Translation of "Hoşlanır" in Chinese

0.012 sec.

Examples of using "Hoşlanır" in a sentence and their chinese translations:

Nancy müzikten hoşlanır.

南希喜歡音樂。

Kedim klavyemden hoşlanır.

我的猫喜欢我的键盘。

Babam pizzadan hoşlanır.

我父親喜歡批薩。

Bahçeyle ilgilenmekten hoşlanır.

他喜歡照顧花園。

Mary bitkilerden hoşlanır.

瑪麗喜歡植物

- Felicja, televizyon izlemekten hoşlanır.
- Felicja, TV izlemekten hoşlanır.

Felicja喜歡看電視。

Voleybol oynamaktan hoşlanır mısın?

你喜歡打排球嗎?

Tom beyzbol oynamaktan hoşlanır.

湯姆喜歡打棒球。

Tom domatesten hoşlanır mı?

Tom喜不喜欢吃西红柿?

Seyahat etmekten hoşlanır mısınız.

你喜歡旅行嗎?

O, peri masallarından hoşlanır.

她喜欢童话故事。

Tom bahçe işlerinden hoşlanır.

汤姆享受园艺。

Balık yemekten hoşlanır mısın?

你喜歡吃魚嗎?

Film izlemekten hoşlanır mısın?

你喜歡看電影嗎?

O da çikolatadan hoşlanır.

她也喜欢巧克力。

Linda gerçekten çikolatadan hoşlanır.

琳达真喜欢巧克力。

O, saunaya gitmekten hoşlanır.

她喜欢去桑拿。

Susan müzik dinlemekten hoşlanır.

蘇珊喜歡聽音樂。

Sınıfındaki herkes ondan hoşlanır.

她班上的每個人都喜歡她。

O yalnız yürümekten hoşlanır.

她喜欢独自散步。

Tom, Yunan yoğurdundan hoşlanır.

汤姆喜欢希腊酸奶。

O, dergi okumaktan hoşlanır.

她喜歡讀雜誌。

Şarap içmekten hoşlanır mısın?

你喜歡喝紅酒嗎?

O, yaramazlık yapmaktan hoşlanır.

他喜歡惡作劇。

Nancy kapalı yer oyunlarından hoşlanır.

南希喜歡室內遊戲。

Tom yeni şeyleri denemekten hoşlanır.

湯姆很喜歡嘗試新事物。

Tom kağıt uçak yapmaktan hoşlanır.

汤姆喜欢折纸飞机。

O, tuvalette sigara içmekten hoşlanır.

他喜欢在厕所里吸烟。

Çocuklar açık hava aktivitelerinden hoşlanır.

孩子们喜欢户外活动。

“Yılanlardan hoşlanır mısın?” “Tabii ki hayır.”

“你喜欢蛇吗?”“当然不喜欢。”

O, matematikten hoşlanır fakat ben hoşlanmam.

他喜欢数学,但我不喜欢。

Başının üstünde uçan kuşları seyretmekten hoşlanır.

他喜欢看着鸟儿从头上飞过。

O yolculuk etmekten hoşlanır. Ben de.

他喜欢旅行。我也是。

Babasının ABD'de yazdığı Çince kitapları okumaktan hoşlanır.

他喜歡看他爸爸在美國寫的中文書。

Robert, erkek arkadaşı ile sohbet etmekten hoşlanır.

羅伯特喜歡和他的女朋友談話。

O, tatlı olan herhangi bir şeyden hoşlanır.

他喜歡一切甜的東西。

Bazı insanlar voleybolu sever, diğerleri tenisten hoşlanır.

有些人喜欢排球,其他人喜欢网球。

Her gün bir süre yalnız yaşamaktan hoşlanır.

他喜歡每天都享受一下一個人的時間。

Babasının Amerika'da yazdığı Çince kitabı okumaktan hoşlanır.

他喜歡看他爸爸在美國寫的中文書。

Bob öyle hoş birisidir ki herkes ondan hoşlanır.

鲍勃是个很好的人,大家都很喜欢他。

- O, şekersiz kahveyi sever.
- O, şekersiz kahveden hoşlanır.

他喝咖啡不喜歡加糖。

- Ann müziği çok seviyor.
- Ann müzikten çok hoşlanır.

安非常喜歡音樂。

O, babasının Birleşik Devletlerde yazdığı Çince kitapları okumaktan hoşlanır.

他喜歡看他爸爸在美國寫的中文書。

Benim küçük erkek kardeşim gerçekten dağların fotoğraflarını çekmekten hoşlanır.

我弟弟很喜欢拍山的照片。

O, dili ne kadar iyi bilirse ondan o kadar az hoşlanır.

他越通曉這個語言, 他越不喜歡它。

- Betty klasik müziği sever.
- Betty klasik müzik sever.
- Betty klasik müzikten hoşlanır.

貝蒂喜歡古典音樂。