Translation of "çıkarmaya" in French

0.003 sec.

Examples of using "çıkarmaya" in a sentence and their french translations:

Hisleri kafamdan çıkarmaya çalışıp

que je devais ressentir.

Mary elbiselerini çıkarmaya başladı.

Marie commença à se déshabiller.

Tom ceketini çıkarmaya başladı.

- Tom commença à retirer sa veste.
- Tom a commencé à enlever sa veste.

Sürekli kavga çıkarmaya çalışırdı.

Il cherchait constamment à déclencher une dispute.

- Sabun kiri çıkarmaya yardım eder.
- Sabun kiri çıkarmaya yardımcı olur.

Le savon aide à enlever la saleté.

O, burada karışıklık çıkarmaya çalışıyor.

- Il est ici pour chercher la bagarre.
- Il est ici pour fomenter des troubles.

Sanık eylemlerini haklı çıkarmaya çalıştı.

L'accusé essaya de justifier ses actions.

Ben sadece gerçeği ortaya çıkarmaya çalışıyorum.

J'essaye seulement de découvrir la vérité.

Bir doktor, onun sırtındaki mermiyi çıkarmaya çalıştı.

Un docteur tenta d'extraire une balle de son dos.

Bir doktor, başkanın kafasındaki kurşunu çıkarmaya çalıştı.

Un médecin tenta de retirer la balle de la tête du président.

Bu kadar sıcaksa bütün elbiselerini çıkarmaya ne dersin?

- S'il fait si chaud que ça, pourquoi ne retires-tu pas tous tes vêtements ?
- S'il fait si chaud que ça, pourquoi n'ôtez-vous pas tous vos vêtements ?

Pekâlâ, demek bu geyik boynuzlarından sıvı çıkarmaya çalışmamı istiyorsunuz?

Vous voulez que j'extraie du liquide de ces bâtons de feu.

Sonra mahallenin muhtarı, davetsiz misafirleri bölgesinden çıkarmaya karar verdi ve kovalama başladı.

C'est alors que le grand singe du coin décide de montrer à ses intrus la porte de la jungle, et la poursuite commença.

Geçmişi unutun. Dünle karşılaştırıldığında, bugünü daha çok seviyorum. Bunun sebebi anın tadını çıkarmaya çalışıyorum, bu kadar.

Oublie le passé. Comparé à hier, je préfère aujourd'hui. C'est pourquoi j'essaie de profiter de l'instant, c'est tout.