Translation of "Yaprak" in English

0.004 sec.

Examples of using "Yaprak" in a sentence and their english translations:

Yaprak düşüyor.

The leaf is falling.

yaprak biti besliyorlar

they feed on aphids

Bir yaprak düşüyor.

A leaf is falling.

Ölü yaprak yeryüzüne düştü.

A dead leaf fell to the ground.

Bir yaprak gibi titriyordu.

She trembled like a leaf.

O yaprak gibi esiyor.

He is shaking like a leaf.

Yaprak bitleri yaprakları sarartıyor.

The aphids are making the leaves turn yellow.

Bu iki yaprak benziyor.

These two leaves look alike.

Tom yaprak gibi titriyordu.

Tom was shaking like a leaf.

Peki karıncaların yaprak biti beslediğini

well that ants feed aphids

Bu yüzden yaprak bitlerini yemiyorlar

so they don't eat aphids

yaprak bitini neden yemesin ki?

Why not eat aphids?

Ona bir yaprak kağıt verdi.

He gave her a piece of paper.

Sonbahar rüzgarındaki bir yaprak gibi.

- Like a leaf in the autumn breeze.
- Like a leaf in the autumn wind.

Tom defterinden bir yaprak yırttı.

Tom tore a page out of his notebook.

Tom bir yaprak gibi titriyor.

Tom is shaking like a leaf.

Tom bir yaprak kadar solgundu.

Tom was as pale as a sheet.

Ben bir yaprak gibi titriyordum.

I was shaking like a leaf.

O ağaçta artık yaprak yok.

There are no leaves left on that tree.

Kuru bir yaprak yere düştü.

A dead leaf fell to the ground.

Bana bir kâğıt yaprak verdi.

She handed me a sheet of paper.

Bu yaprak hangi ağaç türünden?

What type of tree is this leaf from?

Diyet şu: Üç kap yeşil yaprak,

That diet is this: three cups of green leaves,

Hücrelerin şeklini değiştirir ve yaprak düşer.

changes the shape of the cells, and the leaf falls.

Bir yaprak kağıdı ezerek top yaptı.

He crushed the sheet of paper up into a ball.

Ölü bir yaprak su yüzeyinde yüzüyordu.

A fallen leaf floated on the surface of the water.

Tom taslak defterinden bir yaprak yırttı.

Tom ripped a page out of his sketch book.

Son yaprak düştüğünde, ben de gitmeliyim.

When the last leaf falls, I must go, too.

Yaprak üfleyiciler işitme kaybına neden olabilir.

Leaf-blowers can cause hearing loss.

Lütfen bana bir yaprak kağıt verin.

Please give me a sheet of paper.

Kaldırımın üzerinde bir yaprak tabakası yatıyor.

A layer of leaves lies on the pavement.

- Tom purosunu yaktı.
- Tom yaprak sigarasını yaktı.

Tom lit his cigar.

O sonbahar rüzgardaki bir yaprak gibi dans etti.

He danced like a leaf in the autumn wind.

Işte yaprak bitinin sırtında böyle şekerli bir yapı var

there is such a sweet structure on the back of the aphid

Tom konuşmasını yaptığı zaman, anımsamak için ana başlıkların olduğu bir yaprak kullanırdı.

Tom used a page of dot points to jog his memory when he made his speech.

Ya da çantama biraz yaprak ve dal doldurup keskin insan formu görüntüsünü kırarım.

Or, maybe put some leaves and sticks in the backpack and break up that distinctive human form.