Translation of "çalıştı" in Chinese

0.018 sec.

Examples of using "çalıştı" in a sentence and their chinese translations:

Mektuba yoğunlaşmaya çalıştı.

他试图把注意力集中在信上。

O, çok çalıştı.

他工作很努力。

Kendini öldürmeye çalıştı.

他試圖自殺。

O sıkı çalıştı.

他努力學習。

Nancy çok çalıştı.

南希努力學習。

Gözyaşlarını gizlemeye çalıştı.

她试图掩饰她的泪水。

Sabahleyin İngilizce çalıştı.

- 她上午學習英語。
- 她上午学了英语。

O çok çalıştı.

她努力地工作。

Avrupalılar kabileyi uygarlaştırmaya çalıştı.

欧洲人试着去教化部落的人

Erkeklerle yan yana çalıştı.

她和男人一起工作。

Mary Tom'u rahatlatmaya çalıştı.

瑪麗嘗試安慰湯姆。

Çeşitli grupları birleştirmeye çalıştı.

他試著統一不同的團體。

O, on yıl çalıştı.

他研究了十年。

O intihar etmeye çalıştı.

- 她企图自杀。
- 她企圖自殺。

Tom, Mary'yi öldürmeye çalıştı.

汤姆试着杀死玛丽。

Tom beni bıçaklamaya çalıştı.

汤姆企图刺我。

Adam kendi antenini kurmaya çalıştı.

这男人试着安装他自己的天线。

Çok çalıştı, ve hasta oldu.

他工作得太多,病倒了。

Üniversiteye girmek için çok çalıştı.

他努力学习,为的是能够考上大学。

Dün gece ara vermeden çalıştı.

他昨晚都在工作,彻夜未眠。

Yumi dün gece İngilizce çalıştı.

由美昨晚讀英語。

O, sabahtan akşama kadar çalıştı.

她從早上工作到夜晚。

Tom kapıyı iterek açmaya çalıştı.

汤姆试着把门推开。

Akşam yemeğinden sonra Japonca çalıştı.

晚飯後她讀日語。

O, dün bütün gün çalıştı.

他昨天干了一天活儿。

Karısını neşelendirmeye çalıştı, ancak yapamadı.

他试着哄他老婆开心,但他没做到。

O daha önce Hanoi'de çalıştı.

他曾在河内工作过。

Tom burada kaç yıl çalıştı?

汤姆在这里工作了几年?

Tom duygularını kontrol etmeye çalıştı.

汤姆试着控制他的情绪。

Ken dün gece İngilizce çalıştı.

肯昨晚讀英文。

Amy geçen Cumartesi bahçede çalıştı.

艾美上星期六在院子裡工作。

O, dün İngilizce çalıştı mı?

昨天他研讀英語了嗎?

O, bizimle Fransızca konuşmaya çalıştı.

他試著跟我們講法語。

- Tom üniversiteye girebilsin diye çok çalıştı.
- Tom çok çalıştı böylece üniversiteye girebildi.

汤姆努力学习以进入大学。

Paula bugünkü sınav için çalıştı mı?

寶拉為今天的考試唸書了嗎?

Brian bu gezi için İngilizce çalıştı.

布萊恩為了這次旅行學英語。

O bizimle Fransızca olarak konuşmaya çalıştı.

他试着跟我们说法语。

O yıllarca bir avukat olarak çalıştı.

她从事律师职业多年。

Sınıftaki bütün erkek çocukları çok çalıştı.

課堂上所有的男生都很用功。

Tom Mary'yi yakalamaya çalıştı ama yakalayamadı.

汤姆试图去追上玛丽,但是他没成功。

Öğretmenin söylediği her kelimeyi not etmeye çalıştı.

她嘗試把老師說的每一句話都記下來。

"Endişelenme," Dima kadını rahatlatmaya çalıştı. "Beni değil."

「別擔心,」狄馬嘗試讓店員鎮定下來:「那不是我的血。」

Bay Suzuki Fransa'ya gitmeden önce Fransızca çalıştı.

鈴木先生在去法國之前學了法語。

Tom işi zamanında yaptırmak için çok çalıştı.

汤姆努力工作按时完成工作。

O, çocuğun yalanlar söyleme alışkanlığını düzeltmeye çalıştı.

她试着改正孩子撒谎的习惯。

Tom çok sıkı çalıştı ve çok para kazandı.

汤姆努力工作挣了好多钱。

Kız kardeşim evlenmeden önce bir sekreter olarak çalıştı.

我的姐姐结婚前是个秘书.

Bob cumartesi günü bakkalda bir kâtip olarak çalıştı.

每周六鲍勃在杂货店做店员。

O, kendini öldürmeye çalıştı fakat o başarısızlıkla sonuçlandı.

他试图自杀,但是失败了。

O, onu toplantıya katılması için ikna etmeye çalıştı.

她试图说服他来参加会议。

Tom bütün gün çalıştı ve tamamen bitkin düştü.

Tom工作了一天,感到筋疲力尽。

O, kutuyu kaldırmaya çalıştı fakat bunu yapmayı imkansız buldu.

她試著舉起箱子,但發現不可能做到。

O, bu on yıl boyunca barış için çok çalıştı.

这十年间,他为了和平尽力。

Karım beni yeni bir araba almam için ikna etmeye çalıştı.

我妻子试图说服我买辆新车。

Tom Mary'nin ona bir atkı örmesi için onu ikna etmeye çalıştı.

湯姆想說服瑪麗給他織一條圍巾。

Tom mayoyu daha büyük bir bedenle değiştirmeye çalıştı fakat tezgahtar ona izin verilmediğini söyledi.

汤姆试过还回泳衣来换成更大一号的,但是员工告诉他那是不被允许的。