Translation of "Yemek" in Korean

0.013 sec.

Examples of using "Yemek" in a sentence and their korean translations:

Kaşığınız yoksa yemek yemek,

수저 없이 먹고

Yemek demişken

먹는 얘기가 나와서 말인데요,

Örneğin, yemek.

음식을 예로 들면

yemek yapma.

요리.

Aşırı yemek yiyordum.

먹고 토하고하는 일이 계속됐죠.

Bolca yemek var.

‎먹을 것도 풍부합니다

Akşam da yemek yiyelim.

그럼 저녁거리 생기는 거죠

Onları yemek olarak kullanır

미끼로 삼아서

Yemek bulma vakti geldi.

‎먹이를 찾을 시간이군요

Yemek yememizin iki sebebi vardır:

음식을 먹는 덴 두 가지 이유 있는데

-yemek, çiçekler, balık bıçağı gibi-

음식이나 꽃이나 생선 칼 같은 것들이요.

Birlikte yemek yedik. El sıkıştık.

서로 악수도 하고 식사도 했어요.

Ailemin yemek masasındaki sohbetleri yatıyor.

식구들과의 저녁 식사 시간에 나누던 대화들이었습니다.

"Nasıl yemek buluyor?" diye endişeleniyorum.

‎어떻게 먹이를 구할지 ‎걱정되더군요

Sosyal çevremde ya da yemek masamızda

제 지인들은 누구도 저녁 식사를 하며

Ve yemek yarıklarından hamlelerini seslendiklerini anlattı --

식판이 들어오는 구멍을 통해 게임을 하는지 설명했습니다.

O yemek yiyor, ben de yiyorum.

쟤도 먹고, 나도 먹잖아.

Başka bir potansiyel yemek tuzağa çekiliyor.

‎또 다른 식사 거리가 ‎꼬여 들었습니다

Artık yemek üretmek için güneşten faydalanamıyorlar.

‎이제는 태양을 이용해 ‎양분을 생산할 수 없지만

Bizi yakalayıp öğle yemeğinde yemek istediğini sanmıyorum.

절 잡아먹으려고 뒤쫓는 것 같지는 않았지만요

Bu çok iyi ve besleyici bir yemek.

그러니까... 영양가 있는 식사거든요

Belki bir akrep gelip böcekleri yemek ister.

그럼 곤충을 먹으러 전갈이 올지도 모른다고요

yemek, içmek, mutlu olmak, çünkü yarın olmayacağız.

내일 죽더라도 먹고, 마시고, 즐기는 거죠.

Tekenin, oksijen tamamen bitmeden yemek bulması gerek.

‎산소가 고갈되기 전에 ‎새우는 먹이를 찾아야 하죠

Yabancılardan yemek dilenmek nafile. İstediği kadar denesin.

‎낯선 이에게 졸라 봤자겠지만 ‎새끼는 열심히 해 봅니다

Ellerini, sanki bir parça yemek yiyormuş gibi kaldırıyor

쥐가 마치 음식을 먹는 듯 양 손을 들어올립니다.

Dostum, bu resmen bir okul kitabını yemek gibi.

이런, 이건 마치 교과서를 씹는 것 같네요

yemek masasında seks, politika ve dinden bahsedilmemesi öğretilmiştir.

저녁식사 자리에서는 성, 정치, 종교에 대해서 이야기 하지 말라.

Geceleri 40 kilometreye kadar yol teperek yemek arar.

‎먹이를 찾아 하룻밤에 ‎40km나 이동합니다

Belki de gündüzleri yeteri kadar yemek bulmakta zorlanıyordur.

‎낮에 먹이를 충분히 구하기에 ‎어려움을 겪고 있는지도 모르고요

Ve her gün yemek yiyen yedi milyar insandan biriyseniz

매일 식사를 하는 70억 인구 중 한 분이시라면

Yemek ve alan kapma derdindeki binlerce farklı türün arasında...

‎수천 종의 생명체들이 ‎먹이와 둥지를 놓고 다투니

Ev kedisi büyüklüğündeki dişi kolugo doyurucu bir yemek olacaktır.

‎집고양이 크기의 날여우원숭이는 ‎훌륭한 식사 거리입니다

Masaya sağlıklı bir yemek getirilmesi için karar vermenize gerek olmasın.

건강한 식사를 위해 따로 결정내리실 필요 없죠.

Bir şey bunu öldürmüş ve yemek için bu mağaraya getirmiş.

뭔가가 소를 죽이고 동굴로 끌고 와 먹었나 봐요

Bir şey onu öldürmüş ve yemek için bu mağaraya getirmiş.

뭔가가 소를 죽이고 동굴로 끌고 와 먹었나 봐요

Her araba,her çuval alabildiğine yemek ve (genellikle) yağmayla doluydu

모든 마차와 짐에 가능한 한 음식과 전리품들을 많이 담았다.

Doyuracak üç büyük boğaz olduğundan anne, aileye yemek bulmakta güçlük çekecektir.

‎식성 좋은 곰 세 마리가 ‎배불리 먹기 위해선 ‎어미 곰이 전력을 다해 ‎먹이를 찾아야 합니다

Fakat bu soluk ışık yerde yemek arayan hayvanlara pek fayda etmez.

‎하지만 이런 희미한 빛은 ‎땅에서 먹이를 찾는 동물들에겐 ‎큰 도움이 안 됩니다

Aynı zamanda, sayısız deniz canlısının ana yemek kaynağıdır. En ufak balıktan...

‎이들은 수많은 해양 생물의 ‎주요 식량이기도 하죠 ‎작은 치어부터 

Amfibilere ait bir şeyi çiğ olarak yemek hiç iyi bir fikir değildir.

뭐든 양서류한테서 나온 걸 날로 먹는 건 좋은 생각이 아닙니다

Vahşi doğada bir şey yemek her zaman risklidir ve şimdi başımız belada.

야생의 식량은 늘 위험 요소가 있고 지금 우리는 곤경에 처했습니다

Pekâlâ, kendimize daha iyi bir yemek bulmak için bu leşi kullanmanın yolunu bulmalıyız.

자, 이 시체를 이용해서 더 나은 식량을 구할 방법을 생각해봐야겠습니다

Anne kutup ayısı, yemek arayışı içinde 24 saatte 80 kilometreye kadar yol tepebilir.

‎어미 북극곰은 24시간 동안 ‎무려 80km를 이동할 수 있죠 ‎먹잇감을 찾기 위해서라면요

Dünya'nın dört bir yanında, vahşi hayvanlar yemek çalmak konusunda daha çok hüner göstermeye başlıyor.

‎지구 전역에 걸쳐서 ‎야생 동물들의 먹이 훔치기 기술이 ‎날로 교묘해지고 있습니다

Pek çok hayvan meyve bulmak için renkli görüşten faydalanır. Görmek iyice zorlaşmadan önce son kez yemek gerek.

‎많은 동물이 색을 구별하여 ‎과일을 찾습니다 ‎눈으로 보기 힘들어지기 전에 ‎마지막 식사 시간이죠