Translation of "Valiz" in English

Hangi valiz Tom'un?

Which suitcase is Tom's?

Yanında çok valiz aldı.

She took a lot of baggage with her.

Bu bir deri valiz.

It's a leather valise.

Bu üç valiz Tom'un.

Those three suitcases are Tom's.

Gezinde kaç tane valiz alıyorsun?

How many suitcases are you taking on your trip?

Buradaki bu valiz kime aittir?

Who does this suitcase here belong to?

Ben sadece iki valiz getiriyorum.

I'm only bringing two suitcases.

Kapının yanında üç valiz var.

There are three suitcases near the door.

Tom valiz topluyor, değil mi?

Tom is packing, isn't he?

- Valiz kirli çamaşırlardan başka bir şey içermiyordu.
- Valiz sadece kirli çamaşırlar içeriyordu.

The suitcase contained nothing but dirty clothes.

Bu valiz için anahtarın var mı?

Do you have the key to this suitcase?

Bu boyuttaki bir valiz çok kullanışlıdır.

A valise of this size is very handy.

Bu valiz güzel mi güzel, fakat pahalı.

This really is a nice-looking briefcase, but it's expensive.

Tom iki valiz taşıyarak Mary'nin peşinden gitti.

Tom followed behind Mary, carrying two suitcases.

Valiz kirli çamaşırlardan başka bir şey içermiyordu.

The suitcase contained nothing but dirty clothes.

Hiç kimsenin istemediği ve gelip almadığı bir valiz,

the one that nobody wants, the one that nobody comes to claim.

Tom sahip olduğu her şeyi küçük bir valiz içerisinde taşıdı.

Tom carried everything he owned in a small suitcase.