Translation of "Zararı" in English

0.003 sec.

Examples of using "Zararı" in a sentence and their english translations:

Ne zararı var?"

What's the harm?"

O, zararı telafi etti.

He made up for the deficit.

Bize söylemenin zararı olmaz.

It wouldn't hurt to tell us.

Onlara söylemenin zararı olmaz.

It wouldn't hurt to tell them.

Bana söylemenin zararı olmaz.

It wouldn't hurt to tell me.

Ona söylemenin zararı olmaz.

- It wouldn't hurt to tell him.
- It wouldn't hurt to tell her.

Onu yapmanın ne zararı var?

- What is the harm in doing that?
- What's the harm in doing that?

Tom zararı karşılamaya gönüllü oldu.

Tom volunteered to pay for the damages.

- Zararı yok.
- Bir şey olmadı.

There's no harm done.

Çocuklarınızla vakit harcamanın zararı olamaz.

Spending time with your children couldn't hurt.

Onu yapmaya çalışmanın zararı ne?

- What is the harm in trying?
- What's the harm in trying?

Zararı ödemeyi reddettikleri için mahkemeye gittik.

We went to court when they refused to pay for the damage.

Bir süre daha beklemenin zararı yok.

It won't hurt to wait a while longer.

Bunun ne gibi bir zararı olabilir?

What possible harm could it do?

Sana şimdi söylemenin herhangi bir zararı olacağını sanmıyorum.

- I don't think there's any harm in telling you now.
- I don't think that there's any harm in telling you now.

Beyne gelecek zararı büyük oranda azaltmak için hastaya ilaç verebilirsiniz.

you can give medication to massively reduce the damage to the brain.

Bu kadar yarara rağmen tek zararı işte bu virüs mevzusu

Despite so much benefit, the only harm is this virus issue

Yapılan zararı telafi etmek için asla çok fazla geç değildir.

It's never too late to make amends for harm done.

- Bir baş soğan bir kazanı kokutur.
- Bir kötünün yedi mahalleye zararı vardır.

The rotten apple injures its neighbors.

- Bir kötünün bin iyiye zararı var.
- Bir çürük elma sepetteki tüm elmayı çürütür.
- Üzüm üzüme baka baka kızarır.

One rotten apple spoils the barrel.

- Kır atın yanında duran ya suyundan ya huyundan alır.
- Körle yatan şaşı kalkar.
- Üzüm üzüme baka baka kararır.
- Bir kötünün bin iyiye zararı olur.
- Sepetteki bir çürük elma bütün sepeti çürütür

One bad apple spoils the barrel.