Translation of "Odun" in English

- Odun kesmeyi sevmiyorum.
- Odun kırmaktan hoşlanmıyorum.

I don't like chopping wood.

Biz odun kesiyoruz.

We are cutting the wood.

Tom odun kesiyor.

Tom is chopping wood.

Odun kırmayı severim.

We like to chop wood.

Bu odun yanmaz.

This wood won't burn.

Ormandan odun toplamaya çalıştılar.

They tried to collect wood from the forest.

Onların işi odun kırmak.

Their job is to chop the wood.

Onların işi odun kesmek.

Their job is to cut up the wood.

Oduncu Hick odun keser.

Hick the woodcutter cuts wood.

Islak odun iyi yanmaz.

Wet firewood doesn't burn well.

Sen odun kırmayı seversin.

You like to chop wood.

O, odun kırmayı seviyor.

He likes to chop wood.

Tom odun kırmayı sever.

Tom likes to chop wood.

O, odun kırmayı sever.

She likes to chop wood.

Mary odun kırmayı seviyor.

Mary likes to chop wood.

Onlar odun kırmayı sever.

They like to chop wood.

Her gün odun kırarım.

I chop wood every day.

Her gün odun keser.

He chops wood every day.

Tom yakacak odun kırıyor.

Tom is chopping firewood.

Tom ateşe odun topladı.

Tom gathered wood for the fire.

Tom ateşe odun ekledi.

Tom added wood to the fire.

- Mary her gün odun keser.
- Mary her gün odun kırar.

Mary chops wood every day.

Ateşe biraz daha odun koy.

Put some more wood on the fire.

Yakacak odun için sandalyeyi kırdı.

He broke up the chair for firewood.

Babam testere ile odun kesti.

My father cut wood with a saw.

Yaşlı kadın ormanda odun topluyordu.

The old woman was collecting firewood in the forest.

Biz her gün odun kırarız.

We chop wood every day.

Onlar her gün odun keserler.

They chop wood every day.

Tom yakmak için odun yardı.

Tom chopped wood for the fire.

Tom biraz yakacak odun kesti.

Tom chopped some firewood.

Ateşe bir odun daha attı.

He tossed another log on the fire.

Yapmadığızda'da size odun diye hitap edebiliyorlar

when you don't, they can call you wood

Kamp ateşine odun eklemeye gerek yok.

There's no need to add wood to the campfire.

Bana bir parça odun verir misin?

Will you give me a piece of wood?

Odun, kağıt üretimi için bir hammaddedir.

Wood is the raw material for making paper.

Ben tüm sabahı odun kesmekle geçirdim.

I spent all morning chopping wood.

- Marangozlar tahta keserler.
- Marangozlar odun kesti.

Carpenters cut wood.

Kamp ateşine biraz daha odun koy.

Put more wood on the campfire.

Her gün odun kırarsın, değil mi?

You chop wood every day, don't you?

Lütfen ateşe biraz daha odun koyunuz.

Please put some more wood on the fire.

Odun kırmak için baltaları almak zorundaydım.

I had to get the axes to chop the wood.

Sanırım biraz daha odun yarmamın zamanıdır.

I think it's time for me to split some more firewood.

Biraz odun toplamama yardım etmeni istiyorum.

I'd like you to help me gather some firewood.

Pizza, odun ateşli bir fırında pişti.

The pizza was cooked in a wood-fired oven.

Tom baltasıyla biraz yakacak odun kırdı.

- Tom chopped some firewood with his axe.
- Tom chopped some firewood with his ax.

O odun keserken sen ne yapıyordun?

What were you doing while he was chopping wood?

Ateş sönüyor; biraz odun ilave eder misin?

The fire is going out; will you add some wood?

Dışarı çık ve biraz daha odun getir.

Go out and get some more firewood.

Ateş için biraz odun almaya gider misin?

Could you go get some wood for the fire?

Tom odun parçalayıcının içine bazı dallar koydu.

Tom put some branches into the wood chipper.

Neden dışarı çıkıp biraz yakacak odun getirmiyorsun?

Why don't you go out and get some firewood?

Tom, ateşe daha fazla odun ilave etti.

Tom added more wood to the fire.

Tom odun kırarken, siz beyler ne yapıyordunuz?

What were you guys doing while Tom was chopping wood?

Tom bütün sabahı yakacak odun istifleyerek geçirdi.

Tom spent all morning stacking firewood.

Tom bütün öğleden sonra yakacak odun doğradı.

Tom chopped firewood all afternoon.

Tom günün ilk yarısını odun kırarak geçirdi.

Tom spent the first half of the day chopping wood.

İkiniz de her gün odun kırıyorsunuz, değil mi?

You both chop wood every day, don't you?

Siz üçünüz her gün odun yarıyorsunuz, değil mi?

All three of you chop wood every day, don't you?

Tom, sobasında hem odun hem de kömür yakar.

Tom burns both wood and coal in his stove.

Tom odunla yanan aşçı sobası için odun yardı.

Tom chopped wood for his woodburning cook stove.

Tom onun için biraz yakacak odun almamı istedi.

Tom wanted me to buy some firewood for him.

Bu yüzden, bazılarımız Namche'ye dönüp odun ve kereste topladılar.

So, some people returned to Namche and logged trees.

Tom tüm öğleden sonra odun yardıktan sonra yorgun hissetti.

Tom felt exhausted after chopping wood all afternoon.

Üşümesin diye ateş yakacak fakat odun yoktu o an ile

It will light a fire so that it does not get cold but there was no wood at that moment

Eski kabin pek çok modern cihazdan yoksundu, hatta bir odun sobası bile vardı.

The old cabin lacked many modern appliances, it even had a wood-burning stove.

Neden odun kesmekten büyük zevk alan bu kadar çok insan olduğunu biliyorum. Bu aktivitede sonuçları hemen anında görürsünüz. -- Albert EINSTEIN

I know why there are so many people who love chopping wood. In this activity one immediately sees the results.

“Gün boyu yaptığım tek şey hayvanlara bakmak, odun toplamak, etrafı süpürmek, yemek pişirip bulaşıkları yıkamak.” dedi, "Okusaydım bunlarla mı uğraşırdım?"

“All I do the whole day is slog with animals, fetch firewood, sweep, cook and wash dishes,” she said. “If I had studied I would have been saved from this.”