Translation of "Yanıt" in English

Yanıt vermiyor.

for reasons that aren't understood.

Yanıt kolaydı.

- It was easy to answer.
- The answer was easy.

Yanıt olumludur.

The response is affirmative.

Yanıt korkunçtu.

The response has been awesome.

Yanıt öngörülebilirdi.

The response was predictable.

Yanıt olağanüstüydü.

The response was phenomenal.

- İletime yanıt verin.
- Mesajıma yanıt ver.

Reply to my message.

- Yanıt beni irite etti.
- Yanıt beni öfkelendirdi.

The answer irritated me.

Yanıt beni sinirlendirdi.

The answer irritated me.

Neden yanıt vermiyorsun?

- Why do you not answer?
- Why aren't you answering?
- Why don't you answer?

Ben yanıt arıyorum.

- I'm looking for answers.
- I'm seeking answers.

Tom yanıt vermeyecek.

Tom won't respond.

Hiçbir yanıt verilmedi.

No answer was given.

Kaçamak yanıt verdi.

Her reply was evasive.

Öğrenciler yanıt veremedi.

The students could not answer.

Sana yanıt verdim.

I replied to you.

Sorularınıza yanıt yok.

Answers to your questions don't exist.

Neden yanıt vermedin?

- Why didn't you answer?
- Why didn't you respond?
- Why haven't you responded?
- Why haven't you answered?

Soruma yanıt veremedi.

He was unable to answer my question.

Tom yanıt vermiyor.

Tom isn't responding.

- Sami çağrılarıma yanıt vermeyecek.
- Sami aramalarıma yanıt vermeyecek.

Sami won't answer my calls.

Bazen en iyi yanıt, kendinizi yanıt vermekten uzak tutmaktır.

Sometimes, the best response is to restrain yourself from responding.

Tüm sorulara yanıt verebildim.

I could answer all the questions.

Onun mektubuna bir yanıt.

It's an answer to her letter.

Hızlı bir yanıt verdi.

He made a quick response.

Yanıt verme hakkın yok.

You have no right to answer.

Lütfen telefona yanıt ver.

Please answer the telephone.

Yanlış yanıt vermek istemiyorum.

I don't want to give the wrong answer.

Ondan bir yanıt bekliyorum.

I'm waiting for a response from him.

Tom hâlâ yanıt vermedi.

- Tom still hasn't responded.
- Tom hasn't answered yet.

Neden bana yanıt vermedin?

Why didn't you replied to me?

Hasta, tedaviye yanıt vermedi.

The patient didn't respond to treatment.

Hiç başka yanıt yok.

There's no other answer.

Evet, o doğru yanıt.

Yes, it is the correct answer.

Hâlâ bir yanıt bekliyoruz.

We're still awaiting an answer.

Hiç kimse yanıt vermiyor.

No one is responding.

Mesajıma neden yanıt vermiyorsun?

Why don't you reply to my message?

O telefona yanıt verme.

Don't answer that phone.

Tom telefonuna yanıt verdi.

Tom answered his phone.

Tom hiçbir yanıt almadı.

Tom got no reply.

Tüm sorularıma yanıt istiyorum.

I want answers to all of my questions.

Tom hemen yanıt vermedi.

Tom didn't respond immediately.

O iyi bir yanıt.

That's a good response.

Talebinize düşünmeden yanıt veremem.

I cannot answer your request offhand.

John soruya yanıt vermez.

John will not answer the question.

Tom telefonuna yanıt vermiyor.

- Tom is not answering his phone.
- Tom's not answering his phone.
- Tom isn't answering his phone.

Bugün sana yanıt veremem.

I can't give you the answer today.

Ben bir yanıt istiyorum.

I want an answer.

Şimdi bir yanıt istiyorum.

I want an answer now.

Hepsi derhal yanıt verdiler.

They all responded immediately.

Tom yanıt vermemeyi seçti.

Tom chose not to respond.

Ay üssünden yanıt gelmedi.

There's no response from the moon base.

Mektuba yanıt vermene gerek yok.

- You needn't answer the letter.
- You don't need to answer that letter.
- It isn't necessary to answer that letter.
- There is no need to reply to that letter.
- It's not necessary to answer that letter.

O olumlu bir yanıt verdi.

He made a positive answer.

O her soruya yanıt vermedi.

She didn't give an answer to every question.

O, belirsiz bir yanıt verdi.

He gave a vague answer.

Bu sorulara yanıt vermeye çalışalım.

Let's try to answer these questions.

Tom benim mesajlarıma yanıt vermiyor.

Tom isn't responding to my texts.

Ben ona hiç yanıt bulmadım.

I never found the answer to that.

İngilizce yanıt vermek zorunda mıyım?

- Must I answer in English?
- Do I have to answer in English?

Sorum için hiçbir yanıt yoktu.

There was no response to my question.

Bugün yanıt vermek zorunda değilsin.

- You don't have to reply today.
- You don't have to answer today.

O benim soruya yanıt vermedi.

She made no response to my question.

Tom tedaviye iyi yanıt veriyor.

Tom is responding well to the treatment.

Onun hiç yanıt almadığına inanıyorum.

I believe she didn't get any replies.

Telefon çaldı ama yanıt vermedim.

The phone rang, but I didn't answer.

Tom, Mary'den hiçbir yanıt almadı.

Tom got no answer from Mary.

Onlardan bir yanıt aldın mı?

- Did you get a reply from them?
- Did you get an answer from them?

Ondan bir yanıt aldın mı?

- Did you get a reply from him?
- Did you get an answer from him?

Ondan bir yanıt aldınız mı?

- Did you get a reply from her?
- Did you get an answer from her?

Ben onlardan bir yanıt alamadım.

I can't get an answer from them.

Ve o ne yanıt verdi?

And what did she answer?

Bana hemen yanıt yazması inceliktir.

It is polite of her to write me back at once.

Ben onun sorusuna yanıt verebilirim.

I can respond to his question.

Geçen haftaya kadar yanıt almadım.

Up to last week, I hadn't received a reply.

- Soruların hepsine yanıt vermek zorunda değilsin.
- Soruların hepsine yanıt vermek zorunda değilsiniz.

You don't have to answer all of the questions.

Amaç yalnızca bir soruya yanıt bulmak:

With the goal of answering one question:

O bize belirsiz bir yanıt verdi.

She gave us a vague answer.

O bana kısa bir yanıt verdi.

He gave me a curt answer.

- Soruna cevap veremem.
- Soruna yanıt veremem.

- I can not answer your question.
- I cannot answer your question.
- I can't answer your question.

Soruma bir "hayır" ile yanıt verdi.

- He answered my question in the negative.
- He answered my question with a "no."

- O, doğru cevap.
- O, doğru yanıt.

- That's the right answer.
- That's the correct answer.

Ben senin tüm sorularına yanıt veremem.

I'm not able to respond to all of your questions.

Bu soruya bir yanıt buldunuz mu?

Have you found an answer to this question?

Gazetedeki reklamınıza yanıt vermek için geldim.

I have come in response to your ad in the paper.

O soruya bir yanıt vermek istiyorum.

I want an answer to that question.

Evet, onlardan bir tür yanıt vardı.

Yeah, there was some sort of reply from them.

Şu anda bir yanıt ihtiyacım yok.

I don't need an answer right now.

- Sorularınıza yanıt yok.
- Sorularınızın cevabı yok.

Answers to your questions don't exist.

- Tom yanıt vermiyor.
- Tom cevap vermiyor.

- Tom isn't answering.
- Tom isn't responding.

Soruma böyle iğrenç bir yanıt beklememiştim.

I didn't expect such a nasty response to my question.

Ona nasıl yanıt vereceğimi bilmiyorum bile.

I don't even know how to respond to that.

Öğrenciler nasıl bir yanıt vereceklerini bilmiyorlardı.

The students didn't know how to give an answer.

Tom yeni tedaviye iyi yanıt veriyor.

Tom is responding well to the new treatment.

- Cevap seni şaşırtacak.
- Yanıt seni şaşırtacak.

The answer will surprise you.

- Cevap o değil.
- Yanıt bu değil.

That's not the answer.

Onun bana hemen yanıt yazması kibarlıktır.

It is polite of him to write me back at once.