Translation of "Yazması" in English

0.009 sec.

Examples of using "Yazması" in a sentence and their english translations:

Adını mürekkeple yazması istenildi.

She was asked to write her name in ink.

El yazması yazabilir misin?

Can you write cursive?

Bu eski bir el yazması.

It is an old manuscript.

Tom'un okuma yazması yok mu?

Is Tom illiterate?

Bana hemen yanıt yazması inceliktir.

It is polite of her to write me back at once.

Tom'un okuma yazması olmadığını biliyorum.

- I know that Tom is illiterate.
- I know Tom is illiterate.

O tekrar tekrar el yazması yazıyor.

He is writing the manuscript over and over again.

Onun iyi bir şiir yazması kolay.

It's easy for him to compose a good poem.

Sanırım Tom'un bir şeyler yazması gerek.

I think Tom needs to write something.

Antik el yazması yangında zarar gördü.

The ancient manuscript was damaged in a fire.

Onun bana hemen yanıt yazması kibarlıktır.

It is polite of him to write me back at once.

Konuşmalarımı yazması için başkalarını işe alıyorum.

I hire other people to write my speeches.

Onun raporu yazması uzun bir zaman aldı.

It took a long time for her to write the report.

Bu romanı yazması onun beş yılını aldı.

It took him five years to write this novel.

Bir roman yazması için onu teşvik etti.

She encouraged him to write a novel.

Birinin o konuda bir kitap yazması gerekir.

Someone should write a book about it.

Dan babasına yazması için Linda'yı teşvik etti.

Dan encouraged Linda to write to her father.

Sanırım Tom'un cevap yazması oldukça olası değil.

- I think it's highly unlikely that Tom will write back.
- I think that it's highly unlikely that Tom will write back.
- I think it's highly unlikely Tom will write back.
- I think that it's highly unlikely Tom will write back.

O, konuşmalarını yazması için başkalarını işe alıyor.

She hires other people to write her speeches.

Sami'nin kurbanların ailelerine özür mektubu yazması gerekiyordu.

Sami was required to write letters of apology to the families of the victims.

Tom, deneyimleri hakkında yazması için Mary'yi teşvik etti.

Tom encouraged Mary to write about her experiences.

Tom yazması gerektiğini bilseydi daha çok yazardı diyor.

- Tom says he would've written more if he'd known he should've.
- Tom says he would've written more if he'd known he should have.
- Tom says he would have written more if he'd known he should've.

Başkana bir mektup yazması için ona para verdiler.

They paid him to write a letter to the president.

Tom Mary'yi bir roman yazması için teşvik etti.

Tom encouraged Mary to write a novel.

- Tom, Mary'yi anne ve babasına mektup yazması için teşvik etti.
- Tom, Mary'yi anne ve babasına mektup yazması için yüreklendirdi.

Tom encouraged Mary to write a letter to her parents.

Bunu senin için yazması için birine para ödedin mi?

Did you pay somebody to write this for you?

Doctor James Mortimer "cebimde bir el yazması metin var" dedi.

"I have a manuscript in my pocket," Doctor James Mortimer said.

- Ne kadar zamanda bu romanı yazdı?
- Bu romanı yazması ne kadar sürdü?

How long did it take him to write this novel?

- Tom okuma-yazma bilmiyor.
- Tom okuryazar değil.
- Tom'un okuması yazması yok.
- Tom elifi görse mertek sanır.

- Tom's illiterate.
- Tom is illiterate.

- Tom okuma-yazma bilmiyor.
- Tom cahil.
- Tom okuryazar değil.
- Tom'un okuması yazması yok.
- Tom elifi görse mertek sanır.

- Tom's illiterate.
- Tom is illiterate.