Translation of "çalıştı" in Arabic

0.016 sec.

Examples of using "çalıştı" in a sentence and their arabic translations:

Yaralarını temizlemeye çalıştı

حاولت تنظيف جروحها

Ama çok çalıştı.

ولكنها تعمل بكد.

Kıpırdamadan saklanmaya çalıştı.

‫بقيت بلا حراك وحاولت الاختباء.‬

O çok çalıştı.

عمل بجد.

Tom çok çalıştı.

عَمِلَ توم بِجِدٍّ.

Ona bakmamaya çalıştı.

حاولت ألا تنظر إليه.

Herkes çok çalıştı.

الكلّ عملَ بجدّ

Leyla sıkı çalıştı.

عملت ليلى بجدّ.

- Sami intihar etmeye çalıştı.
- Sami kendini öldürmeye çalıştı.

حاول سامي الانتحار.

Murat'ın süvarileriyle birlikte çalıştı .

لإلحاق هزيمة ساحقة بالجيش العثماني.

O, karıncalardan kurtulmaya çalıştı.

حاول أن يتخلص من النمل.

Tom beni öldürmeye çalıştı.

- حاول توم قتلي.
- حاول توم أن يقتلني.

Yeni plan iyi çalıştı.

- نجحت الخطة الجديدة.
- الخطة الجديدة نجحت.

O ona bakmamaya çalıştı.

حاول ألا ينظر إليها.

Tom Mary'ye bakmamaya çalıştı.

حاول توم ألا ينظر إلى ماري.

Tom onu durdurmaya çalıştı.

حاول توم إيقافها.

Tom bizi öldürmeye çalıştı.

حاول توم قتلنا!

Fadıl, Dania için çalıştı.

كان فاضل يعمل عن دانية.

Fadıl garip işlerde çalıştı.

كان فاضل يمارس أعمالا مؤقّتة.

Fadıl ailesine odaklanmaya çalıştı.

حاول فاضل أن يركّر على أسرته.

- Sami suç mahallini temizlemeye çalıştı.
- Sami olay yerini temizlemeye çalıştı.

حاول سامي تنظيف ساحة الجريمة.

Birkaç küçük işte daha çalıştı

عمل في عدد قليل من الوظائف الصغيرة

Orada çalıştı çok zengin oldu

عملت هناك كانت غنية جدا

O, Fransızcaya hakim olmaya çalıştı.

حاول أن يتقن الفرنسية.

Beni ona yardım ettirmeye çalıştı.

حاولت أن أجعله يساعدني.

O hayatı boyunca Fransa'da çalıştı.

اشتغل في فرنسا طوال حياته.

O bana kazık atmaya çalıştı.

لقد حاول أن يخدعني.

O beni suya itmeye çalıştı.

حاول أن يدفعني لأسقط في الماء.

O, dün bütün gün çalıştı.

عمل طوال الأمس.

Dün gece, bütün gece çalıştı.

درس البارحة طوال الليل.

Karısını neşelendirmeye çalıştı, ancak yapamadı.

لقد حاول أن يجعل زوجته سعيدة لكنه لم يستطع.

Kısa bir hikaye yazmaya çalıştı.

- حاول أن يكتب قصةً قصيرةً.
- حاول أن يكتب أقصوصة.

Tom Mary'ye bakmaktan kaçınmaya çalıştı.

حاول توم أن يتجنب النظر إلى ماري.

Leyla bir striptizci olarak çalıştı.

كانت ليلى تعمل كمتعرّية.

Fadıl, Dania'nın cesedini saklamaya çalıştı.

حاول فاضل أن يخفي جثة دانية.

Fadıl kaldı ve Kahire'de çalıştı.

بقي فاضل في القاهرة و عمل هناك.

Fadıl polisin işini kolaylaştırmaya çalıştı.

حاول فاضل يسهّل للشّرطة مهمّتها.

Sami birkaç farklı hastanede çalıştı.

عمل سامي في مستشفيات مختلفة.

Sami bazen tamiratçı olarak çalıştı.

كان سامي يشتغل كعامل صيانة بين الحين و الآخر.

Sami'nin annesi onu öldürmeye çalıştı.

حاولت أمّ سامي أن تقتله.

Sam onu herkese açıklamaya çalıştı.

حاول سامي شرح الأمر للجميع.

O beni manipüle etmeye çalıştı.

حاول التلاعب بي.

Karşı çıkmak için hasta savunucularıyla çalıştı.

لأن أسعار الأدوية كانت فوق المتناول.

Beni bıraktı ve bölmeden çıkmaya çalıştı.

‫تركني أذهب وكان الفهد يحاول القفز‬ ‫إلى خارج المجمع السكني.‬

Karısını mutlu etmeye çalıştı fakat edemedi.

لقد حاول أن يجعل زوجته سعيدة لكنه لم يستطع.

O bizimle Fransızca olarak konuşmaya çalıştı.

- حاول أن يتكلم معنا بالفرنسية.
- حاول أن يكلمنا بالفرنسية.

Tom hayal kırıklığına uğramış görünmemeye çalıştı.

حاول توم أن لا يظهر بأنه خائب الأمل.

O hayal kırıklığına uğramış görünmemeye çalıştı.

حاولت أن لا تظهر بأنها خائبة الأمل.

Tom bir petrol şirketi için çalıştı.

كان توم يشتغل في شركة نفطية.

Annem bizi yetiştirmek için çok çalıştı.

عملت امي بجد لكي تربينا .

McClellan Lincoln'un korkularını yatıştırmak için çalıştı.

حاول ماكليلان أن يطمئن لينكولن.

Tom Mary'yi John'la konuşmaktan vazgeçirmeye çalıştı.

حاول توم إيقاف ماري عن التحدث مع جون.

Fadıl, Mısır'dan geldi ve çok çalıştı.

كان فاضل مصري الأصل و كان يعمل بجدّ.

Dört cerrah Leyla'nın yaraları üzerinde çalıştı.

تكفّل أربعة جرّاحين بمعالجة جروح ليلى.

Sami ne olduğunu tarif etmeye çalıştı.

حاول سامي أن يصف ما حدث.

Sami muhtemelen Leyla'ya tecavüz etmeye çalıştı.

لا بدّ أنّ سامي حاول أن يغتصب ليلى.

Aynı zamanda 10 bin civarı işçi çalıştı

عمل حوالي 10000 عامل في نفس الوقت

çalıştı . Aynı dönemde Körfez topraklarından petrol akıyordu

لتوحيد مدنٍ ساحليةٍ متواضعة بهدف خلق اتحاد قوي واعلانها

"Endişelenme," Dima kadını rahatlatmaya çalıştı. "Beni değil."

حاول ديما أن يسهل على المرأة: "لا تقلقي، إنه ليس لي".

Sami, Mısır'da bir tur rehberi olarak çalıştı.

عمل سامي كدليل سياحي في مصر.

Benim kendi laboratuvarım bu konuda çok fazla çalıştı.

حسناً، لقد قام مختبري بالكثير من العمل في هذا المجال.

Tom bir zamanlar bir turist rehberi olarak çalıştı.

عمل توم ذات مرة كمرشد سياحي .

Tom Mary'nin son şarap şişesini içmesini durdurmaya çalıştı.

حاول توم إيقاف ماري من شرب آخر زجاجة من النبيذ.

Sami saatlerce durmadan patates soyarak babasının restoranında çalıştı.

عمل سامي في مطعم أبيه و هو يقشّر البطاطا لساعات طويلة.

Bu antlaşmadan sona Roma'da papalık için bir süre çalıştı

عمل لبعض الوقت للبابوية في روما من نهاية هذه المعاهدة

Her saati çalıştı . Uzay aracına yapılan tüm sesli iletişimler

مرت جميع الاتصالات الصوتية للمركبة الفضائية عبر جهاز اتصال الكبسولة أو

İngiliz arkadaşlarının ona başka bir yol dediği için çalıştı

وبينما كانت تدرس باتجاه عملت كما اطلق عليها اصدقائها

Ceketinde bir delik fark etti ama görmezden gelmeye çalıştı.

لاحظ وجودَ ثقبٍ في سترته، لكنه حاول تجاهله.

Haçlılar daha sonra Hama ve Harim'i almaya çalıştı. ancak girişimi başarısız.

ثم حاول الصليبيون الاستيلاء على حماة وحريم، لكنهم فشلوا في المحاولة

Milano Fransızlar tarafından ele geçirilinceye kadar 17 sene boyunca yanında çalıştı

عمل معه لمدة 17 عامًا حتى استولى الفرنسيون على ميلان

Sipahi süvarileri hızla ilerledi, Sigismund'un saldırısını umutsuzca da olsa durdurmaya çalıştı.

تقدّم فرسان السيباهي إلى الأمام، لوقف تقدم سيغيسموند بكل يأس.

Tom bana bir şey söylemeye çalıştı fakat Mary bir şey söyleyemeden onun sözünü kesti.

حاول توم إخباري شيئًا، لكنّ ماري قاطعته قبل أن ينطق ببنت شفة.

Kurtarmak için çok çalıştı ve 1813'te Almanya'daki sefer boyunca hizmet etti. Şimdiye kadar, Napolyon'un

فلول الجيش ، وخدم طوال الحملة في ألمانيا عام 1813. حتى الآن ، قام أعداء نابليون