Translation of "Yetenekleri" in English

0.008 sec.

Examples of using "Yetenekleri" in a sentence and their english translations:

O, yetenekleri hakkında övündü.

He boasted about his skills.

Onun doğuştan yetenekleri var.

He has natural gifts.

Herkesin doğal yetenekleri var.

Everyone has natural talents.

Tom'un benzersiz yetenekleri vardır.

Tom has unique skills.

Bu yetenekleri öğrenmem gerek.

I need to learn these skills.

Tom'un psişik yetenekleri var.

Tom has psychic abilities.

Onun psişik yetenekleri var.

She has psychic abilities.

Politikada sınırlı yetenekleri vardı.

He had limited skills in politics.

Tom'un özel yetenekleri var.

Tom has special abilities.

Onun başka yetenekleri olduğundan eminim.

I'm sure he has other skills.

Tom'un eşsiz müzik yetenekleri var.

Tom has unique musical abilities.

Tom'un cinsel yetenekleri Mary'yi etkiledi.

Tom's sexual abilities impressed Mary.

Leyla psişik yetenekleri olduğuna inanıyordu.

Layla believed that she had psychic abilities.

Onun yetenekleri çok mükemmeldi ve farklıydı.

His abilities were very great and various.

İş sahip olmadığım belirli yetenekleri gerektirir.

- The job requires certain skills that I don't have.
- The job requires certain skills I don't have.

Her gün barındırdığımız gizli yetenekleri ve tutkuları

and to create a new generation of human-centered jobs

Kurumunuzla uygun düşen yetenekleri olan insanları seçebilirsiniz.

competencies that go in line with your organization.

Denizcilerin tüm yetenekleri fırtınanın şiddetine boyun eğdi.

All the skill of the sailors gave way to the violence of the storm.

Benim amirim birçok yetenekleri olan bir adam.

My liege is a man of many talents.

Tom'un çok iyi problem çözme yetenekleri var.

Tom has very good problem-solving skills.

Leyla gerçekten Sami'nin psişik yetenekleri olduğuna inanıyordu.

Layla truly believed that Sami had psychic abilities.

Ben özel yetenekleri yok. Ben sadece tutkuyla meraklıyım.

I have no special talents. I am only passionately curious.

O, yetenekleri ile ilgili yüksek bir görüşe sahipti.

He had a high opinion of her abilities.

- Tom'un telepatik yetenekleri var.
- Tom telepatik yeteneklere sahip.

Tom has telepathic abilities.

- Tom'un sosyal yetenekleri yok.
- Tom sosyal yeteneklerden yoksun.

Tom lacks social skills.

Yaşlı kadın doksan yaşında ama onun zihinsel yetenekleri etkileyici.

The old woman is ninety years old, but her cognitive abilities are impressive.

Joseph, yetenekleri resim ve çizim içeren başarılı bir sanatçıdır.

Joseph is an accomplished artist, whose skills include painting and drawing.

- Mary'nin bazı telepatik yetenekleri var.
- Mary bazı telepatik yeteneklere sahip.

Mary has some telepathic abilities.

- Tom'un başka yetenekleri olduğuna eminim.
- Tom'un başka becerileri olduğundan eminim.

- I'm sure Tom has other skills.
- I'm sure that Tom has other skills.

Onun dilsel yetenekleri tanınmadan iki yıl önce şirket tarafından istihdam edilmişti.

He had not been employed by the company two years before his linguistic abilities were recognized.