Translation of "Yavaş" in English

0.079 sec.

Examples of using "Yavaş" in a sentence and their english translations:

Yavaş yavaş yürüyün.

- Walk slowly.
- Walk slowly!

Yavaş yavaş çalış.

Work slowly.

Yavaş yavaş sür.

Drive slowly.

Yavaş yavaş iyileşecek.

He will get better little by little.

Yavaş yavaş ilerliyorlardı.

They moved ahead slowly.

Yavaş yavaş öl!

Die slowly!

Yavaş yavaş sinirleniyorum.

Little by little I'm getting angry.

Yavaş yavaş iyileşiyor.

She is gradually recovering.

- Yavaş yavaş gökyüzü aydınlanıyor.
- Yavaş yavaş gökyüzü açılıyor.

Little by little, the sky is clearing up.

Enflasyon yavaş yavaş artıyor

the inflation rate is starting to grow little by little.

Balon yavaş yavaş indi.

The balloon descended slowly.

Otobüs yavaş yavaş hızlandı.

The bus picked up the speed gradually.

Haber yavaş yavaş yayıldı.

The news spread little by little.

Tren yavaş yavaş hızlandı.

The train gained speed gradually.

Umudunu yavaş yavaş kaybediyordu.

She was beginning to get desperate.

Gemi yavaş yavaş göründü.

The ship gradually came in sight.

Annem yavaş yavaş konuşur.

My mother speaks slowly.

Yavaş yavaş anlamaya başladı.

She gradually began to understand.

Tom yavaş yavaş okur.

Tom reads slowly.

Tom yavaş yavaş konuşur.

Tom speaks slowly.

Tom yavaş yavaş çalışır.

Tom works slowly.

Fırtına yavaş yavaş dinginleşti.

The storm has gradually abated.

Gökyüzü yavaş yavaş bulutlandı.

The sky has gradually clouded over.

Tom yavaş yavaş iyileşiyor.

- Tom is slowly getting better.
- Tom is getting better bit by bit.
- Tom is gradually getting better.

Yavaş yavaş kanji öğreniyorum.

Little by little, I am learning kanji.

Fikirler yavaş yavaş gelir.

The ideas come slowly.

Yapraklar yavaş yavaş dökülüyor.

The leaves are falling slowly.

Ses yavaş yavaş kesildi.

The sound gradually died away.

Rüzgar yavaş yavaş kesildi.

The wind gradually died down.

Ekonomi yavaş yavaş ilerledi.

The economy progressed slowly.

Değişim yavaş yavaş olur.

Change happens slowly.

Fransızcası yavaş yavaş gelişiyor.

His French is improving little by little.

Yavaş yavaş yürümek zorundayım.

I have to walk slowly.

Tom yavaş yavaş gelişiyor.

Tom is improving slowly.

Günler yavaş yavaş kısalıyor.

The days are gradually shortening.

O, yavaş yavaş iyileşti.

He recovered little by little.

Fransızcım yavaş yavaş gelişiyor.

My French is gradually improving.

Tom yavaş yavaş yürüyor.

Tom is walking slowly.

Yavaş yavaş sinirime dokunuyorsun.

- You're starting to piss me off.
- You're starting to get on my tits.

Faiz yavaş yavaş yükselecek.

Gradually the interest rate will increase.

Noel yavaş yavaş yaklaşıyor.

Christmas is slowly approaching.

Suyu yavaş yavaş içiyor.

She drinks the water slowly.

Kitaplar yavaş yavaş okunmak içindir,

books meant to be read slowly,

Küçük adımlarla yavaş yavaş ilerliyordun.

You were takin' it slow and walkin' it one step at a time.

Teknik bilgilerimize yavaş yavaş giriyorum

I'm slowly entering our technical information

Yine yavaş yavaş çözülerek ilerliyorlar.

They are slowly progressing by dissolving.

Nehrin seviyesi yavaş yavaş yükseldi.

The level of the river rose little by little.

Dışarıda hava yavaş yavaş kararıyor.

- It's getting dark little by little outside.
- It's gradually getting dark outside.
- It's slowly getting dark outside.
- It's gradually becoming dark outside.

Tom'un Japoncası yavaş yavaş gelişiyor.

Tom's Japanese is improving little by little.

O proje yavaş yavaş ilerliyor.

That project is proceeding slowly.

Müzik yavaş yavaş yok oldu.

The music faded away.

O omzuma yavaş yavaş vurdu.

She patted me on the shoulder.

Onun sağlığı yavaş yavaş düzeliyor.

His health is improving little by little.

Yavaş yavaş, kuş yuvasını yaptı.

Little by little, the bird made his nest.

İlacın etkisi yavaş yavaş azalmıştı.

The effect of the drug had worn off.

İlacın etkileri yavaş yavaş azalıyordu.

The effects of the medicine were wearing off.

Tom sokakta yavaş yavaş yürüyor.

Tom is walking down the street slowly.

Onlar yavaş yavaş Tom'a yaklaştı.

They slowly approached Tom.

Tom'a doğru yavaş yavaş yürüdüler.

They walked slowly towards Tom.

Bu olay yavaş yavaş anlaşılıyor.

This phenomenon is being understood slowly.

İlköğretim okulları yavaş yavaş kayboluyor.

Elementary schools are gradually disappearing.

Üniversiteye yavaş yavaş ilerleme katettim.

I worked my way through college.

Dönüşüm huzurlu, yavaş yavaş oldu.

Conversion was peaceful and gradual.

Seyirci yavaş yavaş alkışlamaya başladı.

The audience slowly started to applaud.

Araba yavaş yavaş hız kazandı.

- The car slowly gathered speed.
- Little by little the car gained speed.

Tiyatro yavaş yavaş insanlarla doluyordu.

The theater was slowly filling with people.

Biz yavaş yavaş sona yaklaşıyoruz.

We're slowly nearing the end.

Biz yavaş yavaş onlara yaklaştık.

We slowly approached them.

Sadece onu yavaş yavaş götürün.

Just take it slowly.

Beethoven yavaş yavaş işitmesini kaybetti.

Beethoven gradually lost his hearing.

Ken'den yavaş yavaş hoşlanmaya başlıyorum.

I am beginning to like Ken little by little.

Yavaş yavaş yukarı tırman, Tom!

Climb up slowly, Tom!

Yavaş yavaş aşağı gelebilir misin?

Can you come down slowly?

Ben yavaş yavaş ayağa kalktım.

I stood up slowly.

Gözleri yavaş yavaş karanlığa alıştı.

Slowly his eyes adjusted to the darkness.

Tom yavaş yavaş Mary'ye yaklaştı.

Tom gradually moved closer to Mary.

Yavaş konuşmak.

talks slow.

Yavaş yapabilirsin.

You can take your time.

Yavaş ye.

Eat slowly.

Otobüs yavaş.

The bus is slow.

Saat yavaş.

The clock is slow.

Yavaş konuş!

Speak slowly!

İş yavaş.

Business is slow.

Çok yavaş.

It's so slow.

Yavaş git.

Go slow.

Tom yavaş.

Tom is slow.

Yavaş sürünüz.

Please drive slowly.

Yavaş konuş.

Speak slowly.

Yavaş yürü!

- Walk slowly.
- Walk slowly!

Araba yavaş.

The car is slow.

- Yavaş!
- Yavaşça!

Slowly!

Bilgisayarım yavaş.

My computer is slow.

Artık Escobar'ın yavaş yavaş sonu geliyordu

Escobar's slowly coming to an end