Translation of "Yapacaktır" in English

0.008 sec.

Examples of using "Yapacaktır" in a sentence and their english translations:

O, elinden geleni yapacaktır.

He will do his best.

Tom kesinlikle işbirliği yapacaktır.

Tom will definitely cooperate.

Tom doğru şeyi yapacaktır.

Tom will do the right thing.

Tom onu kesinlikle yapacaktır.

Tom will certainly do that.

Tom ne istersen yapacaktır.

- Tom will do whatever you ask.
- Tom will do anything you ask.

Tom muhtemelen bunu yapacaktır.

Tom would probably do that.

üzerinizde daha çok etki yapacaktır.

the greater its hold on you.

Öldürmenin dışında bir şey yapacaktır.

He will do anything but murder.

Sanırım o elinden geleni yapacaktır.

- He would do his best.
- He will do his best.
- I think he will do his best.

Biraz uyku sizi iyi yapacaktır.

A little sleep will do you good.

Tom, sırası geldiğinde bunu yapacaktır

Tom will do that when his turn comes.

Eminim Tom onu sonunda yapacaktır.

I'm sure Tom will do that eventually.

Umarım Tom doğru olanı yapacaktır.

I hope Tom will do the right thing.

Bence Tom elinden geleni yapacaktır.

- I think Tom will do his best.
- I think that Tom will do his best.

Seni öldürmeyen seni daha güçlü yapacaktır.

What doesn't kill you will make you stronger.

Tom para için her şeyi yapacaktır.

Tom will do anything for money.

Birkaç saatlik kestirme seni iyi yapacaktır.

A few hours' catnap will do you well.

Belki Tom onu Mary için yapacaktır.

Maybe Tom will do that for Mary.

Tom yapması gereken her şeyi yapacaktır.

Tom will do whatever has to be done.

Tom bunu ancak mecbur kalırsa yapacaktır.

Tom will only do that if he has to.

Tom bunu hiç yardım olmadan yapacaktır.

Tom will do that without any help.

Belki Tom bunu senin için yapacaktır.

Maybe Tom will do that for you.

Tom ve Mary bunu kendileri yapacaktır.

Tom and Mary will do that themselves.

Tom muhtemelen bunu tek başına yapacaktır.

Tom is probably going to do that by himself.

Tom, kazanmak için ne gerekiyorsa yapacaktır.

Tom is going to do whatever it takes to win.

Umarım Tom yapması gereken şeyi yapacaktır.

I hope Tom will do what he's supposed to do.

Tom senin için bunu yapacaktır muhtemelen.

Tom will likely do that for you.

Çok fazla içmek hayatınızı bir harabe yapacaktır.

Too much drinking will make your life a ruin.

Onu zamanında bitirmek için elinden geleni yapacaktır.

He will do his best to finish it on time.

Tom para için neredeyse her şeyi yapacaktır.

Tom will do almost anything for money.

Tom bundan böyle bunu bu şekilde yapacaktır.

Tom will do that this way from now on.

Tom er ya da geç onu yapacaktır.

- Tom will do that sooner or later.
- Sooner or later, Tom will do that.

Tom, Mary'nin yapması gerektiğini söylediği şeyi yapacaktır.

Tom will do what Mary said he should do.

Sen gelir gelmez, o, yiyecek bir şeyler yapacaktır.

As soon as you arrive, he will make something to eat.

İyi bir kız çocuğu, iyi bir eş yapacaktır.

A good daughter will make a good wife.

Tom tam başka herkesin yaptığı gibi hatalar yapacaktır.

Tom is going to make mistakes just like everybody else does.

Tom onu mümkün olan en kısa sürede yapacaktır.

Tom will do that as soon as he can.

Tom bunu mümkün olan en kısa sürede yapacaktır.

Tom will do that as soon as possible.

Eminim Tom, Mary'nin ondan yapmasını istediği her şeyi yapacaktır.

I'm sure Tom will do anything Mary asks him to do.

Bunu yapmak için ona para verirsen Tom bunu yapacaktır.

Tom will do that if you pay him to do it.

Eğer Tanrı'ya inanırsan O, işlerinin yarısını yapacaktır. İkinci yarısını.

If you believe in God, he will do half of your work. The second half.

Tom Mary'yi bulmak için elinden gelen her şeyi yapacaktır.

Tom is going to do everything he can to find Mary.

Ne zaman geleceğini söyleyemem, ama o geldiğinde elinden geleni yapacaktır.

I cannot tell when he will come, but when he comes, he will do his best.

Tom, Mary'ye yardım etmek için elinden gelen her şeyi yapacaktır.

- Tom will do whatever he can to help Mary.
- Tom will do anything he can to help Mary.

Mary Tom'a yardım etmek için elinden gelen her şeyi yapacaktır.

Mary will do anything she can to help Tom.

- Tom bizim için her şeyi yapar.
- Tom bizim için her şeyi yapacaktır.

Tom will do everything for us.

- Tom büyük olasılıkla sana karşı tanıklık yapacaktır.
- Tom muhtemelen aleyhine şahitlik edecektir.

Tom will likely testify against you.

Bir Alman gazetesi için yazarken bazı gramer halini datif haliyle değiştirmen gereken her birkaç cümle ya da İngilizce çevirisi ile değiştirmen gereken bir isim dilsel olarak makaleni daha ilginç yapacaktır.

When writing for a German newspaper, every few sentences you should replace some grammatical case with a dative, or a noun with its English translation, to make your article linguistically more interesting.