Translation of "Arka" in French

0.009 sec.

Examples of using "Arka" in a sentence and their french translations:

- Arka kapı kırıldı.
- Arka kapı kırılmıştı.

La porte de derrière était cassée.

Arka taraftan fırladı.

Elle sort par derrière.

Arka koltuğa binin.

- Monte dans le siège arrière.
- Montez dans la banquette arrière.
- Mettez-vous dans le siège de derrière.

Arka koltuğa otur.

Monte dans le siège arrière.

Arka taraftaki arabadayım.

Je me trouve dans le wagon de queue.

Burnun arka tarafına gireceğiz.

Maintenant nous allons au fond du nez.

arka plana geçmek olacak.

et disparaître à l'horizon.

O, binanın arka tarafındadır.

C'est à l'arrière du bâtiment.

Arka tarafa park ettim.

J'ai fait le tour pour me garer derrière.

Benim arka bahçemde değil.

Pas dans ma cour.

Arka tarafta şapkan var.

- Ton chapeau est à l'envers.
- Votre chapeau est à l'envers.

Arka kapıdan dışarı çıktım.

Je suis sorti par la porte de derrière.

Arka koltuktan zayıf bir sesin

J'entends un faible « Joey,

Bedenlerinin arka kısmını tamamen sallıyorlar.

mais tout leur arrière-train.

Ve arka tarafına rahatça sokulabiliriz.

On peut se caler derrière.

Bu etkileşim arka planda kaldı

que l'interactivité a été négligée

Onların arka planda güldüklerini duyabildim.

- Je pouvais les entendre rire dans notre dos.
- Je pouvais les entendre rire dans mon dos.
- Je pouvais les entendre rire en bruit de fond.

Arka bahçemde bir ağaç var.

Dans mon jardin de derrière, il y a un arbre.

Yanında yavruları olduğundan arka sokaklardan ilerliyor.

Ses petits dans son sillage, elle prend les petites rues.

Benzer arka planı olan çocuklar seçildi.

et ayant la même origine socio-économique.

Ama arka tarafından bakıldığında yazı gözükmez

mais le texte n'est pas visible lorsqu'il est vu de dos

Yumurtalar arka tarafta, karanlıkta. Görülmeleri imkânsız.

Elle pond ses œufs tout au fond, dans le noir. On ne les voit pas.

Resmin arka planında bir kale var.

On voit un château à l'arrière-plan du tableau.

O, arka kapıdan gizlice içeri süzüldü.

Il se faufila jusqu'à la porte de derrière.

Arka bahçedeki korkuluk kasırga sırasında devrildi.

L'épouvantail dans la cour est tombé durant l'ouragan.

Tom arka bahçesine bir palmiye dikiyor.

Tom plante un palmier dans son arrière-cour.

Arka arkaya dört maçı kazanmak zordur.

- C'est dur de gagner quatre fois de suite.
- C'est dur de gagner successivement quatre parties.

Arka bahçemizde genellikle barbekü partileri veriyoruz.

On fait souvent des barbecues dans notre jardin.

- Tom arka bahçesinde bir eskimo kulübesi inşa etti.
- Tom arka bahçesine bir iglo kurdu.

Tom a construit un igloo dans son jardin.

Üst damak burnun arka tarafını tamamen kapatıyor.

C'est quand le voile du palais se colle exactement à l'arrière du nez.

üst damağınızın gırtlağın arka tarafını kapattığını hissedebilirsiniz.

vous sentirez votre voile du palais claquer contre le fond de la gorge.

arka bahçelerinde 30 dönüm asfalt olması demek.

se retrouvaient avec plus de 12 hectares goudronnés en bas de chez eux.

Ney'in kolordu arka koruma görevini üstlendi, ancak

Le corps de Ney a pris le relais en tant qu'arrière-garde, mais quand il a été coupé à Krasny,

Arka arkaya üç gün boyunca yağmur yağdı.

Il a plu continuellement pendant trois jours.

Arka bahçemizde büyük bir meşe ağacımız var.

Nous avons un grand chêne dans notre jardin.

Bizim arka bahçede bir kuş besleyici var.

Il y a une mangeoire à oiseaux au fond de notre arrière-cour.

Bu hissiyat arka planda sürekli varlığını devam ettirebilir

L'insatisfaction peut se manifester par sa présence constante en arrière-plan

Başkalarının hayatının arka planında duran kartonumsu figürleri değil.

Pas des caricatures d'arrière-plan.

Bu şimdiler arka arkaya gelerek benim zamanımı oluşturuyor.

Cela revient maintenant et forme mon temps.

Fakat bu durumdan sonra skandallar arka arkada patlayıveriyor

mais après cette situation, les scandales explosent les uns après les autres

Benim arka bahçe on kişiden daha fazlasını barındırabilir.

Ma cour peut accueillir plus de dix personnes.

Evimin arka tarafında eskiden bir kiraz ağacı vardı.

Dans le temps, il y avait un grand cerisier derrière ma maison.

- Arka arkaya şanssızlıklar yaşadım.
- Bir dizi şanssızlık yaşadım.

J'ai eu une série de malchances.

arka kolumun büyük kısmını ve biraz da kemiği kavradı.

Il a attrapé mes triceps et il a mordu jusqu'à l'os.

Köpeğime doğrularak oturmayı ve arka ayaklarının üstünde durmayı öğrettim.

J'ai appris à mon chien à s'asseoir et à demander.

Çamaşır yıkarken oğlunun pantolonunun arka cebinde bir prezervatif buldu.

En faisant la lessive, elle trouva une capote dans la poche arrière du pantalon de son fils.

Irkım, arka planım ve fırsatlar beni ayrıcalıklı elitlerden biri yaptı.

Mon héritage, mon origine et mes opportunités appartiennent à une élite.

Arka bahçenizden gelen bir şey için hiç de fena değil.

Pas mal pour quelque chose qui vient de notre jardin.

İşte bizim hayatımızdaki şimdiler arka arkaya gelerek bizim hayatımızı oluşturuyor.

Ici, dans notre vie, revenez maintenant dos à dos et formez notre vie.

. Geri çekilmenin sadece 2 haftasında Ruslar, Davout'un arka korumasını Vyazma'ya

À peine deux semaines après le début de la retraite, les Russes ont mis en déroute l'arrière-garde de Davout à Vyazma, et

Yoksa bu ağacın arka tarafına gidip doğanın bana verdiğini mi kullanacağız?

Ou bien on se cale derrière l'arbre en utilisant ce que la nature nous offre ?

Yoksa bu ağacın arka tarafına girip doğanın bana verdiğini mi kullanacağız?

Ou bien on se cale derrière l'arbre en utilisant ce que la nature nous offre ?

Yoksa bu ağacın arka tarafına gidip doğanın bana verdiğini mi kullanacağız?

Ou bien on se cale derrière l'arbre en utilisant ce que la nature nous offre ?

Bak sırf sizin için arka planı beyaz yaptık tişörtü siyah yaptık

Regardez, nous avons juste fait le fond blanc pour vous, nous avons fait la chemise noire

Ney geri çekilmenin geri kalanında arka korumayı yönetti ve efsaneye göre

Ney a dirigé l'arrière-garde pour le reste de la retraite et, selon la légende, a été le

Sizin borçlarınıza arka çıkacak. Borçlarınızı ödeyemezseniz bile devlet size yardım edecek!

vous soutient! Même si vous ne pouvez pas payer vos dettes, l'Etat vous aide!

Her gece Mumbai'nin arka sokakları ölümcül bir kedi fare oyununa sahne oluyor.

Chaque nuit, les ruelles de Mumbai sont le théâtre d'un jeu mortel du chat et de la souris.

Krasny'de, arka muhafız ordunun geri kalanından koptuğunda, Ney öfkeyle teslim olma çağrılarını reddetti

À Krasny, lorsque l'arrière-garde a été coupée du reste de l'armée, Ney a rejeté avec colère les

Yani 25 tane fotoğraf çekiyor saniyede bu fotoğrafları arka arkaya ekleyerek bir video kaydı oluşturuyor

Il prend donc 25 photos et crée un enregistrement vidéo en les ajoutant dos à dos en quelques secondes.

- Benim için olumlu şeyler söylemeni istiyorum.
- Benim için iyi şeyler söylemeni istiyorum.
- Bana destek olmanı istiyorum.
- Bana arka çıkmanı istiyorum.

- Je veux que tu parles en ma faveur.
- Je veux que tu dises un mot pour moi.
- Je veux que vous disiez un mot pour moi.
- Je veux que vous parliez en ma faveur.