Translation of "Şaşırtıcı" in French

0.009 sec.

Examples of using "Şaşırtıcı" in a sentence and their french translations:

Gerçekten şaşırtıcı.

Vraiment remarquable.

Oldukça şaşırtıcı.

Absolument incroyable.

Manzara şaşırtıcı.

La vue est fantastique.

O şaşırtıcı.

C'est formidable.

Onlar şaşırtıcı.

- Ils sont incroyables.
- Elles sont incroyables.

Bu şaşırtıcı.

- C'est surprenant.
- Ceci est surprenant.

Değişiklikler şaşırtıcı.

Les changements sont saisissants.

Su şaşırtıcı.

L'eau est merveilleuse.

Rakamlar gerçekten şaşırtıcı

Ces chiffres sont vertigineux.

Şaşırtıcı derecede ince;

Elle est étonnamment fine

Ödülü kazanman şaşırtıcı.

C'est génial que tu aies remporté le prix.

Bu çok şaşırtıcı.

C'est très surprenant.

Bu gerçekten şaşırtıcı

C'est vraiment surprenant !

Bu kitap şaşırtıcı.

Ce livre est génial.

Bu şey şaşırtıcı.

Ce truc est stupéfiant.

O şaşırtıcı değil.

Ce n'est pas surprenant.

Ayrıca şaşırtıcı bir şekilde,

Peut-être de façon surprenante,

Onun buraya gelmesi şaşırtıcı.

C'est surprenant qu'il vienne ici.

Bu şaşırtıcı şekilde ucuz.

C'est scandaleusement bon marché.

- Tom harikadır.
- Tom şaşırtıcı.

- Tom est incroyable.
- Tom est formidable.

- Şaşırtıcı görünüyor.
- İnanılmaz görünüyor.

Cela semble merveilleux.

Bu hiç şaşırtıcı değil.

Ce n'est pas une surprise.

Bence Tom'un yaptığı şaşırtıcı.

Je pense que ce que Tom est en train de faire est incroyable.

O, şaşırtıcı şekilde güzeldi.

Elle était incroyablement belle.

Ne şaşırtıcı bir tesadüf!

Quelle formidable coïncidence !

Tom şaşırtıcı şekilde güçlü.

Tom est étonnamment fort.

Bu tek kelimeyle şaşırtıcı.

C'est tout simplement stupéfiant.

Bu şaşırtıcı bir keşif.

C'est une découverte surprenante.

Senin İngilizcenin akıcılığı şaşırtıcı.

La qualité de ton anglais est incroyable.

Fiyatlar şaşırtıcı şekilde düştü.

Les prix descendirent à des niveaux incroyablement bas.

- Rakamlar şaşırtıcı.
- Rakamlar sarsıcı.

Les chiffres sont stupéfiants.

Borsa bugün şaşırtıcı biçimde sakindi.

La Bourse a été étonnamment calme aujourd'hui.

Doktorlar bazı şaşırtıcı gerçekleri keşfettiler.

Les docteurs ont découvert des données surprenantes.

Ben şaşırtıcı bir kuş gördüm.

J'ai vu un oiseau magnifique.

Bahçenin sanatsal güzelliği gerçekten şaşırtıcı.

La beauté artistique du jardin est vraiment incroyable.

O şaşırtıcı bir şekilde güzeldir.

Elle est belle à tomber.

O şaşırtıcı bir şekilde güzeldi.

Elle était extrêmement belle.

O oldukça şaşırtıcı bir deneyimdi.

- C'était une expérience assez incroyable.
- Ce fut une expérience assez incroyable.

Araştırmacılar şaşırtıcı bir keşif yaptı.

Les chercheurs firent une découverte surprenante.

Bilimciler şaşırtıcı bir keşif yaptılar.

Les scientifiques ont fait une découverte surprenante.

Bu oldukça şaşırtıcı bir yerdir.

C'est un endroit assez étonnant.

Onu başkan seçmeleri şaşırtıcı değil.

Ce n'est pas étonnant qu'ils l'aient élu président.

Aynı zamanda şaşırtıcı derecede iyi yüzücüler.

Cela veut également dire que, surprenamment, c'est un très bon nageur.

Onun ayağı ile yazma yeteneği şaşırtıcı.

- Sa capacité à écrire avec le pied est surprenante.
- Sa capacité d'écrire du pied est étonnante.

Ve sonra şaşırtıcı bir şey oldu.

Et puis quelque chose d'étonnant est survenu.

O şaşırtıcı bir tesadüf değil mi?

N'est-ce pas une coïncidence incroyable ?

Şaşırtıcı bir şekilde, Tom'la aynı düşüncedeyim.

Étonnamment, je suis d'accord avec Tom.

Vay canına, bu şaşırtıcı değil mi?

Wouah, est-ce que c'est pas incroyable ?

Onun hakkında şaşırtıcı bir şey yok.

Il n'y a rien de surprenant à cela.

Ama aslında oldukça şaşırtıcı bir eğriye sahip.

Mais, en fait, il a un parcours plutôt surprenant.

Duygusal kalbin yolu, şaşırtıcı ve gizemli şekillerde

le cœur émotionnel s'entrecroise avec son homologue biologique

Bir şeyleri şaşırtıcı yöntemlerle kullanır halde buluyoruz.

On en vient à utiliser les robots d'une façon très surprenante.

Onun on dokuz yaşındayken şampiyon olması şaşırtıcı.

C'est incroyable qu'il a gagné le championnat à l'âge de 19 ans.

Şaşırtıcı, bugün hoş bir soğuk hava var.

Brrr, il fait plutôt froid aujourd'hui.

Annenin altı dil konuşması ne kadar şaşırtıcı.

C'est fou ! Ta mère parle 6 langues.

Şaşırtıcı bir şekilde, soğuk günlerde bile yüzer.

Étonnamment, il nage même les jours où il fait froid.

çalışanlarınız için şaşırtıcı bir çok öğüdün listesine ulaşırsınız.

on découvre une liste d'admonitions surprenantes destinée à vos employés.

Ama geceleri şaşırtıcı derecede vahşi bir ortam oluşur.

Mais la nuit, elles sont étonnamment hostiles.

Ama şaşırtıcı derecede karşıt bir teori daha var,

Il y a une contre-histoire insidieuse surprenante --

Düşman topraklarında şaşırtıcı bir zorunlu yürüyüşe yönlendirdi . nehir

traversant le fleuve Dniepr gelé la nuit, tirant personnellement les hommes de la rivière quand

Bu kitabı okumak şaşırtıcı biçimde kolay, değil mi?

C'est surprenant, finalement, ce livre est facile à lire, non ?

Şaşırtıcı bulabileceğin sana söyleyecek ilginç bir şeyim var.

- J'ai quelque chose d'intéressant à te conter que tu pourrais trouver surprenant.
- J'ai quelque chose d'intéressant à vous conter que vous pourriez trouver surprenant.

- Şaşırtıcı bir şey buldum.
- Müthiş bir şey buldum!

J'ai trouvé un truc super sympa !

Onun düğünü hakkında bir şey duymamış olman şaşırtıcı.

- Il est surprenant que vous n'ayez rien entendu au sujet de son mariage.
- Il est surprenant que vous n'ayez rien entendu au sujet de ses noces.
- Il est surprenant que tu n'aies rien entendu au sujet de son mariage.
- Il est surprenant que tu n'aies rien entendu au sujet de ses noces.

Şaşırtıcı olan şey ise bunun bizi daha güvenli kılmadığı.

Ce qui est plus déconcertant est que nous ne sommes pas plus en sécurité.

Fakat şaşırtıcı ölçüde nazik bir dil kullanarak geçinmeyi başarıyorlar.

Mais avec un langage étonnamment doux, ils parviennent à s'entendre.

Şaşırtıcı bir şekilde iki hafta geçti ve mahkemede oturuyordu.

Étonnamment, deux semaines plus tard, il était de retour au tribunal.

O, onların teklifine şaşırtıcı bir öneri ile karşılık verdi.

Il contra leur proposition par une suggestion surprenante.

İnsan beyninin karmaşıklığı göz önüne alındığında bu hiç şaşırtıcı değil.

Ce n'est pas surprenant quand on sait combien le cerveau humain est complexe.

Bu, politik gerçekçiler için çok şaşırtıcı bir durum olmasa da

Pour les réalistes politiques, ce n'est peut-être pas une surprise,

Şaşırtıcı derecede çeviktirler, küçük bir bozuk paranın etrafında dönebilecek kadar.

Ils sont étonnement agiles, ils pourraient retourner une pièce de cinq centimes.

- Dün en şaşırtıcı şey olmuş.
- Dün en inanılmaz şey oldu.

- La chose la plus incroyable s'est produite hier.
- La chose la plus merveilleuse est arrivée hier.

- Tom şaşırtıcı bir karar verdi.
- Tom sürpriz bir karar aldı.

Tom a pris une décision surprenante.

...hayvanların, bu yeni gece dünyasını şaşırtıcı yöntemlerle nasıl fethetmekte olduğunu keşfediyoruz.

nous découvrons les méthodes remarquables des animaux pour conquérir ce nouveau monde nocturne.

Ve şaşırtıcı bir şekilde, birbiri ardına devasa bir salonun yerini keşfettiler.

Et à leur grande surprise, ils ont découvert le site d'une immense salle après l'autre.

Güney Koreli şirketler resmen parlıyor. Bu şaşırtıcı çünkü 1960'larda Güney Kore

Les entreprises sud-coréennes ont le vent en poupe; et c'est une surprise quand on sait qu'en 1960 la Corée

O, büyük sinema güzelliklerinden biri olan Ingrid Bergman'a şaşırtıcı bir benzerlik taşımaktadır,

Elle ressemble de façon frappante à Ingrid Bergman, l'une des grandes beautés du cinéma.

- O gerçekten harika.
- Bu gerçekten şaşırtıcı.
- Bu gerçekten şaşkınlık verici.
- Bu gerçekten hayret verici.

C'est vraiment génial.

Şaşırtıcı ama gece ortaya çıkan bu görüntülere sıkça rastlanır. Tüm deniz hayvanlarının üçte biri biyolüminans yaratır.

Ces spectacles nocturnes sont étonnamment communs. Trois quarts des animaux marins sont bioluminescents,