Translation of "Hoşlanır" in Spanish

0.013 sec.

Examples of using "Hoşlanır" in a sentence and their spanish translations:

Maceralardan hoşlanır.

Le gustan las aventuras.

Nancy müzikten hoşlanır.

A Nancy le gusta la música.

Kedim klavyemden hoşlanır.

A mi gato le gusta mi teclado.

Mary eğlenmekten hoşlanır.

- A María le gusta salir de joda.
- A María le gusta salir de parranda.
- A María le gusta salir de juerga.

Öğrenciler ondan hoşlanır.

A los estudiantes les gusta.

Kaybetmekten hoşlanır mısın?

- ¿Acaso te gusta perder?
- ¿Te gusta perder?
- ¿Les gusta perder?
- ¿Le gusta perder?

Tütün içmekten hoşlanır.

Le gusta fumar tabaco.

O şekerlemeden hoşlanır.

- A él le gustan los dulces.
- Le gustan los dulces.

O, kızlardan hoşlanır.

Le gustan las chicas.

Herkes onlardan hoşlanır.

A todos les agradan.

Melanie müzikten hoşlanır.

A Melanie le gusta la música.

Tom çikolatadan hoşlanır.

A Tom le gusta el chocolate.

Kuşları izlemekten hoşlanır.

A ella le gusta mirar pájaros.

Onlardan kim hoşlanır?

¿Le gustan los caballos?

Kahveden hoşlanır mısın?

¿Te gusta el café?

O, hayvanlardan hoşlanır.

Le encantan los animales.

Tom yazmaktan hoşlanır.

A Tom le gusta escribir.

Mary bitkilerden hoşlanır.

A Mary le gustan las plantas.

- Felicja, televizyon izlemekten hoşlanır.
- Felicja, TV izlemekten hoşlanır.

Felicja disfruta ver televisión.

- O, country müziğinden hoşlanır.
- O, Amerikan folk müziğinden hoşlanır.
- O, kantri müziğinden hoşlanır.

A él le gusta la música country.

Voleybol oynamaktan hoşlanır mısın?

- ¿Te gusta jugar voleibol?
- ¿A usted le gusta jugar al voleibol?

Tom beyzbol oynamaktan hoşlanır.

A Tom le gusta jugar al béisbol.

Tom domatesten hoşlanır mı?

¿A Tom le gustan los tomates?

Klasik müzik dinlemekten hoşlanır.

A ella le gusta escuchar música clásica.

O, insanları aşağılamaktan hoşlanır.

A ella le gusta humillar a las personas.

Seyahat etmekten hoşlanır mısınız.

¿Te gusta viajar?

Mary romantik komedilerden hoşlanır.

A Mary le gustan las comedias románticas.

O batı kültüründen hoşlanır.

A él le gusta la cultura occidental.

Mary ekmek pişirmekten hoşlanır.

A Mary le gusta hacer pan.

O kitapları okumaktan hoşlanır.

- Le gusta leer libros.
- A él le gusta leer libros.

Sınıfımın yarısı köpeklerden hoşlanır.

A la mitad de mi clase le gustan los perros.

Kız kardeşim Ultraman'den hoşlanır.

A mi hermana le gusta Ultraman.

Tlaloc seyahat etmekten hoşlanır.

A Tláloc le gusta viajar.

Fransız şarabından hoşlanır mısın?

- ¿Le gusta a usted el vino francés?
- ¿Os gusta el vino francés?

O yalnız yürümekten hoşlanır.

A él le gusta pasear solo.

Tom futbol oynamaktan hoşlanır.

A Tom le gusta jugar al fútbol.

Tom, futbol izlemekten hoşlanır.

A Tom le gusta ver el fútbol.

O benimle yürümekten hoşlanır.

A ella le gusta caminar conmigo.

Tom dergi okumaktan hoşlanır.

A Tom le gusta leer revistas.

Tom yemek yapmaktan hoşlanır.

A Tom le gusta cocinar.

- Kızları sever.
- Kızlardan hoşlanır.

Le gustan las chicas.

Artistik patinajdan hoşlanır mısın?

¿Te gusta el patinaje artístico?

Kızım bebeklerle oynamaktan hoşlanır.

A mi hija le gusta jugar con muñecas.

Mary tuhaf sporlardan hoşlanır.

A Mary le gustan los deportes raros.

Domuz filetosundan hoşlanır mısın?

¿Le gusta el lomo de cerdo?

O müzikten çok hoşlanır.

- A él le gusta mucho la música.
- Le gusta mucho la música.

Sınıfındaki herkes ondan hoşlanır.

A todos en su clase les gusta ella.

Tom, Mary'den çok hoşlanır.

A Tom le gusta mucho Mary.

Arkadaşın çaydan hoşlanır mı?

- ¿A tu amigo le gusta el té?
- ¿A tu amiga le gusta el té?

O, dergi okumaktan hoşlanır.

A ella le gusta leer revistas.

Tom, aksiyon filmlerinden hoşlanır.

A Tom le gustan las películas de acción.

Oğlum hayvanlarla ilgili kitaplardan hoşlanır.

A mi hijo le gustan los libros de animales.

Sen de jazzdan hoşlanır mısın?

¿A ti también te gusta el jazz?

"Kekten hoşlanır mısın?" "Evet, hoşlanırım."

- "¿Le gusta el pastel?" "Sí, me gusta."
- «¿Te gusta la tarta?» «Sí.»

Mary yabancılarla online konuşmaktan hoşlanır.

A Mary le gusta hablar en línea con extraños.

Tom seksenlerin müziğini dinlemekten hoşlanır.

A Tom le gusta escuchar música de los ochenta.

Tom yeni şeyleri denemekten hoşlanır.

A Tom le gusta probar cosas nuevas.

Tom kağıt uçak yapmaktan hoşlanır.

A Tom le gusta hacer aviones de papel.

Aynada kendine bakmaktan hoşlanır mısın?

¿Te gusta mirarte al espejo?

Tom etrafında insan olmasından hoşlanır.

A Tom le gusta estar rodeado de gente.

Mary İngiliz edebiyatı okumaktan hoşlanır.

A Mary le gusta leer literatura inglesa.

Yalnız başına yürüyüşe çıkmaktan hoşlanır.

- A ella le gusta salir a caminar sola.
- Le gusta ir a caminar sola.

Tom Mary ile yürümekten hoşlanır.

A Tom le gusta pasear con Mary.

Tom ne tür yiyecekten hoşlanır?

¿Qué tipo de comida le gusta a Tom?

- O, jazdan hoşlanır, ve ben de.
- O, cazdan hoşlanır; ben de öyle.

A ella le gusta el jazz, y a mí también.

Mary, Hip-Hop müzik dinlemekten hoşlanır.

A Mary le gusta escuchar Hip-Hop.

Tüm erkek çocuklar beyzbol oynamaktan hoşlanır.

A todos los niños les gusta jugar al béisbol.

O, halk çocuğu olduğunu söylemekten hoşlanır.

A él le gusta decir que es hijo del pueblo.

O, boş zamanında internette olmaktan hoşlanır.

A ella le gusta conectarse a Internet en su tiempo libre.

“Yılanlardan hoşlanır mısın?” “Tabii ki hayır.”

- "¿Te gustan las serpientes?" "Claro que no."
- "¿Te gustan las serpientes?" "Por supuesto que no."

O, matematikten hoşlanır fakat ben hoşlanmam.

A él le gustan las matemáticas, pero a mí no.

Genç Japonlar rock ve jazzdan hoşlanır.

A los jóvenes japoneses les gusta el rock y el jazz.

- Sincaplar fındıkları sever.
- Sincaplar fındıklardan hoşlanır.

A las ardillas les gustan las nueces.

O yolculuk etmekten hoşlanır. Ben de.

- Le gusta viajar. A mí me gusta también.
- Le gusta viajar. A mí también.

O, ekşi krema içeren salatalardan hoşlanır.

A él le gustan las ensaladas con crema agria.

- Basketboldan hoşlanır mısın?
- Basketbolu sever misin?

¿Te gusta el baloncesto?

Tom korku filmleri izlemekten hoşlanır mı?

¿A Tom le gusta ver películas de horror?

Tom Mary'nin şarkı söylemesini dinlemekten hoşlanır.

A Tom le gusta escuchar a Mary cantar.

Erkek arkadaşın çay içmekten hoşlanır mı?

¿Le gusta tomar té a tu novio?

Tom, İtalyan opera aryalarını söylemekten hoşlanır.

A Tom le gusta cantar arias de óperas italianas.

- Yalnız yürümeyi sever.
- O yalnız yürümekten hoşlanır.

Le gusta andar sola.

O, tatlı olan herhangi bir şeyden hoşlanır.

A él le gusta todo lo que sea dulce.

Çoğu çocuk fıstık ezmeli sandviç yemekten hoşlanır.

A muchos niños les gusta comer sándwiches de mantequilla de maní.

Her gün bir süre yalnız yaşamaktan hoşlanır.

A él le gusta pasar un tiempo a solas todos los días.

- Büyükannem TV izlemeyi seviyor.
- Büyükanne televizyon izlemekten hoşlanır.

A la abuela le gusta ver televisión.

- O, şekersiz kahveyi sever.
- O, şekersiz kahveden hoşlanır.

- Le gusta el café sin azúcar.
- A él le gusta el café sin azúcar.

- Melanie pizza yemekten hoşlanır.
- Melanie pizza yemeyi sever.

A Melanie le gusta comer pizza.

- O, dokundurma yapmaktan çok hoşlanır.
- O, İğnelemeyi sever.

A él le encanta el sarcasmo.

- Bazı insanlar onu seviyor.
- Bazı insanlar bundan hoşlanır.

A cierta gente le gusta.

- Ann müziği çok seviyor.
- Ann müzikten çok hoşlanır.

A Ann le gusta mucho la música.

- Kadınlar bıyıklı erkekleri sever.
- Kadınlar bıyıklı erkeklerden hoşlanır.

A las mujeres les gustan los hombres con bigote.

- Ders çalışmaktan keyif alıyor musun?
- Ders çalışmaktan hoşlanır mısın?

- ¿Os gusta estudiar?
- ¿Disfrutas estudiando?

Benim küçük erkek kardeşim gerçekten dağların fotoğraflarını çekmekten hoşlanır.

A mi hermano menor realmente le gusta tomar fotografías de la montaña.