Translation of "çağırdı" in French

0.009 sec.

Examples of using "çağırdı" in a sentence and their french translations:

Polisleri kim çağırdı?

Qui a appelé les flics ?

O ismimi çağırdı.

Il appela mon nom.

Bizi Rus bölümüne çağırdı.

nous a invités dans la zone russe.

Ve Napolyon'u savaşmaya çağırdı.

et exhorta Napoléon à se battre.

O, beni odaya çağırdı.

Elle me fit signe de venir dans la pièce.

Birisi polis çağırdı mı?

Quelqu'un a-t-il appelé la police ?

Tom bir uzman çağırdı.

Tom a fait appel à un expert.

- O, bana bir taksi çağırdı.
- O bana bir taksi çağırdı.
- O benim için bir taksi çağırdı.

- Il m'a appelé un taxi.
- Il m'appela un taxi.

- Tom Mary için bir taksi çağırdı.
- Tom Mary'ye bir taksi çağırdı.

Tom a appelé un taxi pour Marie.

Tom Mary'ye bir taksi çağırdı.

Tom a appelé un taxi pour Marie.

Öğretmen öğrencileri alfabetik sırayla çağırdı.

- Le professeur a appelé les élèves par ordre alphabétique.
- Le professeur a appelé les étudiants dans l'ordre alphabétique.

O bana bir taksi çağırdı.

- Il m'a appelé un taxi.
- Il m'appela un taxi.

Tom benim için bir taksi çağırdı.

Tom m'a appelé un taxi.

İstasyona vardığında, o bir taksi çağırdı.

À son arrivée à la gare, il appela un taxi.

1813'te Napolyon, Soult'u Lützen'de savaştığı Almanya'ya çağırdı

En 1813, Napoléon convoqua Soult en Allemagne, où il combattit à Lützen, et supervisa

Başkan, halkı yoksulluk ve hastalıklarla mücadelede birleşmeye çağırdı.

Le président a appelé la population à s'unir pour combattre la pauvreté et la maladie.

- Bir kız beni aradı.
- Bir kız beni çağırdı.

Une fille m'a appelé.

Napolyon Lannes'ı Prusya ile savaş için orduya yeniden katılmaya çağırdı.

Napoléon somma Lannes de rejoindre l'armée pour la guerre avec la Prusse.

Napolyon, 1809'da Avusturya ile savaş için Lannes'ı geri çağırdı

Napoléon a rappelé Lannes pour la guerre avec l'Autriche en 1809.

Mary Tom'un onu baloya çağıracağını düşündü ama o başka birini çağırdı.

Mary pensait que Tom allait l'inviter pour le bal, mais il a invité quelqu'un d'autre.

Güney Kore ne yaptı? Güney Kore tüm vatandaşlarını evine çağırdı ilk önce.

Qu'a fait la Corée du Sud? La Corée du Sud a d'abord appelé tous ses citoyens chez lui.

çağırdı Yeni otoriteye. Yeni geçiş hükümetinin bunu uygulamak için birçok görevi var. Bunların

tâches à accomplir. La principale d'entre elles est la formation d'un nouveau gouvernement ministériel dans les

Annemin benden bir şey saklayıp saklamadığını merak ediyorum. Bugün beni "orospu çocuğu" diye çağırdı.

Je me demande si ma mère me cache quelque chose : elle m'a appelé «fils de pute» aujourd'hui.