Translation of "Toplamaya" in English

Servet toplamaya çalıştı.

He tried to accumulate wealth.

Gücünü toplamaya çalış.

Try to build up your strength.

Şeker toplamaya çıkıyorduk.

We used to go out to collect candy.

Ormandan odun toplamaya çalıştılar.

They tried to collect wood from the forest.

Onlar taş toplamaya başladılar.

They started picking up stones.

Tom bavulunu toplamaya başladı.

Tom started packing his suitcase.

Tom dengesini toplamaya çalıştı.

Tom tried to recover his balance.

Tom sırt çantasını toplamaya başladı.

Tom started packing his backpack.

Bakın, ciddi şekilde su toplamaya başladı.

And look, these are really blistering now.

Çiçeklikten çiçek toplamaya gitmeyin yoksa yakalanacaksınız.

Don't go picking the flowers in the flower bed, or else you'll be caught.

Sanırım valizimi toplamaya başlasam iyi olur.

I guess I'd better start packing.

Orada burada bir kenara bırakılmış şeyleri toplamaya başladık.

We started collecting unused things from here and there,

Polis dedektifi DNA testi için numuneler toplamaya çalıştı.

The police detective carefully collected samples for DNA testing.

Onlar her öğleden sonra saat üçte postayı toplamaya gelir.

They come to collect the post at three o'clock, every afternoon.

Derinlerden gelen bu defineyi toplamaya her yıl yüzlerce insan gelir.

Every year, hundreds of people come to harvest these treasures from the deep.

Radyo önümüzdeki deprem hakkında bizi uyardı ve eşyalarımızı toplamaya başladık.

The radio warned us of the coming earthquake and we started gathering our things.

Onları senin için toplamadan önce çantalarını toplamaya başlasan iyi olur.

You better start packing your bags before I pack them for you.

Tom yeni bir yetimhane için para toplamaya yardım etmeye gönüllüydü.

Tom volunteered to help raise money for a new orphanage.

Hükümet, muhalifleri, idealistleri ve Esperanto konuşanları toplamaya ve tutuklamaya başladı.

The government started rounding up and arresting dissenters, idealists, and Esperanto-speakers.

Tom ve Mary Cadılar bayramında kapı kapı dolaşıp para ve şeker toplamaya gittiler.

Tom and Mary went trick-or-treating with their friends.

- Hiç kimse, tüm ilgiyi üzerinde toplamaya çalışan tiplerden hoşlanmaz.
- Hiç kimse gösteriş düşkünlerini sevmez.

Nobody likes attention whores.

Belçika doğumlu bir IŞİD teröristi olan Aart, ölümcül terör örgütüne katılmaları için genç Belçikalıları toplamaya çalışıyordu.

Aart, a Belgian-born ISIS terrorist, was trying to recruit young Belgians to join the deadly terrorist organziation.

Trakya ve Anadolu'daki ulusal örgütleri birleştirmeye ve ulusun sesini bütün gürlüğüyle dünyaya duyuracak güvenilir bir yer olan Sivas'ta birleşik ve güçlü bir kurul toplamaya karar verilmiştir.

It was decided to unite the national organizations in Thrace and Anatolia and to gather a united and powerful committee in Sivas, which is a reliable place to announce the voice of the nation to the world with all its luster.