Translation of "Yaramazlık" in English

0.004 sec.

Examples of using "Yaramazlık" in a sentence and their english translations:

Yaramazlık etmeyin.

Don't misbehave.

Öyle yaramazlık etmemelisin.

You must not misbehave so.

O çocuk yaramazlık doludur.

That child is full of mischief.

O, yaramazlık yapmaktan hoşlanır.

He likes mischief.

Küçükken çok yaramazlık yapardım.

I was very naughty when I was little.

Tom yaramazlık yapıyor, değil mi?

- Tom is being naughty, isn't he?
- Tom is naughty, isn't he?

Yaramazlık ettiklerinde çocuklarını nasıl cezalandırıyorsun?

How do you punish your children when they misbehave?

Yetim çocuklara yaramazlık yapmamaları söylendi.

The orphan children were told to behave themselves.

Çok yaramazlık yaptığımı itiraf ediyorum.

- I admit that I've been naughty.
- I admit I've been naughty.

Küçük yaşlarda huysuzluk ve yaramazlık peşinde

pursuing moodiness and mischief at an early age

Küçük çocuk yalnız bırakıldığında yaramazlık etti.

The little boy got into mischief when he was left alone.

Biraz yaramazlık iyi bir şey olabilir.

A little mischief can be a good thing.

Her çocuk zaman zaman yaramazlık yapar.

Every child misbehaves from time to time.

Anne babalar, yaramazlık yaptıkları için çocuklarını cezalandırıyorlar.

Parents punish their children for misbehavior.

Öğretmenimiz sınıfta yaramazlık yaptığı için Tom'a kızdı.

Our teacher got mad at Tom because he was acting up in class.

Yaramazlık yapmaya başlar başlamaz Noel Baba seni görmeye gelmeyecek.

As soon as you start misbehaving, Father Christmas will not come to see you.

Her ikisi de sınıfta yaramazlık ettiği için müdürün odasına gönderildi.

They both got sent to the principal's office for misbehaving in class.

Öğretmen çocukları, yaramazlık ettiklerinde ya da çarpım tablolarını ezbere okuyamadıklarında döverdi.

The teacher caned the children if they misbehaved or were unable to recite their times tables.