sayıda arkadaşı var.

- Elle a peu d'amis.
- Elle a peu d'amies.

Ona yardımcı olacak arkadaşı yoktu.

Il n'avait pas d'ami pour l'aider.

Mike'ın iki kız arkadaşı var.

Mike a deux copines.

Benim dışımda hiç arkadaşı yok.

Il n'a pas d'amis à part moi.

Tom'un çok sayıda arkadaşı var.

Tom a de nombreux amis.

Mary'nin bir arkadaşı ile karşılaştım.

J'ai rencontré un ami de Mary.

Ben bir mektup arkadaşı istiyorum.

Je veux un correspondant.

Onların pek çok arkadaşı var.

- Ils ont beaucoup d'amis.
- Ils ont beaucoup d'amies.
- Elles ont beaucoup d'amis.
- Elles ont beaucoup d'amies.

Tom'un Boston'da bir arkadaşı var.

- Tom a un ami à Boston.
- Tom a une amie à Boston.

Tom'un iki kız arkadaşı var.

Tom a deux copines.

Kyoto'da çok fazla arkadaşı yok.

Elle n'a pas beaucoup d'amis à Kyoto.

Sadece onun arkadaşı olmak istiyorum.

- Je veux simplement être son ami.
- Je veux simplement être son amie.

Onun hiç gerçek arkadaşı yok.

- Il n'a pas de véritables amis.
- Il n'a aucun véritable ami.

Senin Tom'un arkadaşı olduğunu sanmıştım.

Je pensais que tu étais l'ami de Tom.

Şimdilik arkadaşı ile birlikte yaşıyor.

Il vit avec son ami pour l'instant.

Tom'un bir kız arkadaşı var.

Tom a une copine.

Babanın arkadaşı bir kadın mı?

- L'ami de ton père est-il une femme ?
- Est-ce que l'ami de ton père est une femme ?

O ve arkadaşı bankta oturdu.

Son ami et lui s'assirent sur le banc.

Kızımın hayali bir arkadaşı var.

Ma fille a un ami imaginaire.

Ben bir arkadaşı ziyaret edecektim.

- J'allais rendre visite à un ami.
- J'allais voir une amie.

Tom'un iki yabancı arkadaşı var.

Tom a deux amis étrangers.

Tom'un Boston'da çok arkadaşı yok.

Tom n'a pas beaucoup d'amis à Boston.

Tom'un çok arkadaşı var mı?

Tom a-t-il beaucoup d'amis ?

Tom'un Boston'da çok arkadaşı var.

Tom a beaucoup d'amis à Boston.

Onun kız arkadaşı destekleyici değildi.

Sa petite copine ne le soutenait pas.

Onun hiç arkadaşı olduğunu sanmıyorum.

Je ne pense pas qu'il ait le moindre ami.

Yabancı olan iki arkadaşı var.

Il a deux amis étrangers.

Sen Tom'un kız arkadaşı mısın?

Es-tu la copine de Tom ?

Arkadaşın arkadaşı da bir arkadaştır.

L'ami d'un ami est aussi un ami.

John'un burada hiç arkadaşı yok.

- John n'a aucun ami ici.
- John n'a aucune amie ici.
- John n'a pas d'amis ici.

Tom'un bir Japon arkadaşı var.

- Tom a un ami japonais.
- Tom a une amie japonaise.

Erkek arkadaşı ona gerçekten kızgındı.

Son petit copain était vraiment en colère après elle.

Kız arkadaşı ona gerçekten kızgındı.

Sa petite amie était vraiment en colère après lui.

O, onun arkadaşı olmasını istiyor.

Elle veut qu'il soit son ami.

O, bir arkadaşı tarafından aldatıldı.

Elle a été trompée par un ami.

Onun hiç konuşacak arkadaşı yok.

Il n'a aucun ami à qui parler.