Translation of "Yapmadığı" in English

Şekerleme yapmadığı günlerde aksi olur.

On the days he doesn't take a nap, he's bad tempered.

Onların yapıp yapmadığı açık değildi.

It was not clear whether they had done or not.

Seosamh'ın yapmadığı işi yapacak mısın?

Will you do the work that Seosamh didn't do?

Tom, Mary'nin yapmadığı şeyleri biliyordu.

Tom knew things that Mary didn't.

O, ödevini yapmadığı için onu azarladı.

She told him off for not doing his homework.

Onun bunu yapmadığı gerçeği inkâr edilemez.

The fact that he did not do it cannot be denied.

Tom yapmadığı bir şey yüzünden hapiste.

Tom is in prison for something he didn't do.

Kendimizin yapmadığı bir şeyi yapmanı istemiyoruz.

We're not asking you to do anything we wouldn't do ourselves.

Tom onu yapmadığı konusunda ısrar etti.

Tom insisted that he didn't do it.

Onun ödevini yapıp yapmadığı kesin değil.

It's not certain whether he carried out his assignment.

Ev ödevini yapmadığı için onu azarladı.

She scolded him for not doing his homework.

Tom'un onu yapıp yapmadığı umurumda değil.

- I don't care whether Tom does that or not.
- I don't care if Tom does that or not.

O başka kimsenin yapmadığı bir şey.

That's something nobody else does.

Tom'un bunu yapıp yapmadığı önemli değil.

It doesn't matter if Tom does that or not.

Tom bunu yapmadığı konusunda ısrar etti.

Tom insisted that he didn't do that.

Tom yapması gerekeni yapmadığı için özür diledi.

Tom apologized for not doing what he was supposed to do.

Tom yapmadığı bir şeyi yaptığını söylemek istemiyor.

Tom doesn't want to say he did something he didn't do.

Tom, işi doğru yapmadığı için Mary'yi eleştirdi.

Tom criticized Mary for not doing the job correctly.

Mary'nin ne yapıp yapmadığı Tom'un umurunda değil.

Tom doesn't care what Mary does or doesn't do.

Ev ödevini yalnız başına yapıp yapmadığı şüpheli.

It is doubtful whether he did his homework by himself.

Mary'nin bunu yapıp yapmadığı Tom'un umurunda değil.

Tom doesn't care if Mary does that or not.

Tom, Mary bunu yapmadığı için çok mutlu.

Tom is very happy that Mary didn't do that.

Mary'nin bunu neden yapmadığı Tom'un umurunda değil.

Tom doesn't care why Mary didn't do that.

Tom daha önce hiç yapmadığı işleri yapıyor.

Tom is doing things he's never done before.

Tom, Mary henüz bunu yapmadığı için şanslı.

Tom is lucky Mary hasn't done that yet.

Tom bunu yapmadığı için çok mutlu olacak.

- Tom will be very happy he didn't do that.
- Tom is going to be very happy he didn't do that.
- Tom is going to be very happy that he didn't do that.
- Tom will be very happy that he didn't do that.

O, makyaj yapmadığı zaman bile, o çok güzeldir.

Even when she's not wearing makeup, she's very beautiful.

Tom kendisinden bekleneni yapmadığı için Mary'ye özür diledi.

Tom apologized to Mary for not doing what he was supposed to do.

Tom onu daha önce yapmadığı için üzülüyor mu?

Does Tom regret not doing that earlier?

Bunu yaptığı ya da yapmadığı tamamen Tom'a kalmış.

It's entirely up to Tom whether he does that or not.

Tom, Mary'nin bunu yapmadığı için mutlu olduğunu söyledi.

- Tom said Mary was happy that he didn't do that.
- Tom said that Mary was happy that he didn't do that.

Tom daha önce hiç yapmadığı bir şey yapıyor.

Tom is doing something he's never done before.

Soruşturma polis memurunun yanlış bir şey yapmadığı sonucuna varmıştır.

The investigation concluded that the police officer had done nothing wrong.

Tom'un yapmadığı bir şey için hapse konulmasına izin veremem.

I can't let Tom be put in prison for something he didn't do.

Tom yapacağına söz verdiği şeyi yapmadığı için özür diledi.

Tom apologized for not doing what he had promised he'd do.

Tom daha önce hiç yapmadığı bir şeyi deneyeceğini söyledi.

- Tom said he's going to try something he has never done before.
- Tom said that he's going to try something he has never done before.

Tom, Mary'nin onu neden yapmadığı hakkında hiçbir fikri yoktu.

Tom had no idea why Mary didn't do that.

Mary'nin bunu neden yapmadığı konusunda Tom'un hiçbir fikri yoktu.

Tom has no idea why Mary didn't do that.

Tom daha önce hiç yapmadığı bir şeyi yapmak istediğini söyledi.

- Tom said he wanted to do something he'd never done before.
- Tom said that he wanted to do something he'd never done before.

Tom bunu yapmadığını söylediği için onun bunu yapmadığı anlamına gelmiyor.

Just because Tom said he didn't do that doesn't mean he didn't do that.

Tom, Mary'nin yapacağını söylediğini yapmadığı için John'a özür dilemesi gerektiğini düşünüyor.

- Tom thinks Mary should apologize to John for not doing what she said she'd do.
- Tom thinks that Mary should apologize to John for not doing what she said she'd do.

Öğretmenin ev ödevini zamanında yapmadığı için Tom'un özrünü kabul etmesi çok zayıf bir olasılıktır.

It's very unlikely that the teacher will believe Tom's excuse for not having his homework done on time.