Translation of "Yapmalarına" in English

0.009 sec.

Examples of using "Yapmalarına" in a sentence and their english translations:

Konuşmayı yapmalarına izin ver.

Let them do the talking.

Onu yapmalarına izin verirdim.

I would've let them do it.

Onu yapmalarına izin verelim.

Let's let them do it.

Onu hemen yapmalarına gerek yok.

They don't need to do it right away.

Bütün konuşmayı yapmalarına izin ver.

Let them do all the talking.

Bunu benim için yapmalarına izin veremem.

I can't let them do this to me.

Onu senin için yapmalarına izin ver.

Let them do that for you.

Onların bunu bize yapmalarına izin veremeyiz.

- We can't let them do this to us.
- We cannot let them do this to us.

Onların bana bir iyilik yapmalarına ihtiyacım yok.

I don't need them to do me any favors.

Tom onların onu yapmalarına izin vermeyeceğini söyledi.

- Tom said they wouldn't let him do that.
- Tom said that they wouldn't let him do that.

Çocuklarınızın bunu yapmalarına izin vermiyorsunuz, değil mi?

- You don't let your kids do that, do you?
- You don't let your children do that, do you?
- You don't allow your kids to do that, do you?
- You don't allow your children to do that, do you?

Çocuklarımın onu yapmalarına birçok kez izin verdim.

- I've let my children do that many times.
- I've let my kids do that many times.

O, her zaman çocuklarına istediklerini yapmalarına izin verir.

She always lets her children do what they want to.

Tom ve Mary'nin bunu hemen yapmalarına gerek yok.

Tom and Mary don't need to do that right away.

- Onların onu yapmasına izin veremeyiz.
- Onu yapmalarına izin veremeyiz.

We can't let them do that.

Onlar onun ağabeyinin ev ödevlerini yapmalarına yardım etmesini istediler.

They asked his older brother to help them do their homework.

Evin içinde çalışıp, daha az yorucu iş yapmalarına izin veriliyordu

and allowed to work inside the house, doing less strenuous work,

Keşke daha fazla ebeveyn çocuklarının böyle şeyler yapmalarına izin verse.

I wish more parents allowed their children to do things like this.