Translation of "Muhtemelen" in English

Muhtemelen

Probably

Muhtemelen.

Probably.

muhtemelen kalıcı.

likely permanent.

Muhtemelen hayır.

Almost certainly not.

Muhtemelen öldü.

He is probably dead.

Muhtemelen tamam.

It's probably OK.

Muhtemelen başlamalıyız.

- We should probably get started.
- We should probably get going.

Muhtemelen kaybederdim.

I'd probably lose.

Muhtemelen gitmeliyim.

- I should probably get going.
- I should probably go.

Muhtemelen doğru.

- It's probably right.
- Possibly, it's true.

Muhtemelen gitmeliyiz.

We should probably go.

Muhtemelen çalındı.

It was probably stolen.

Muhtemelen değil.

Probably not.

Muhtemelen haklıyız.

We're probably right.

Muhtemelen hatalıyız.

We're probably wrong.

Muhtemelen iyiyim.

I'm probably OK.

Muhtemelen hatalıyım.

I'm probably wrong.

Muhtemelen haklısın.

You're probably right.

Muhtemelen hatırlamıyorsunuzdur.

You probably don't remember.

Muhtemelen yanılıyorsun.

You're probably mistaken.

Muhtemelen kaybedeceğiz.

- We're probably going to lose.
- We'll probably lose.

Muhtemelen başaracaksın.

You will probably succeed.

Muhtemelen anlayamadın.

You couldn't possibly understand.

Muhtemelen kayboldum.

I am probably lost.

Muhtemelen yanıldım.

I was probably wrong.

Muhtemelen kazanmayacağım.

I'm not likely to win.

Muhtemelen kaybedeceksin.

You'll probably lose.

Muhtemelen kazanacaksınız.

You'll probably win.

Muhtemelen kaybedeceğim.

I'll probably lose.

Muhtemelen geleceğim.

I'll probably come.

Muhtemelen kazanmayacaksın.

You're not likely to win.

Muhtemelen ağlamayacağım.

I probably won't cry.

- Muhtemelen sizi arayacaklardır.
- Muhtemelen sizi çağıracaklardır.

They'll probably be calling you.

- Tom muhtemelen kazanmayacak.
- Tom muhtemelen kazanmayacaktır.

- Tom is likely not to win.
- Tom likely won't win.

- Muhtemelen onu sevmiyorsun.
- Muhtemelen onu sevmiyorsundur.

You probably don't like her.

- Muhtemelen cevabı biliyor.
- O muhtemelen cevabı biliyor.

She probably knows the answer.

- Sen muhtemelen bizden duydun.
- Muhtemelen bizi duymuşsunuzdur.

You've probably heard of us.

- Sen muhtemelen benden duydun.
- Muhtemelen duymuşsundur beni.

You've probably heard of me.

- Tom'da muhtemelen gitmedi.
- Muhtemelen Tom da gitmedi.

Tom probably didn't go either.

- Tom muhtemelen kabul edecek.
- Tom muhtemelen katılacak.

Tom will probably agree.

Muhtemelen şoke olduğumu,

You're probably thinking I felt shocked,

şöyle derdim muhtemelen

I probably would have said,

Bu muhtemelen akıllıca.

That's probably smart.

Muhtemelen. Başarı sarhoşu.

Probably. More seduced by success.

muhtemelen hepsi vardı

they probably had it all

Muhtemelen geç kalacak.

- In nine case out of ten he will be late.
- It's quite likely that he'll be late.
- It's very likely that he'll be late.
- He's likely to be late.
- He's very likely to be late.
- He's more than likely to be late.
- There's a good chance that he'll be late.

Sen muhtemelen açsın.

You're probably hungry.

Muhtemelen onu yapacağız.

We'll probably do that.

Muhtemelen yağmur yağacak.

It is likely to rain.

Onu muhtemelen yönetemem.

I can't possibly manage it.

Muhtemelen yakında gelecek.

Probably he will come soon.

O muhtemelen gelecektir.

He is likely to come.

O, muhtemelen çalışamayacak.

He will not be able to do the work.

O, muhtemelen başaramadı.

He couldn't possibly succeed.

Tom muhtemelen haklı.

Tom is probably right.

O, muhtemelen uyuyor.

He's probably sleeping.

O, muhtemelen gelecek.

- It is probable that she will come.
- She'll probably come.

Hava muhtemelen açacak.

The sky is likely to clear up.

Muhtemelen dalga geçiyorsunuz.

You've got to be kidding me.

O, muhtemelen gelecektir.

- He is likely to come.
- He's likely to come.

O muhtemelen hatalı.

He's probably wrong.

Jane muhtemelen gelecek.

There's a good chance that Jane will come.

Muhtemelen gitmen gerekir.

You should probably go.

Muhtemelen anahtarlarımı unuttum.

It is possible that I forgot my keys.

Muhtemelen sadece paranoyağım.

I'm probably just paranoid.

Tom muhtemelen hatalı.

Tom is probably wrong.

Muhtemelen bana kızgınsın.

You're probably upset with me.

Tom muhtemelen seçilecek.

Tom is likely to be chosen.

Tom muhtemelen gelecek.

- Tom will probably come.
- Tom is likely to come.

Tom muhtemelen gelmeyecek.

Tom probably won't come.

O, muhtemelen gelmeyecek.

He probably won't come.

Tom muhtemelen kazanmayacak.

- Tom isn't likely to win.
- Tom is unlikely to win.
- Tom is not likely to win.

Muhtemelen bunu yapmamalıyım.

I should probably not be doing this.

Muhtemelen onu yapmamalıydım.

I should probably not have done that.

Muhtemelen bursu kazanacak.

He is likely to win the scholarship.

Muhtemelen kazanmayacağımı biliyorum.

- I know I probably won't win.
- I know that I probably won't win.

Onlar muhtemelen Amerikalı.

- They're probably American.
- They're probably Americans.

Muhtemelen onlar Amerikalı.

- They're probably American.
- They're probably Americans.

Muhtemelen onu yapmamalıyım.

I probably shouldn't do that.

Tom muhtemelen öfkeli.

Tom is probably angry.

Muhtemelen bunu yazmalıyım.

I should probably be writing this down.

Muhtemelen eve gitmeliyim.

I should probably get home.

Muhtemelen onu almalıyım.

I should probably take that.