Translation of "Hoşlanır" in English

0.009 sec.

Examples of using "Hoşlanır" in a sentence and their english translations:

Maceralardan hoşlanır.

He likes adventures.

Kahveden hoşlanır.

She likes coffee.

- O yağmurdan hoşlanır.
- O, yağmurdan hoşlanır.

She likes the rain.

- Ayakkabı olmadan koşmaktan hoşlanır.
- Ayakkabısız koşmaktan hoşlanır.

He likes running without shoes.

Nancy müzikten hoşlanır.

Nancy likes music.

Kedim klavyemden hoşlanır.

My cat likes my keyboard.

Mary eğlenmekten hoşlanır.

Mary likes to party.

Öğrenciler ondan hoşlanır.

The students like it.

Kaybetmekten hoşlanır mısın?

Do you enjoy losing?

Tütün içmekten hoşlanır.

She likes to smoke tobacco.

O şekerlemeden hoşlanır.

He likes sweets.

O, kızlardan hoşlanır.

He likes girls.

Herkes onlardan hoşlanır.

- Everyone likes them.
- Everybody likes them.

Melanie müzikten hoşlanır.

Melanie likes music.

Babam pizzadan hoşlanır.

My father likes pizza.

Tom çikolatadan hoşlanır.

Tom likes chocolate.

Alan pornodan hoşlanır.

Alan likes porn.

Kuşları izlemekten hoşlanır.

- She likes birdwatching.
- She likes to observe birds.

Onlardan kim hoşlanır?

Who likes them?

Tom kazanmaktan hoşlanır.

Tom likes to win.

Kahveden hoşlanır mısın?

Do you like coffee?

O, hayvanlardan hoşlanır.

She likes animals.

Tom yazmaktan hoşlanır.

Tom likes to write.

Tom yüzmekten hoşlanır.

Tom likes to swim.

Konuşmaktan hoşlanır mısın?

Do you enjoy talking?

Bahçeyle ilgilenmekten hoşlanır.

He likes taking care of the garden.

Tom maceralardan hoşlanır.

Tom likes adventures.

Fadıl sosisten hoşlanır.

Fadil likes sausage.

Tom, Mary'den hoşlanır.

Tom does like Mary.

Tom kurabiyelerden hoşlanır.

Tom likes cookies.

Tom teknolojiden hoşlanır.

Tom likes technology.

Operadan hoşlanır mısın?

Do you like the opera?

Maymunlar muzdan hoşlanır.

Monkeys like bananas.

Mary bitkilerden hoşlanır.

Mary likes plants.

Gizemli olmaktan hoşlanır.

He likes to be mysterious.

- Felicja, televizyon izlemekten hoşlanır.
- Felicja, TV izlemekten hoşlanır.

Felicja enjoys watching TV.

- O, country müziğinden hoşlanır.
- O, Amerikan folk müziğinden hoşlanır.
- O, kantri müziğinden hoşlanır.

He likes country music.

Bazı sınıf arkadaşlarım voleyboldan hoşlanır ve diğerleri tenisten hoşlanır.

Some of my classmates like volleyball and the others enjoy tennis.

Voleybol oynamaktan hoşlanır mısın?

Do you like playing volleyball?

Tom beyzbol oynamaktan hoşlanır.

Tom likes to play baseball.

Tom domatesten hoşlanır mı?

Does Tom like tomatoes?

Uzak bölgeleri keşfetmekten hoşlanır.

He enjoys exploring remote areas.

Klasik müzik dinlemekten hoşlanır.

She enjoys listening to classical music.

O kitapları okumaktan hoşlanır.

He likes to read books.

Seyahat etmekten hoşlanır mısınız.

Do you like to travel?

O, insanları aşağılamaktan hoşlanır.

She likes humiliating people.

O dondurma yemekten hoşlanır.

He enjoys eating ice cream.

Geleneksel şarkıları söylemekten hoşlanır.

He likes singing traditional songs.

Mary romantik komedilerden hoşlanır.

Mary likes romantic comedies.

O batı kültüründen hoşlanır.

He likes Western culture.

Mary ekmek pişirmekten hoşlanır.

Mary likes to bake bread.

Sınıfımın yarısı köpeklerden hoşlanır.

Half of my class like dogs.

Kız kardeşim Ultraman'den hoşlanır.

My sister likes Ultraman.

O, peri masallarından hoşlanır.

She likes fairy tales.

Tom spor yapmaktan hoşlanır.

Tom enjoys playing sports.

Onlar bilgili kalmaktan hoşlanır.

They like to stay informed.

Tom fotoğraf çekmekten hoşlanır.

- Tom likes taking pictures.
- Tom loves taking pictures.

Tom resim çizmekten hoşlanır.

Tom likes painting pictures.

Tom seyahat etmekten hoşlanır.

Tom enjoys traveling.

Tom futbol oynamaktan hoşlanır.

- Tom likes to play soccer.
- Tom likes to play football.
- Tom likes playing football.
- Tom likes playing soccer.

Tom bahçe işlerinden hoşlanır.

Tom enjoys gardening.

Tom gerçekten beyzboldan hoşlanır.

Tom really likes baseball.

Mary, country müzikten hoşlanır.

Mary likes country music.

Tlaloc seyahat etmekten hoşlanır.

Tláloc likes travelling.

Balık yemekten hoşlanır mısın?

Do you like eating fish?

Fransız şarabından hoşlanır mısın?

- Do you like French wines?
- Do you like French wine?

O yalnız yürümekten hoşlanır.

He likes to take a solitary walk.

Tom, futbol izlemekten hoşlanır.

- Tom likes to watch soccer.
- Tom likes to watch football.

Sahilde yürümekten hoşlanır mısınız?

Do you enjoy walking on the beach?

Tom dergi okumaktan hoşlanır.

Tom likes reading magazines.

Tom yemek yapmaktan hoşlanır.

- Tom likes to cook.
- Tom enjoys cooking.
- Tom likes cooking.

- Kızları sever.
- Kızlardan hoşlanır.

She likes girls.

Betty klasik müzikten hoşlanır.

Betty likes classical music.

Tom piyano çalmaktan hoşlanır.

Tom enjoys playing the piano.

Artistik patinajdan hoşlanır mısın?

- Do you like figure-skating?
- Do you like figure skating?

Futbol oynamaktan hoşlanır mısın?

Do you like playing soccer?

Kızım bebeklerle oynamaktan hoşlanır.

My daughter likes to play with dolls.

Film izlemekten hoşlanır mısın?

Do you like to watch movies?

Oje sürmekten hoşlanır mısın?

Do you like to wear nail polish?

Mary tuhaf sporlardan hoşlanır.

Mary likes strange sports.

Tom ahşap işçiliğinden hoşlanır.

Tom enjoys woodworking.

O da çikolatadan hoşlanır.

- She likes chocolate, too.
- She also likes chocolate.

Tom çiğ havuçtan hoşlanır.

Tom likes raw carrots.

Tom fıkra anlatmaktan hoşlanır.

Tom enjoys telling jokes.

Domuz filetosundan hoşlanır mısın?

Do you like pork loin?

Linda gerçekten çikolatadan hoşlanır.

Linda really likes chocolate.

Tom arabalarla oynamaktan hoşlanır.

Tom likes playing with cars.

İtalyan müziğinden hoşlanır mısın?

Do you like Italian music?

Mary kuşları gözlemekten hoşlanır.

Mary likes to observe birds.