Translation of "Senin" in Arabic

0.015 sec.

Examples of using "Senin" in a sentence and their arabic translations:

"Hepsi senin.

جميعها لكم،

senin ihtişamın

مجدك

Senin seçimindi.

كان ذلك خيارك أنت.

Senin sebebin nedir? Senin inancın nedir?

ما هو الدافع؟ ما هو اعتقادك؟

- Ben senin için buradayım.
- Senin için buradayım.

- أنا هنا من أجلك.
- إنني هنا لأجلك.

Senin oğlun neredeyse senin babanın bir kopyası.

ابنك يكاد أن يكون نسخة من أبيك.

Senin yolculuğunla ilişkililer.

ترتبط برحلتكم.

Hangisi senin kitabın?

أيهما كتابك؟

O, senin sorunundur.

هذه جنازتك.

Al senin olsun.

خذه

Hangi kedi senin?

أي هذه القطط قطك؟

Ben senin babanım.

- أنا أبوك.
- إنّي أبوك.

Senin hobin nedir?

ما هي هوايتك؟

O senin mi?

- هل هذا لكَ؟
- هل ذلك يخصك؟

Senin için gelirim!

- أنا قادم إليكَ.
- أنا قادم من أجلك.

O senin arkadaşın.

هي صديقتك.

Senin lastiklerin aşınmış.

إطاراتك مهترئة.

Senin için bekleyeceğim.

سانتظرك.

İşte senin çantan.

ها هي حقيبتك.

Senin ateşin yok.

ليس لديك أي حُمّى.

Senin hakkında düşünüyorum.

أفكر فيك.

O senin kitabındır.

إنه كتابك.

Bu senin zaferin.

هذا النصر هو نصركم.

Senin günlüğün bende.

دفتر يومياتك عندي.

Senin bedenin nedir?

ما هو قياسك؟

Senin kanın kırmızı.

دمك أحمر.

Senin görüşünü paylaşmıyorum.

لا أشارك رأيك.

Bu senin kitabın.

ذاك كتابك.

Hangisi senin çantan?

أيها حقيبتك؟

Hangisi senin kalemin?

أيٌّ قلمك؟

Senin avukatın kim?

من هو محاميك؟

O senin kararın!

القرار لك الآن.

- Neyin var?
- Senin sorunun nedir?
- Senin sorunun ne?

- ماذا أصابك؟
- ما الأمر معك؟

Senin arkadaşın, aptal arkadaşın

وصديقكم، صديقكم الغبي،

Ve bu senin suçun.

وبسببك.

Senin PTT metaforuna sıçayım

اسمحوا لي أن أكون في استعارة PTT الخاصة بك

Senin sorunun benimkine benziyor.

مشكلتك شبيهة بمشكلتي.

Ben senin yardımını bekliyorum.

- أتوقع مساعدتك.
- أتوقع منك أن تساعدني.

Ben senin raporunu çalışacağım.

سألقي نظرة على تقريرك.

Senin elbisen çok hoş.

فستانك جميل جدا.

O senin annen mi?

هل تلك أمك؟

Bu senin ailen mi?

هل هذه عائلتك؟

Benim evim senin evindir.

بيتي هو بيتك

Dünya senin etrafında dönmüyor.

العالم لا يتمحور حولك.

Senin erkek arkadaşın değilim.

أنا لستُ صديقك.

Ben senin kölen değilim.

أنا لست عبدك.

Ben senin sorununun farkındayım.

أنا أعي مشكلتك.

Şu senin kitabın mı?

هل هذا الكتاب لك؟

- Ben senin arkadaşınım.
- Arkadaşınım.

انا صديقك.

Senin atının adı ne?

ما اسم حصانك؟

Onu senin için yapabilirim.

يمكنني ان افعلها من اجلك

Senin bütün albümlerine sahibim.

لدي كل البوماتك

Bu senin bisikletin mi?

أتلك درّاجتك؟

Bunu senin için yapıyorum.

إنني أقوم بذلك من أجلك.

O araba senin mi?

هل تلك السيارة لك؟

Senin pasaportunu görebilir miyim?

- هل لي أن أرى جواز سفرك؟
- هل أستطيع أن أرى جواز سفرك؟

Bunlar senin eşyaların mı?

هل تلك الأشياء لك؟

Senin yemek pişirmeni gördüm.

- رأيتك تطبخ.
- رأيتك تطبخين.

Senin baban doktor mu?

هل أبوك طبيب؟

Senin için iyi değilim.

أنا لست من تبحثين عنه

Ben senin tavsiyeni aldım.

عملت بنصيحتك.

Senin telefonunu kullanabilir miyim?

- أيمكنني استعمال هاتفك؟
- هل لي أن أستخدم هاتفك؟

Yarın senin izin günün.

غدا عطلتك.

Ben senin kitabını okuyorum.

أنا أقرأ كتابك

O tam senin üzerinde.

إنه فوقك تماما.

Tom senin erkek kardeşin.

توم هو أخوك

Senin hakkında etrafa sordum.

لقد سألت عنك.

Senin için çok endişeliyiz.

قلقلنا من أجلك كثيرا.

Onu senin için bulacağım.

سأجده من أجلك.

Bu senin işin değil.

هذا ليس عملك.

Senin o kravatını seviyorum.

تُعجبني ربطةُ عنقكَ هذهِ.

Senin oğlun bir kahraman.

أنت بطلنا.

Bu senin araban mı?

- أهذه سيارتك؟
- هل هذه سيارتك؟

Bu senin kitabın mı?

هل هذا كتابك؟

O senin odan mı?

أهذه غرفتك؟

Bu senin şemsiyen mi?

- هل هذه مظلتك؟
- أهذه المظلة لك؟

Bu senin kalemin mi?

أهذا قلمك؟

Bu kitap senin mi?

- هل هذا الكتاب لك؟
- أهذا كتابك؟
- هل ذاك الكتاب لك؟

Bu radyo senin mi?

هل هذا الراديو لك؟

Onlar senin resimlerin mi?

هل هذه صورك؟

Senin cevabın benimkinden farklıdır.

جوابك مختلف عن جوابي.

Bu senin yüzünden oldu.

هذا بسببك أنت.

Hayat senin önünde uzanıyor.

ما زالت الحياة أمامك.

Bu senin Hindu kültürün;

هذه هي ثقافتك الهنديه،

O senin araban mı?

هل تلك سيارتك؟

Ben senin görmezliğine hayranım.

يعجبني جهلك.

Senin görüşünü öğrenmek istiyorum.

أريد أن أعرف رأيك.

Tom senin bildiğini biliyor.

يعرف توم أنك تعرف

Senin hiç baban olmadı.

لم يكن لديك أب قطّ.

Senin için aynısını söyleyemem.

لا أستطيع أن أقول نفس الشّيء عنك.

"Senin adın...?" "Fadıl Sadık."

"إسمك..." "فاضل صادق."

Senin için kahvaltı hazırladım.

لقد أعددت لك الفطور