Translation of "Olmadı" in Japanese

0.006 sec.

Examples of using "Olmadı" in a sentence and their japanese translations:

Hiçbiri olmadı.

そうはなりませんでした

Pek faydası olmadı.

‎無駄だったようだ

Hiçbir şey olmadı.

何も起きなかった。

Kimse başarısız olmadı.

誰も落第しなかった。

O, gerçekten olmadı.

実際には起こってないことです。

Sonunda hiçbir şey olmadı.

それは無駄に終わった。

O, asla âşık olmadı.

- 彼女は一度も恋をした事がない。
- 彼女は一度も恋をしたことがありません。

Tom hiç hasta olmadı.

トムは病気というものをしたことがない。

Tom hiç dakik olmadı.

トムは一度も時間を守ったことがない。

Tom hiç aşık olmadı.

トムはまだ恋をしたことがない。

Tom hâlâ tıraş olmadı.

トムはまだヒゲを剃ってない。

Sonuçta hiçbir şey olmadı.

結局なにも起こらなかった。

Şimdiye kadar sorun olmadı.

これまでに何の問題もない。

Belle hiçbir zaman kanser olmadı.

彼女はガンになど なっていませんでした

Onların okula gitme fırsatları olmadı,

学校に通う機会は一度もなく

Henüz filmi görme fırsatım olmadı.

まだその映画を見る機会がないんだよ。

Bu onlara hiç yardımcı olmadı.

それは少しも彼らの役に立たなかった。

İlacın bana hiç faydası olmadı.

その薬は私のからだに効かなかった。

Fırtına hiçbir hasara neden olmadı.

嵐の被害は何もなかった。

O, hediyemden hiç memnun olmadı.

彼女は私の贈り物を少しも喜ばなかった。

O benim mektubumdan hoşnut olmadı.

彼女は私の手紙を見て腹を立てた。

Başarılı olmayı ummuştu ama olmadı.

彼は成功を望んだが実際は成功しなかった。

Onun tavsiyesi çok yardımcı olmadı.

- 彼の忠告は、ほとんど役に立たなかった。
- 彼のアドバイスはあまり役に立たなかった。

O filmi izleme fırsatım olmadı.

私にはまだその映画を見る機会がありません。

O hiçbir zaman âşık olmadı.

彼女は一度も恋をしたことがありません。

Hayır, o hiç aşık olmadı.

いいえ、彼女は一度も恋をしたことがありません。

O, hiçbir şekilde tatmin olmadı.

決して満足などしていない。

Gezimiz sırasında beklenmedik olaylarımız olmadı.

我々の旅には異常な出来事はなかった。

Gezimizde sıradışı hiçbir şey olmadı.

我々の旅には異常な出来事はなかった。

Sınavlarımın sonucu beklediğim gibi olmadı.

試験の結果は、私の予想していたものではなかった。

Bunu kullanma fırsatım hiç olmadı.

今までそれを使う機会がなかった。

Bu yıl fazla yağışımız olmadı.

今年あまり雨が降らなかった。

Onun nasihatı hiç yardımcı olmadı.

- 彼のアドバイスは全く役に立たなかった。
- 彼の助言は全く役に立たなかった。

Paul zengin olmasına rağmen kibirli olmadı.

ポールはお金持ちだったが高慢にはならなかった。

Tüm çabalarına rağmen o başarılı olmadı.

彼女は努力したにもかかわらず、成功しなかった。

Hiç kimse gizemi çözmede başarılı olmadı.

今までそのなぞを首尾よく解いた人はいなかった。

Japonya'yı görmek için fazla zamanım olmadı.

これまで日本を見物する時間があまりありませんでした。

Kimse içeceklerden tasarruf ederek zengin olmadı.

下戸の建てたる蔵もなし。

Bu yüzden depresyon seviyelerinde çok azalma olmadı.

うつ症状の緩和はわずかで

Bölge başsavcısı iki yıllık cezadan memnun olmadı.

懲役2年の判決に地方検事は不満だった。

Asla o kadar çok paraya ihtiyacım olmadı.

そんな大金は必要じゃなかった。

Kendimi ona tanıtmak için bir fırsatım olmadı.

- 彼女に自己紹介する機会がなかった。
- 彼女に自己紹介するチャンスがなかった。

Sınavda başarısız oluncaya kadar tembelliğinden pişman olmadı.

彼は試験に落第して始めて自分に怠惰を後悔した。

Böylesine şiddetli bir kar yağışı asla olmadı.

これが今まであったうちで一番すごい降雪だ。

Bu olanlar doğru değil. Hiçbir zaman da olmadı.

そんなの正しくないと

Telefonda sana ulaşmaya çalıştım,ancak bu mümkün olmadı.

君になんとか電話で連絡をとろうとしたのですが、駄目でした。

Bayan Young onu habersizce ziyaret etmemden rahatsız olmadı.

ヤング夫人は、私の突然の訪問を気にしなかった。

- O henüz başarılı olmadı.
- Henüz başarılı olmuş değil.

まだ彼は成功していない。

Bu civarda tüm evler yangında yanıp kül olmadı.

その火事でこのあたりの家がすべて全焼したわけではない。

O konuyu Tom'a soracaktım ama hiç şansım olmadı.

あれのことがトムに聴くつもりだったんだけど、機会がなかったんだ。

Bu dünyadaki bütün insanlar sahip olduğun avantajlara sahip olmadı.

世の中のすべての人々が、あなたが与えられてきたような有利な条件に恵まれてきたわけではない。

- Hastaneye ziyaretime gelen olmadı.
- Hastaneye beni görmeye kimse gelmedi.

入院してから、私に会いに来た人は誰もいない。

- Uçak kazasında kurtulan olmadı.
- Hiç kimse uçak kazasını atlatamadı.

飛行機事故で生き残った者はなかった。

- 50 kişiden fazla gelen olmadı.
- En fazla 50 kişi geldi.

たった50人しかこなかった。

- Babam hayatında hiç hasta olmadı.
- Babam hayatı boyunca hiç hastalanmadı.

- 父は今までに病気になったことがない。
- 父は今までに病気にかかったことがない。
- 父は今まで一度も病気をしたことがない。

Ona oyuncak bir kedi aldım fakat o bundan mutlu olmadı.

私は彼女におもちゃの猫を買ってあげましたが、彼女はそれに満足しませんでした。

Ben onun bir yalan söylediğinden şüpheleniyordum, ancak bana sürpriz olmadı.

- 私は彼がうそをついているのではないかと疑ったが、それで驚きはしなかった。
- 私は彼がうそをついているのではないかと疑ったが、それは驚くことではなかった。

Chris'in yüreği öylesine örselenmiş ve boşluktaydı ki düzelebilmesi mümkün olmadı.

クリスはとてもむなしく思い、立ち直れないほどに、心に大きな傷を受けました。

İyi bir savaş, ne de kötü bir barış hiçbir zaman olmadı.

- 良い戦争も悪い平和もあったためしはない。
- よい戦争も悪い平和もあったためしはない。
- いい戦争か悪い平和は何時でもじゃなかった。

Hava tahminine göre bu öğleden sonra yağmurlu olacaktı ama öyle olmadı.

天気予報では午後雨が降るだろうといっていたが、降らなかった。

David'in hiç istikrarlı bir işi olmadı fakat her zaman geçimini sağlayabildi.

ディビッドは今まで安定したくらしはなかった。彼はいつもやりくり算段の生活をしてきた。

''Bir yardım derneğinde deli gibi çalıştım ve çoğu zaman kolay olmadı

「慈善活動のために猛烈に働き 大変なことも多々あった

- Onun doğum günü partisine gidemedim.
- Onun doğum günü partisine gitmem mümkün olmadı.

私は彼の誕生日パーティーに行けなかった。

O bir avukat olduktan kısa süre sonra, o bile eski arkadaşlarıyla muhatap olmadı.

彼女は弁護士になった途端に古い友達を見向きもしようとしなかった。

Geçen yıl ben Amerika Birleşik Devletleri'ndeyken Japonca konuşmak için neredeyse hiç fırsatım olmadı.

昨年私が合衆国にいた時、日本語を話すチャンスがほとんどなかった。

- Bizim iki hafta boyunca tek bir damla yağmurumuz olmadı.
- İki haftadır tek bir damla yağmur yağmadı.

2週間の間たった1滴も雨は降らなかった。