Translation of "Günlerini" in English

0.016 sec.

Examples of using "Günlerini" in a sentence and their english translations:

Okul günlerini hatırladı.

She looked back on her school days.

Cumartesi günlerini seviyorum.

I like Saturdays.

Doğum günlerini unutma.

Don't forget birthdays.

Günlerini nasıl geçiriyorsun?

How do you spend your days off?

Tembel pazar günlerini severim.

I love lazy Sundays.

Ben cuma günlerini severim!

I love Fridays!

- Sık sık lise günlerini hatırlıyor.
- Sık sık lise günlerini anımsıyor.

He often looks back on his high school days.

Birlikte geçirdiğimiz lise günlerini özlüyorum.

I miss the high school days we spent together.

Sorunu bulmak Tom'un günlerini aldı.

It took Tom days to track down the problem.

- Tom günlerini zaman makinelerini hayal ederek geçirdi.
- Tom günlerini zaman makineleri hakkında hayal ederek geçirdi.

Tom spent his days dreaming about time machines.

çocukların üçte biri 50. doğum günlerini göremiyordu.

before the risk was brought down a hundredfold.

Babam bize sık sık okul günlerini anlattı.

My father often told us about his school days.

İstasyon ekibi günlerini bilim deneylerinde çalışarak harcıyor.

The station crew spends their day working on science experiments.

Sonraki dersimizde, haftanın günlerini, ayları ve mevsimleri çalışacağız.

In our next class, we will study the days of the week, the months, and the seasons.

Tom ve Mary genellikle pazartesi günlerini dışarıda yemek yemiyorlar.

Tom and Mary don't usually eat out on Mondays.

Dikkat et: Biz İngilizcede milliyetleri, haftanın günlerini ve dilleri büyük harfle yazarız.

Be careful: We capitalize nationalities, days of the week, and languages in English.

- Hayatımın en güzel günlerini yaşıyorum.
- Hayatımın en güzel zamanlarını yaşıyorum.
- Hayatımı yaşıyorum.

I'm having the time of my life.

Her iki ordu bir diğerinin önüne yerleştirildi ve günlerini bir şey yapmadan geçirdiler.

Both armies were placed one in front of the other and spent their days doing nothing.

Kemal Tahir "Esir Şehrin İnsanları" isimli kitabında İstanbul'un 1920'li yıllardaki işgal günlerini anlatır.

Kemal Tahir narrates the occupation days of Istanbul in 1920s in his book named "The People Of The Slave City".

Şubat ayında doğanlar diğer aylarda doğanlardan ayın daha yüksek yüzdesini doğum günlerini kutlayarak harcarlar.

People born in February get to spend a higher percentage of the month celebrating their birthdays than those born in other months.

Bu sahildeki taşlar bana Laura ve benim gece karanlığına kadar kumda oynadığımız o yaz günlerini hatırlatıyor.

The rocks on this beach remind me of those summer days when Laura and I played in the sand until nightfall.