Translation of "Okuma" in English

0.007 sec.

Examples of using "Okuma" in a sentence and their english translations:

Yürürken okuma.

Do not read while walking.

Günlüğümü okuma.

- Don't read my journal.
- Don't read my diary.
- Don't read my journal!

Günlüğümü okuma!

- Don't read my diary.
- Don't read my diary!

Okuma zihni geliştirir.

Reading improves the mind.

Okuma sırası sende.

It's your turn to read.

Okuma benim tutkum.

Reading is my passion.

Kitaplar okuma ilginçtir.

Reading books is interesting.

Okuma odasında konuşma.

Don't talk in the reading room.

Okuma gözlüğünü takma.

I don't wear reading glasses.

Biraz okuma yapacağım.

I'm going to do some reading.

Okuma gözlüğünü tak.

Put your reading glasses on.

Okumak istemiyorsan, okuma.

- If you don't want to read, then don't read.
- If you don't want to read, then don't.
- If you don't want to read, don't.

Çok okuma yapıyorum.

I'm doing a lot of reading.

Bu odada okuma.

Don't read in this room.

Okuma hakkında tutkuluyum.

I am passionate about reading.

Çok okuma yapmam.

I don't do a lot of reading.

Öğrenciler, okuma yeteneklerini geliştirmeliler.

Students should develop their reading skills.

Tıp okuma kararını alkışlıyorum.

I applaud your decision to study medicine.

Okuma bize zevk verir.

Reading affords us pleasure.

Okuma beni mutlu eder.

Reading makes me happy.

Okumak istemiyorsan, öyleyse okuma.

- If you don't want to read, then don't read.
- If you don't want to read, then don't.

Tom okuma gözlüğünü çıkardı.

- Tom took his reading glasses off.
- Tom took off his reading glasses.

O okuma yazma bilmiyor.

He is illiterate.

Tom'un okuma sorunu var.

Tom has trouble reading.

Okuma gözlüklerimi nereye koydum?

Where did I put my reading glasses?

Bunlar benim okuma gözlüklerim.

These are my reading glasses.

Ben okuma gözlüklüğüme bağımlıyım.

- I'm dependent on my reading glasses.
- I depend on my reading glasses.

Mary okuma gözlüğünü kaybetti.

Mary lost her reading glasses.

Ben okuma gözlüğüme bağımlıyım.

I'm dependent on my reading glasses.

Bu bir meydan okuma.

- This is a challenge.
- That's a challenge.

Tom okuma gözlüklerini kaybetti.

Tom lost his reading glasses.

O bir meydan okuma.

That's a challenge.

Ben okuma güçlüğü çekiyorum.

I'm dyslexic.

Sen okuma-yazma bilmiyorsun.

You're illiterate.

Mektubu herkesin önünde okuma.

Don't read the letter in front of everyone.

Fizik okuma hakkında tutkuluyuz.

We are passionate about studying physics.

Meydan okuma konusunda heyecanlıyım.

I'm excited about the challenge.

Okuma alışkanlıklarınız nasıl değişti?

How have your reading habits changed?

Esperanto okuma nasıl gidiyor?

How's studying Esperanto going?

Bu tarz kitaplar okuma.

Don't read books like this.

Tom okuma yazma bilmiyor.

Tom doesn't know how to read or write.

- Okuma ve yazma biliyor musun?
- Okuma ve yazma biliyor musunuz?

Do you know how to read and write?

Çocukken okuma konusunda sorun yaşamıştım.

So when I was a child, I used to struggle with my reading.

Profesör dahi olsan okuma alışkanlığı --

Even if you are a professor, reading habit --

okuma yazma bilmeyenler de dahil.

included illiterate people.

Buna sadece okuma testleri değil,

And not just tests of reading,

O, okuma ve yazma öğretir.

She teaches reading and writing.

Tom'un okuma gözlüklerine ihtiyacı var.

Tom needs reading glasses.

Bu bir meydan okuma mı?

Is this a challenge?

Ben bir meydan okuma istiyorum.

I want a challenge.

Tom okuma yazma bilmeyen değil.

Tom isn't illiterate.

Okumak istemiyorsan, o zaman okuma.

If you don't want to read, then don't read.

Bu bir meydan okuma olur.

That would be a challenge.

Bu büyük bir meydan okuma.

That's a huge challenge.

Bu gerçek bir meydan okuma.

It's a real challenge.

Bu meydan okuma hakkında heyecanlıyım.

I'm excited about this challenge.

Ben meydan okuma için hazırım.

I'm ready for the challenge.

Bu bir meydan okuma olmalı.

It should be a challenge.

Tom'un okuma yazması yok mu?

Is Tom illiterate?

Nadiren okuma için zaman bulabilirim.

I can seldom find time for reading.

Bu bir meydan okuma olacak!

- This is going to be a challenge!
- This is going to be a challenge.

Hobilerim yemek pişirme ve okuma.

My hobbies are cooking and reading.

Bunun gibi bir kitabı okuma.

Don't read such a book as this.

Biz meydan okuma için sabırsızlanıyoruz.

We look forward to the challenge.

Meydan okuma için hazır hissediyorum.

I feel ready for the challenge.

Meydan okuma şu anda açıktır.

The challenge now is clear.

Çocuk, okuma ve yazma öğreniyor.

The boy is learning to read and write.

Tom'un okuma yazması olmadığını biliyorum.

- I know that Tom is illiterate.
- I know Tom is illiterate.

Tom meydan okuma hakkında heyecanlıydı.

Tom is excited about the challenge.

Tom'un dedesi okuma yazma bilmiyordu.

Tom's grandfather was illiterate.

Tom okuma yazmayı hiç öğrenmedi.

Tom never learned how to read or write.

Okuma, Berberice kelime öğrenmenin anahtarıdır.

Reading is the key to learning Berber vocabulary.

Hızlı okuma kursuna gitmeyi düşünüyorum.

I'm considering taking a speed reading course.

- Onun yemeklerde gazete okuma alışkanlığı vardır.
- O yemek süresince gazete okuma alışkanlığına sahiptir.

He has the habit of reading the newspaper during meals.

Avrupa ve ABD evrensel okuma yazmaya

Europe and the United States achieved universal literacy

Oğlu üniversite okuma çağına geldiğinde ise

when his son is in college age

Bir milyar yetişkin okuma yazma bilmemektedir.

A billion adults are illiterate.

O yemek yerken gazete okuma alışkanlığında.

He is in the habit of reading the newspaper while eating.

Ben okuma yazma bilmeyen biri değilim.

I am not an analphabet.

Bir milyar yetişkin, okuma yazma bilmiyor.

One milliard adults are illiterate.

- Bu cümleyi okumayın.
- Bu cümleyi okuma.

Don't read this sentence.

- Saçmalama.
- Bana maval okuma.
- Bana saçmalama.

- Don't bullshit me.
- Don't bullshit me!

- Ben okuma yazma bilmiyorum.
- Ben cahilim.

- I'm illiterate.
- I am illiterate.

Bu ilginç bir meydan okuma olacak.

That'll be an interesting challenge.

- Disleksik misin?
- Okuma güçlüğü mü çekiyorsun?

Are you dyslexic?

Bin milyon yetişkin okuma yazma bilmiyor.

A thousand million adults are illiterate.

Ben sadece okuma için gözlük takarım.

- I wear glasses only for reading.
- I only wear glasses for reading.