Translation of "Yemiyorlar" in English

0.003 sec.

Examples of using "Yemiyorlar" in a sentence and their english translations:

Hiçbir şey yemiyorlar.

They don't eat anything.

Bu bölgede ekmek yemiyorlar.

They don't eat bread in this region.

Bu yüzden yaprak bitlerini yemiyorlar

so they don't eat aphids

Işte karıncalar da bunu yapıyor fakat yemiyorlar

ants do that too but they don't eat

Japonya'da eskiden yedikleri kadar çok pirinç yemiyorlar.

They don't eat as much rice in Japan as they used to.

Tom ve Mary genellikle pazartesi günlerini dışarıda yemek yemiyorlar.

Tom and Mary don't usually eat out on Mondays.

Tom ve Mary sık sık birlikte öğle yemeği yemiyorlar.

Tom and Mary don't often eat lunch together.

Tom ve Mary genellikle birlikte öğle yemeği yemiyorlar mı?

Don't Tom and Mary usually eat lunch together?