Translation of "özel" in Arabic

0.011 sec.

Examples of using "özel" in a sentence and their arabic translations:

Özel vakıflar,

هناك مؤسسات خاصّة،

Bu özel diyalogda,

وفي هذا الحوار بالتحديد،

Ben özel değilim.

- أنا لست متميزا.
- أنا لست متميزة.

Tom çok özel.

توم مميز جدا.

- Sami bir özel araştırmacı.
- Sami bir özel dedektif.

- سامي محقّق خاص.
- سامي متحرّ خاص.

çünkü özel zamanımız vardı

لأن لدينا وقتًا حصريًا معًا،

Özel ilaç arayan kişilerle

ويربط المستخدمين الذين يسألون عن أدوية معينة

Leyla, Sami'nin özel hemşiresidir.

ليلى ممرّضة سامي الخاصّة.

Sami bir özel dedektiftir.

- سامي محقّق خاص.
- سامي متحرّ خاص.

Özel bir soru sormak istedik:

أبدينا السؤال الأكثر خصوصية:

Bir şekilde özel değil miyim?

ألست مميزة نوعاً ما؟

Özel güçlerimizin neler olduğunu biliyorsunuz.

‫أنت مربي ، مزارع ، معالج ،‬

Kaleci olduğunuzda özel formanızı giyersiniz

كما تعلمون، عندما تكون حارسًا للمرمى، تحصل على هذا الزي المميز،

Kaktüslere geceleyin özel destek gerekir.

‫يحتاج الصبار إلى مساعدة ليلية خاصة.‬

Biz, özel teçhizat olmadan göremiyoruz.

‫نحتاج إلى معدات خاصة لرؤيته.‬

Sadece birkaç özel yerde bulunur.

‫ولا يتواجد إلا في أماكن خاصة.‬

Bisiklete binmek özel bir durumdu

كان ركوب الدراجة حالة خاصة

Onun özel bir yanı var.

‫ثمة شيء مميّز بها.‬

Biri, özel güvenlik özelliklerinin sağlanmasıdır.

النقاط التي تسبب الكثير من الصداع للقائمين على بناء تلك

Özel bir görüş alabilir miyim?

أُسمَحُ أن أُملِكَ رأياً شخصيّاً؟

Leyla, Fadıl'ın özel ilgisini çekti.

جلبت ليلى انتباه فاضل الخاص.

Leyla şu anda özel hemşire.

أصبحت ليلى الآن ممرّضة خاصّة.

Seyahatlerimizi özel ve farklı şekilde yakaladık.

التقطنا صورًا لرحلاتنا بطريقة مميزة وفريدة من نوعها

Bitkinin büyümesi için özel hazırlanmış lazerler,

وتطوير ليزر ملائم لنمو المزروعات

Yani çok yeni Türkiye'de özel televizyonlar

على الرغم من وجود الكثير من القنوات الخاصة الجديدة في تركيا

O dönemde özel şirketlerin çalışanların hastanelerin

موظفو الشركات الخاصة في ذلك الوقت

Kadınlara özel gazete bile basabilmişlerdi aslında

يمكنهم حتى طباعة الصحف للنساء

Philadelphia deneyini zaten özel olarak anlatmıştım

لقد وصفت بالفعل تجربة فيلادلفيا بشكل خاص

Başkanın oğlu özel kuvvetlere başkanlık ediyor.

يقود نجل الرئيس القوات الخاصة.

Tom sizinle özel olarak konuşmak istiyor.

توم يريد محادثتك على انفراد.

Özel bisiklet bölgesi çoğunlukla trenin arkasındadır.

في اكثر الاحيان تكون المنطقة المخصصة للدراجات الهوائية في مؤخرة القطار .

Belki de özel olarak konuşmak istiyorsun.

- أتريد التّحدّث على انفراد؟
- ربّما تريد التّحدّث على انفراد.

özel dersi. Çocuğun oyun oynamaya vakti yok

درس خاص. الطفل ليس لديه وقت للعب

Onun dışında herhangi bir özel aileden geldiği

غير أنه يأتي من أي عائلة خاصة

Ama özel sektörün, insanların da inisiyatif alması,

لكن ينبغي على القطاع الخاص والأفراد أيضًا

25 yaramaz çocuk için özel bir sınıf vardı.

حيث خصصوا فصلاً للطلاب السيئين وعددهم 25 طالبا.

Ailecek, babamın buluşlarına karşı özel bir sevgimiz var.

في عائلتي، نكن حباً خاصاً لاختراعات والدي.

Ve açık yeşiller özel kliniklerde uygulanan işlemleri gösteriyor.

والتي تم إجرائها في عيادات خاصة، بالأخضر الفاتح.

İşte UNICEF ve birçok resmi ve özel ortağımızın

وهذا ما دعا اليونسيف والعديد من شركائنا في القطاع العام والخاص

Gezegenimizin ne kadar özel olduğunu takdir etmeyi öğrenirsek

وإن تعلمنا كيف نقدر كم هو مميز كوكبنا،

Luo'nun memleketi de çok özel bir zanaatte ustalaşmıştı.

بلد لو متخصص في حرفة ريفية محددة

özel bir fotoğraflama tekniği ile bir araya getirilen

بالإضافة إلى نوع خاص من تقنيات التصوير

Özel avukat Robert Mueller son raporunu teslim etti.

سلم المستشار الخاص روبرت مولر تقريره النهائي.

Sami'nin arabası Leyla'nın özel araba yoluna park edildi.

كانت سيّارة سامي متوقّفة على مدخل مرآب ليلى.

Ya da yatağın üzerinde özel bir battaniye var mı?

أو هل يوجد بطانية مميزة على السرير؟

Fakat kulaklarındaki özel kemikler kumdaki en ufak titreşimleri algılar.

‫لكنّ عظامًا خاصة في أذنيه‬ ‫تلتقط الهزات الطفيفة في الرمال.‬

Vücudundaki özel pullar geçen balıkların yaydığı basınç dalgalarını algılıyor.

‫القشور الخاصة على جسده تلتقط الضغط الناتج‬ ‫من الموجات التي تصدرها الأسماك المارة.‬

Özel sorunları tartışmakla siyasi meseleleri tartışmak aynı şey değil.

الجدال بشأن المسائل السياسية والمسائل الخاصة مختلف.

Yardımcıları, irtibat subayları ve kuryelerden oluşan özel askeri personeli.

طاقمه العسكري الخاص المكون من مساعدين وضباط ارتباط وسعاة.

. Bizim özel tavsiyemiz, İngiliz yayıncı ve yazar Bettany Hughes

توصيتنا الخاصة هي "النيل: 5000 سنة من التاريخ" ، قدمها المذيع

, Irak ona özel olmak istiyor ve Çin , henüz yapılmamış

الاراضي العراقية يريد العراق ان يكون حصري له وتريد الصين ان

Odaklanıyor , özellikle de ulaşım araçlarıyla ulaşımda. Özel otomobiller yerine

بجميع انواعه خاصةً في النقل عبر استخدام وسائل النقل الجماعي

Ben bu özel iş yerlerini psikolojik güven ortamı olarak nitelendiriyorum.

أسمّي مثل هذه الأماكن، بأماكن العمل التي تتمتع بالأمان النفسي

Bu toplantılar boyunca özel bir tema sürekli mevzu bahis oldu.

أثناء هذه المقابلات كانت هناك موضوعات محددة تطفو على السطح باستمرار.

Deniz bazen çok özel bir gösteri sahneye koyar. Işıltılı gelgitler.

‫أحيانًا، يقدّم البحر عرضًا خاصًا.‬ ‫أمواج مضيئة.‬

Aralarında karşılıklı saygı ve sadakate dayalı özel bir bağ kuruldu

وتم تكوين رابطة خاصة بينهما ، بناءً على الاحترام المتبادل والولاء ،

çok özel bir yer buldum. Çünkü orman, dalgaların etkisini azaltıyor.

‫المحمية بمساحة كبيرة من غابة عشب البحر.‬ ‫لأن الغابة نفسها تخمّد قوة الموجة.‬

Sonra özel bir okula gittim daha sonra da yatılı bir okula.

ذهبت إلى مدرسة خاصة، ثم ذهبت إلى مدرسة داخلية.

Bizi özel ve farklı kılan ve bizi bir arada tutan şeyleri

كيف لنا أن نحافظ على ما يجعلنا متميزين،

Standartları da çok yüksek. Bu erkeğin çağrısında özel bir şeyler var.

‫ومقاييسها مرتفعة.‬ ‫ثمة شيء مميز في هذا النداء.‬

Muazzam bir özel gelirle Neuchâtel ve Valangin'in kalıtsal, egemen prensi yaptı.

الوراثي والأمير السيادي لنوشاتيل وفالانجين ، مع دخل خاص هائل.

Ihtimalinin ışığında, on yedi özel istihbarat teşkilatı için etkili bir orkestra

لاستعادة دور مدير الاستخبارات الوطنية بصفته مزوداً غير مسيس

Ateş böceği mürekkep balığı, fotofor adı verilen özel hücreleriyle kendi ışığını üretir.

‫تنتج يراعات الحبار ضوءها الخاص‬ ‫ باستخدام خلايا خاصة تدعى "حاملات الضوء".‬

Curiosity Stream, birçok ödüllü özel ve orijinal içeriğe sahiptir ve tüm içeriği

يتميز Curiosity Stream بالعديد من العروض الحصرية والأصلية الحائزة على جوائز ، ويمكن دفق

Curiosity Stream, ödüllü pek çok özel ve orijinal içeriğe sahiptir ve tüm içeriği

يتميز Curiosity Stream بالعديد من العروض الحصرية والأصلية الحائزة على جوائز ، ويمكن دفق

Ve% 83 indirim ve 3 ay ücretsiz özel teklif için EPICHISTORY promosyon kodunu kullanın!

واستخدم الرمز الترويجي EPICHISTORY للحصول على عرض خاص بخصم 83٪ و 3 أشهر مجانًا!

"Basit bir özel benden daha mutludur," diye şikayet etti Berthier, "Tüm bu iş yüzünden ölüyorum."

اشتكى برتييه: "الجندي البسيط هو أسعد مني ، أنا أتعرض لكل هذا العمل".

Ana ve çocuk özel ihtimam ve yardım görmek hakkını haizdir. Bütün çocuklar, evlilik içinde veya dışında doğsunlar, aynı sosyal korunmadan faydalanırlar.

للأمومة والطفولة الحق في مساعدة ورعاية خاصتين. وينعم كل الأطفال بنفس الحماية الاجتماعية سواء أكانت ولادتهم ناتجة عن رباط شرعي أم بطريقة غير شرعية.

Herkesin, fikir, vicdan ve din hürriyeti hakkı vardır; bu hak, din veya kanaat değiştirmek hürriyeti, dinini veya kanaatini tek başına veya topluca, açık olarak veya özel surette, öğretim, tatbikat, ibadet ve ayinlerle izhar etmek hürriyetini içerir.

لكل شخص الحق في حرية التفكير والضمير والدين، ويشمل هذا الحق حرية تغيير ديانته أو عقيدته، وحرية الإعراب عنهما بالتعليم والممارسة وإقامة الشعائر ومراعاتها، سواء أكان ذلك سرا أم جهرا، منفردا أم مع الجماعة.