Translation of "Yatıştırmak" in English

0.004 sec.

Examples of using "Yatıştırmak" in a sentence and their english translations:

McClellan Lincoln'un korkularını yatıştırmak için çalıştı.

McClellan tried to calm Lincoln's fears.

Bu, stresi yatıştırmak için mükemmel bir yöntem.

It's an excellent method to relieve stress.

Onların tartışmasını yatıştırmak için en iyi yolun ne olduğunu düşünüyorsunuz?

What do you think is the best way to defuse their argument?

Tom görüşme odasına girmeden önce sinirlerini yatıştırmak için yavaş ve derinden nefes alıp verdi.

Tom breathed slowly and deeply to calm his nerves before going into the interview room.